Muhalif- Özel- Ankara
PKK'nın kongre kararını açıkladığı 12 Mayıs tarihinin ardından TBMM Genel Kurulu’nun ilk oturumunda yeni siyasi denklemin profili yansıdı. ‘Terörsüz Türkiye’ adı verilen süreçle ilgili Genel Kurul konuşmalarında, AKP’li milletvekilleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’ye teşekkürlerini bildirdi. AKP Grubu adına Mardin Milletvekili Faruk Kılıç’ın konuşması, AKP- DEM ve MHP sıralarından alkışlandı. Üç partiden gelen alkışlar tutanaklara, (AK PARTİ, DEM PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) diye yansıdı.
Bugün, Meclis Grup toplantısını, Ankara Lozan Parkı’nda gerçekleştirecek olan İYİ Parti, Türkiye’nin tapu senedi Lozan ile Cumhuriyet’i hedef alan PKK bildirisinde MHP ve AKP’ye çok sert sözlerle yüklendi. İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat’ın, “Ey Cumhur İttifakı, sözde "terörsüz Türkiye" hedefiniz PKK'ya zafer kürsüsü mü, terörist başına siyaset vaadi mi? Söyleyin, utanmayın, açıklayın” sözlerine, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Utanan sensin be! Boş boş konuşuyorsun” diye tepki gösterdi.
TBMM Genel Kurulu’nun dünkü oturumunda konuşmalardan bazıları şöyle:
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Mardin Milletvekili Sayın Faruk Kılıç konuşacak.
Buyurun Sayın Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA FARUK KILIÇ (Mardin) -AK PARTİ Grubu adına, İYİ Partinin terörle mücadeleyle ilgili verilen önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Sayın milletvekilleri, şairin dediği gibi "Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır." kardeşlik türkülerini söylemektir. Kardeşliğin ilahi temeli Kur'an-ı Kerim müminler arasındaki ilişkiyi bir kardeşlik hukukuyla tanımlar. Müminler ancak kardeştir, öyleyse kardeşlerin arasını düzeltin.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Kur'an'ın katillerle ilgili hükmü de var; birinci süreçte de böyle söylüyordunuz.
FARUK KILIÇ (Devamla) - İnsanların farklı kavimlerden yaratılmış olması bir ayrışma sebebi değil, tanışma ve kaynaşma vesilesidir.
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Üç ay önce niye söylemiyordun ya bunları?
FARUK KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, kardeşlik siyasi değil, ahlaki ve dinî bir vazifedir.
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Bebek katillerini affetmek dinî vazife mi?
FARUK KILIÇ (Devamla) - Anadolu coğrafyası yüz yıllar boyunca farklı etnik grupların, özellikle Türkler ve Kürtlerin birlikte yaşadığı, acıları ve sevinçleri paylaştığı bir yurt olmuştur. Osmanlı'dan cumhuriyete uzanan süreçte, bu iki halk arasında ortak vatan ve din duygusu, aynı cephede savaşma ve bağımsızlık mücadelesi, ailevi, ticari ve kültürel bağlar üzerinden güçlü bir toplumsal doku oluşturmuştur.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin kalkınmasının, birlik ve beraberliğinin önündeki en büyük engellerden biri olan terörden kurtulma yolunda önemli bir dönüm noktasındayız. Ülkemizin geleceği, vatanımızın bölünmez bütünlüğü, aziz milletimizin sarsılmaz iradesi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu güçlü liderlik, Sayın Devlet Bahçeli'nin millî duruşu, DEM PARTİ'nin yapıcı yaklaşımı, ülkemizin daha da huzurlu, güvenli ve istikrarlı bir geleceğe emin adımlarla yürümesinin yolunu açtı ve bu yol açılmaya devam edilmektedir. Bu temelde, siyasi partiler arasındaki etkili ve verimli görüşme trafiği, istişare ve diyalog, demokratik siyasetin sorumluluk almasını ve inisiyatif üretmesini sağladı. İmralı'dan yapılan çağrı sonrasında PKK'nın kendini feshetme ve silah bırakma kararı alması, terörsüz Türkiye hedefi açısından önemli bir aşamadır. Bu tarihî fırsatın değerlendirilmesi için tüm siyasi partilerin bu sürece samimi bir şekilde katkı sağlaması ve destek vermesi ülkemizin birliği ve dirliği açısından hayati bir önem arz etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
FARUK KILIÇ (Devamla) - Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda hiçbir tartışma yoktur ve olmayacaktır. Cumhuriyetimizin temel değerlerini daima yaşatacak, hukuk devleti ilkesine bağlılıkla yüksek standartlı demokrasi yolunda emin adımlarla yürüyüşünü sürdürecek, kardeşliğin ve istikrarın aydınlığına ilerlemeye yol devam edecektir. Bu sürecin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada bulunan tüm siyasi partilerin bundan sonra kullanacağı dili hassasiyetle ve özenle kullanmasını ifade etmek istiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, DEM PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
----
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz Türk milleti; bugün burada Cumhuriyetimize yönelmiş kirli elleri deşifre etmek ve Mecliste gerçekleri haykırmak için söz aldım çünkü artık susmanın ihanete, suskunluğun suç ortaklığına dönüştüğü bir eşikteyiz. PKK'nın sözde kongresinden çıkan bildirge sadece bir metin değil, Cumhur İttifakı eliyle bu milletin alın yazısına sürülmek istenen kara bir lekedir. PKK'nın sözde kongresinden çıkan bu çirkin açıklama milletimize, devletimize ve şehitlerimizin aziz hatırasına açık bir meydan okumaktır.
Ey Cumhur İttifakı, sözde "terörsüz Türkiye" hedefiniz PKK'ya zafer kürsüsü mü, terörist başına siyaset vaadi mi? Söyleyin, utanmayın, açıklayın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Utanan sensin be! Boş boş konuşuyorsun.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Ey Cumhur İttifakı, siz, kime, hangi sözleri verdiniz de PKK "Lozan'a karşı zafer kazandık." diyebiliyor. Bu, aziz millete ve devlete ihanettir sayın milletvekilleri. Hangi masa başında, hangi küresel proje karşılığında bu milletin tarihi yok sayılıyor? Devletin tapusuna kasteden bu sözleri kabul mü ediyorsunuz? Yoksa, siz bu satırların çok öncesinden yazıldığını zaten biliyor muydunuz? Bir zamanlar "PKK veya onun siyasi uzantısıyla masaya oturan haindir." diyenler şimdi, bu masanın ayaklarını taşımaya mı memur edildi?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Siz oturuyordunuz, değil mi!
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sayın milletvekilleri, cumhuriyetimizin tapu senedi olan Lozan'a saldırmak, Türk milletini soykırımcı ilan etmek ve bu ülkenin birlik ve beraberliğini hedef almak yalnızca dağdaki teröristlerin değil, onların bu ülkenin yönetimine sızmış işbirlikçilerinin cüretidir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Boş boş konuşuyorsun ya!
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Milletin ordusuyla, polisiyle bitme noktasına getirdiği terör örgütü bugün iktidarın ve küresel ortaklarının stratejik himayesiyle yeniden diriltilmekte, meşrulaştırılmakta ve devletleşme yoluna sokulmaktadır.
Bakınız, 26 Nisanda Kamışlı'da alınan kararla Suriye'nin kuzeyinde federal bir yapı kuruluyor, 10 Mayısta Diyarbakır'da yapılan toplantı ise bu hain senaryonun Türkiye ayağıdır sayın milletvekilleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sunat, tamamlayın.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Siz hâlâ bu tehdidin farkında bile değilsiniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen hiç bir şeyin farkında değilsin!
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Bu süreçte terörsüz Türkiye vaatleriyle milleti kandıran iktidarın sahne arkasında neleri pazarlık konusu ettiği artık gün gibi ortadadır.
Atatürk'ün partisi olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisine de sesleniyorum: Lozan'a saldırı var, cumhuriyete soykırım isnadı var, PKK'ya zafer kutlaması var ama sizin ne dediğiniz belirsiz, siz de tarihsel görevinizi terk ettiniz, artık bu Mecliste bir taraf olmak zorundasınız; ya cumhuriyetin yanında duracaksınız ya da ihaneti alkışlayanların safında yer alacaksınız. Lozan'a sahip çıkmak Mustafa Kemal'in mirasına sahip çıkmaktır sayın milletvekilleri.
Ve son söz olarak şunu diyorum…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti, devleti onu yönettiğini sananların değil, cumhuriyeti canı pahasına korumaya yemin etmiş aziz Türk milletinindir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
---
AK PARTİ GRUBU ADINA CÜNEYT YÜKSEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; terörsüz Türkiye hedefimize engelleri aşarak, ön yargıları kırarak, fitne ve nifak tuzaklarını bozarak emin adımlarla yürüyoruz. Cumhur İttifakı olarak iç cephemizi tahkim etme amacıyla büyük bir gayretle hayata geçirdiğimiz terörsüz Türkiye hedefinde dün kritik bir eşiği daha aştık. Terör örgütü kendini feshetme ve silahları teslim etme kararı aldığını açıkladı.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - "Zafer kazandık." diyor, “Zafer kazandık.”
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Alınan kararı ülkemizin güvenliğinin, bölgemizin huzurunun, milletimizin ebedî kardeşliğinin perçinlenmesi adına önemli buluyoruz.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - "Teslim olduk." demiyor.
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Bu açıklamayı, Kuzey Irak'la birlikte Suriye ve Avrupa başta olmak üzere örgütün tüm uzantılarını da kapsayan bir karar olarak değerlendiriyoruz.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Uzantıları onları kabul etmiyor.
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Terörün ve şiddetin tamamen devreden çıkmasıyla birlikte, başta siyasetin demokratik kapasitesinin güçlendirilmesi olmak üzere her alanda yeni bir dönemin kapıları ardına kadar açılacaktır. Emperyalistlerin asırlık planları ölümcül bir darbe yiyecek, kardeşliğimize saplanan kanlı hançer, inşallah, ebediyen sökülüp atılacaktır.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Millete "soykırımcı" diyor ya! Siz neyini kabul ediyorsunuz? 2013'te de böyle diyordunuz.
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Kandan, silahtan ve gözyaşından beslenenler kaybederken kazanan milletimiz ve memleketimiz hatta bölgemizdeki tüm kardeşlerimiz olacaktır.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Tabii, FETÖ'yle birlikte böyle diyordunuz.
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kökenlerimiz, kültürlerimiz, inançlarımız farklı olsa da hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşlarıyız. Adımız ne olursa olsun soyadımız Türkiye'dir; bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Bu gönülde açtığı bu kader ortaklığını ve kardeşlik şuurunu yücelttiğimiz takdirde Allah'ın izniyle Türkiye'nin bileğini hiçbir güç bükemeyecektir. İktidar ve Cumhur İttifakı olarak Türkiye'yi kırk yıldır kanayan bu yaradan kurtarma noktasındaki kararlılığımızı tekrar vurgulamak istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Bahçeli'nin Türkiye'yi esas alan siyasetteki birlikteliği ve uyumu, halkımızın desteği, siyaset kurumunun sorumlu yaklaşımı, devletin tüm kurumlarıyla ve tam kapasiteli olarak sürecin yürütücülüğünü yapması terörsüz Türkiye'ye geçişin güvencesi olmuştur. Örgütün kendini fesih ve silah bırakmasıyla, yıllar boyunca neredeyse her gün ocaklara ateşlerin düştüğü günler artık geride kalmıştır. İnşallah, terör yüzünden anne, eş, evlat yüreklerinin cayır cayır yandığı haberleriyle bir daha karşılaşmayacağız. Dünyadaki benzer örneklere baktığımızda terör örgütlerinin silahsızlanma süreçlerinin ancak güçlü bir irade ve toplumsal destekle mümkün olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, terörsüz Türkiye modelinin küresel ölçekte örnek alınacağına inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla) - Geldiğimiz noktada terörsüz Türkiye için şu tespitleri yapmak artık mümkündür: Terörsüz Türkiye bir sonuç değil, yeni bir başlangıçtır. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması ve bu aşamasının sona ermesiyle Türkiye için tarihsel bir yükseliş dönemi artık başlamaktadır. Yeni dönem Türkiye'yi her bakımdan güçlendirecektir. Bugün yer yer bazı hatipler tarafından terörsüz Türkiye'yle ilgili gerek Cumhur İttifakı'na gerek Hükûmetimize yönelik kabul edemeyeceğimiz ifadeler kullanılmıştır. Bu süreçle ilgili, bu gelişmelerle alakalı on yıllardır her yönden baskı altına alınarak bedeller ödediğimiz terörle mücadelede geldiğimiz bu süreç, bu gelişme ülkemiz adına çok önemli bir kazanımdır.
----
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Açıkçası ilk konuşmamda sormuştum: "Yirmi üç yıldır terörsüz Türkiye için hangi adımları attınız ve atamadınız?" diye. Ne oldu da bugün "terörsüz Türkiye" lafını terennüm etmeye başladınız? Ne oldu? Kendi arkadaşlarınızın ifadesi, kendi Bakanınızın ifadesi buyurun burada, diyor ki İçişleri Bakanınız, kendi arkadaşınız söyledi: "86 terörist kaldı, nefes alamıyorlar." Bunu sizin Bakanınız söyledi. Neyin silahını bırakacaklar?
Şimdi, bakın, böyle bir dönemden geliyorsunuz ve yirmi üç yıldır bu konuda gerekli hiçbir adımı atmamışsınız veya atamamışsınız.
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - İşine bak, işine bak!
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bugün ortalığa çıkılıyor hangi saik ve gerekçeyle ise deniyor ki: "Terörsüz Türkiye." Evet, terörsüz Türkiye ve teröristsiz Türkiye ama bizden…
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Sen anlamazsın!
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ben anlarım, siz anlamıyorsunuz; anlasanız ülke bu hâle mi gelirdi, anlasanız buraya mı gelirdi? Dolayısıyla…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Anlamıyorsunuz!
BAŞKAN - Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, Kandil'den terör örgütü bir talimat yayınlıyor ve diyor ki: "Türkiye Cumhuriyeti devleti soykırım yapmıştır." sesiniz çıkmıyor. "Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtleri imha etmiştir, asimilasyona uğratmıştır, milyonlarca Kürt'ü sürgüne göndermiştir." diyor, sesiniz çıkmıyor. Ardından ne diyor? "On binlercesini işkenceden geçirmiştir." Ne zaman geçirdi? Sesiniz çıkmıyor. Sizin döneminizde mi geçti bunlar, sürgüne ne zaman gitti? Muhatap sizsiniz, biz değil. Sizin hukukunuzu korumaya çalışıyoruz; bu ülkenin hukukunu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukukunu korumaya çalışıyoruz. Yıllarca gerekeni yapmamışsınız, burada yöneltilen eleştirilere şimdi kalkıyorsunuz, itiraz ediyorsunuz. Bakın, açıkça diyor ki "Lozan Antlaşması'nı ortadan kaldırmak üzere kurulduk biz." Lozan Antlaşması nedir? Bu ülkenin tapu senedidir. "Sevr'i getirmek istiyoruz." diyor. Dört parçalı kürdistandan bahsediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Evet, buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Hiçbir yorum yapmıyorsunuz, hiçbir değerlendirme yapmıyorsunuz ve sonra "Üniter devlet yapısı sona ermelidir." diyor ve en son söylediği şey -açın okuyun; belli ki okumamışsınız, okusanız rahatsız olurdunuz zaten- "Türkiye Büyük Millet Meclisinin -yani bizi kastediyor, buraya hitap ediyor- tanıyacağı özgürlük ve siyaset hakkıyla teröristbaşı Öcalan süreci yönetmelidir, şu kürsüde konuşmalıdır." diyor.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Yuh! Yuh! Yuh!
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bu mesele, Türkiye Cumhuriyeti'nin meselesi, hepimizin meselesi, bunu burada konuşalım diyoruz. Niye cesaret edip de kabul etmiyorsunuz bu önergeyi? Niye bunlar açık seçik burada konuşulsun istemiyorsunuz? Diyoruz ki: Binlerce teröristi affedeceksiniz, kapalı kapılar ardında devam eden pazarlıklarınız var. Niye çıkıp da "Hayır, hiçbir terörist affedilmeyecektir, teröristbaşı cezaevinden çıkmayacaktır." diyemiyorsunuz? Çünkü kapalı kapılar ardında pazarlık yapıyorsunuz. Bizim de vazifemiz millet adına bunları konuşmak, millet adına Parlamentonun gündemine getirmek. Lütfen çiçekten, böcekten bahsetmeyin; milletin gerçeklerinden, Türkiye'nin gerçeklerinden bahsedin. Bu sorularıma cevap vermekle mükellefsiniz.
---
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
"Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu süreçle ilgili, terörsüz hedefle ilgili kirli ya da farklı bir şekilde pazarlık içerisine girmiştir." iddialarını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. "Arka kapılarda kapalı pazarlıklar..." gibi iddiaları, ithamları asla kabul etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti gündemine hâkimdir. Milletimizi onlarca yıldır süren terör belasından kurtarma adına çok önemli bir gelişme olmuştur. Terör örgütünün kendisini feshetmesi, silahları gömmesi, ülkemiz adına ancak sevinilmesi gereken bir süreçtir. Ve nerede, ne zaman olursa olsun, ülkemizi tehdit eden hangi unsur, hangi terör örgütleri olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti her zaman mücadelesini vermeye muktedirdir, güçtedir. Zaten yirmi üç yıldır Cumhurbaşkanımız liderliğinde, terörle etkin, kararlı bir mücadele olduğu için bugün bu netice olmuştur. Bu başarılar olduğu için bu neticeyi almışızdır, bunu da yapmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)