İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5431 %0.06
49,6311 %0.01
5.763,72 % 0,19
92.139,70 %-1.142
Ara
Muhalif. KÜLTÜR SANAT Türkan Şoray: İmkan olsa setlere dönsem ama...

Türkan Şoray: İmkan olsa setlere dönsem ama...

Türk sinemasının usta oyuncularından Türkan Şoray, "Büyük Taarruz 4. Uluslararası Kısa Film Festivali"ne konuk oldu. Şoray, "Keşke imkan olsa film setlerine dönsem ama maalesef ki dünyada ve Türkiye'de de böyle 35 yaşından sonra artık başrol oynamıyorsunuz. Genç ve çok güzel olmanız lazım. Belli bir yaştan sonra sinema sizi önemsemiyor," dedi.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 4 dk

Afyon Kocatepe Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte, Şoray'ın çocukluğunu, gençliğini ve olgunluk halini yapay zeka kullanarak bir araya getiren film gösterimi yapıldı.

Şoray, kıtlığı ve insanın yaşam mücadelesini anlatan "Açlık" filmi için Afyonkarahisar'a geldiğini hatırladığını, dönemin ilk kadın yönetmenlerinden Bilge Olgaç'ın film çekimi sırasında bir ay kadar buranın köylerinde kaldığını söyledi.

“Kendimi tanımadan önce sinemayı tanıdım”

Şoray, konuşmasında sinemayı ve oyunculuğu çok özlediğini belirterek "Kendimi tanımadan önce sinemayı tanıdım. Sinemayla birlikte kendimi tanımaya başladım. Sinemayla beraber yıllar geçti. Sinema benim nefes aldığım, yaşadığım bir yer oldu. Ben sinemasız yaşayamazdım. Yıllarım geçti." dedi.

Hayranlarının kendisine "aşkı sizin filmlerinizden öğrendik" dediğini aktaran Şoray, "Bunlar hep sinemanın bana getirileri oldu. Keşke imkan olsa film setlerine dönsem ama maalesef ki dünyada ve Türkiye'de de böyle 35 yaşından sonra artık başrol oynamıyorsunuz. Genç ve çok güzel olmanız lazım. Belli bir yaştan sonra sinema sizi önemsemiyor. Sizlerle beraber olduğum zaman diyorum iyi ki o filmleri çevirmişim. Beni sevdiğinize inanıyorum. Sizin sevginizi kazanmışım." ifadelerini kullandı.

Konuşmasında gençlere tavsiyelerde bulunan Şoray, şunları kaydetti:

"Sinema, tüm kitleleri bir anda etkiliyor. Bunu sinema yaptıkça, bu sanatın insanları ne kadar etkilediğini görüyorsunuz. Mesela 'Selvi Boylum Al Yazmalım' diye bir filmim var. İnanıyorum ki ülkemde bu filmi görmeyen kalmadı ama orada mesela insanlara duygu olarak geçen çok şey var. Bunun gibi birçok filmim var. Yalnız benim değil, diğer sinemacı arkadaşlarım da böyle, mesela Şener Şen'in, Hülya Koçyiğit'in, Filiz Akın'ın, Fatma Girik'in, hepimizin böyle insanların kalbine dokunan, onlara bir şeyler anlatan filmlerimiz var. Çok önemli bir şey yaptığınıza inanmanız lazım. Müthiş bir sorumluluk, hayatınızda önceliklerinizin olması lazım. Benim yıllar boyu hayatımda sadece öncelikli sinema oldu. Sinemayı ihmal ettiğiniz zaman hemen o da sizi ihmal eder. Çok sevmek, çok çalışmak lazım."

Yeşilçam döneminde setlerin "aile gibi" olduğunu söyleyen usta sanatçı, sinemanın kolektif bir çalışma olduğunu, imkansızlıklar içinde 10-15 kişilik ekiplerle filmlerin çekildiğini, soğukta, sıcakta birlikte yaşanan zorlukların ekip arasında bir akrabalık bağı oluşturduğunu anlattı.

“Hayata hep güzel tarafından bakmak lazım”

Türkan Şoray, şimdi setlerin çok kalabalık olduğunu, bu durumun Yeşilçam'daki "sıcak, samimi" ilişkileri azalttığını, yönetmen ve oyuncu arasındaki doğrudan iletişimin monitörler üzerinden, asistanlar aracılığıyla gerçekleştiğini, samimiyetin kaybolduğunu belirtti.

Sinemanın, çağının bir aynası olduğuna işaret eden Şoray, "Yıllar önce ailenin düzeni nasılsa sinema bunu yansıtıyordu. Bugün ailenin düzeni nasılsa onu yansıtıyor. Eskiden daha büyük, sıcak aile bağları vardı. Böyle akşam yemeklerinde bir araya gelinirdi. Hala böyle aileler var. Mesela şimdilerde çocuklar daha özgür yetişsin diye çocuklar ne isterse yapılıyor. Bunun da bir sınırı olmalı diye düşünüyorum. Ailede saygı ve sevgi çok önemli. Onun muhafaza edilmesi lazım." diye konuştu.

Şoray, şöhreti kaldırabilmenin çok önemli olduğunu, kendisinin küçük yaşlarda ve yavaş yavaş tanınması sayesinde bu duruma alışabildiğini, şöhret olmaktan ziyade sevilmenin kendisini mutlu ettiğini ifade etti.

Yapay zeka ile filmler çekileceğini ancak sinemanın temelinde duygu olduğunun altını çizen Türkan Şoray, "Sinemadaki görüntü duygulara hitap eder. Yapay zekada duygu yok. İsterse dünyanın en güzel kurgusunu yapsın, en güzel görüntüleri versin ama o duygu size işlemedikten, dokunmadıktan sonra yansıttığı sadece maddedir." dedi.

Usta sanatçı, Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı'nın "Tatlı Hayat" gibi komedi dizilerindeki performansıyla ilgili sorusuna, "Hayata hep böyle güzel tarafından, komik tarafından bakmak lazım. Atıf Yılmaz bana 'Sen dram oyuncusundan çok komedi oyuncususun' derdi." yanıtını verdi.

Söyleşiye katılan öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Şoray, program bitiminde katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *