İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
88.258,17 %0.083

ABD’de iç savaş tehdidi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
ABD’de iç savaş tehdidi

Robert Reich ABD’nin eski Başkanlarından Demokrat Bill Clinton’ın Çalışma Bakanlığı’nı yapmış bir kişilik. Tanınmış bir hukuk profesörü. Bir kaç gün önce sosyal medya platformu Substack’te, “Trump’ın Planı” başlıklı bir yazı yazdı. Reich, yazısında özetle diyor ki:

“ABD’nin bundan sonra önünde iki yol var. Ya sıkıyönetim ilan edilecek ya da iç savaş çıkacak.”

Dehşet değil mi? Dünyayı yönettiği var sayılan ABD’nin başına dokuz ay önce seçilen Donald Trump gibi bir kaçık başkanlık süresinin bir yılı bile dolmadan ülkesini ne hale getirdi! Trump ve ekibi ABD çapında açık açık beyaz derili olmayan göçmen ve mülteci avına çıktı. Bunu da Göçmen ve Mülteci Bürosu (ICE) ajanları eliyle yaptırıyorlar.

Göçmenler ve mültecilere uygulanan bu insanlık dışı politikayı protesto eden Amerikalılar’ın üstüne Ulusal Muhafız birliklerini salıyorlar. Trump Yönetimi’nin hedefi ABD’yi beyaz olmayan insanlardan temizlemek. Ne kadar Nazi ve Hitlervari bir tutum değil mi? Ancak, bu durumun baş sorumlusu ona oy veren cahil ve onun kadar kaçık ve çıkarcı Amerikan seçmeni.

Reich şöyle yazıyor:

“’Kırmızı eyaletler’ tabir edilen Cumhuriyetçiler’in ağırlıkta olduğu eyaletlerin valileri ve meclisleri ‘mavi’ dediğimiz Demokrat Partili eyaletlere karşı öldürücü güç kullanmaya hazırlanıyorlar. Böyle bir şey yaşamamamız için duacıyım, ancak Trump, Göçmen ve Mülteci Bürosu (ICE) ajanlarını korumak için sözkonusu pek çok eyalete Ulusal Muhafız (National Guard) birlikleri göndermeye hazırlanıyor. Birlikler, Başkomutan konumudaki Trump ve Pentagon’un kontrolunda. Savunma Bakanı Pete Hegseth, alınan önlemlerin şimdilik 60 gün süreyle geçerli olacağını açıkladı.

“Öte yandan Trump,  1807’de yürürlüğe giren ‘Başkaldırıyla Mücadele Kanunu’nu devreye sokarak kanun uyarınca sert tedbirler alma yoluna gideceğini açıkladı. Bu kanuna göre Trump, hiç bir mahkeme kararı olmadan istediği bölgeye istediği kadar askeri birlik gönderebilecek.

“Trump’ın bir troyka’sı (Rusça üçlü) var. Bunlar Başkan Yardımcısı JD Vance, İç Güvenlik Danışmanı Stephen Miller ve Yönetim ve Bütçe Ofisi Başkanı Russell Vought. Trump, kafasında tasarladığı planı bu üçlüyle birlikte yürürlüğe koydu. Trump 30 Eylül’de Pentagon’daki toplantıda ABD askerlerini kullanma planının esas olarak siyasi düşmanlarını cezalandırmak amacıyla hazırlandığını hiç gizlemedi. Trump Pentagon’daki toplantıda, ayrıca,  askeri komutanlara, ‘radikal solcu demokratlar’ın bulunduğu kentlerden gelecek’ iç işgale karşı vatanı korumakla görevli olduklarını bildirdi. Trump, bazı ABD kentlerini Amerikan askeri birliklerinin eğitim merkezleri olarak kullanmayı amaçladığını da üstüne basa basa söyledi. “Reich yazısının bundan sonrasında ICE ajanlarının belirlenen kentlerde, özellikle Latin ve Afrika kökenli göçmenler oldukları var sayılan kişileri sorgusuz sualsiz sokak ortasında durdurabileceklerinin, evlere gece yarıları baskınlar yapabileceklerin, her türlü şiddeti uygulama yetkisi verileceğinin altını çiziyor.

Reich son olarak da şöyle yazıyor:

“Trump’ın planının alt yapısını  Vance, Miller ve Vought üçlüsü hazırladı. Başkaldırıyla Mücadele Kanunu’nu yürürlüğe sokma kararı  dilerim federal mahkemeler ve Yüksek Mahkeme’den geri döner. Öte yandan Trump’ın üçlüsü de hazırladıkları planı bir an önce uygulamaya koymak peşinde.

“Sizleri boşuna korkutmak istemem ama yaklaşan bu korkunç tehlikeye de dikkatinizi çekmeyi de kendime görev bildim. Tehlike büyük ve hızla hayata geçecek gibi görünüyor.”

KRALLARA HAYIR GÖSTERİLERİ

Öte yandan geçtiğimiz Pazar günü Los Angeles’ten New York’a, Washington’dan Şikago’ya kadar ABD’nin 2 bin 700 ayrı kent ve kasabasında tam 7 milyon kişi Trump’ın politikalarını protesto gösterileri düzenledi. “Krallara Hayır” (No Kings) adı verilen gösterilerin ilki Haziran ayında yapılmış, katılımcılar gene milyonları bulmuştu. Gösterilerin sloganı neden “Krallara hayır” diye sorarsanız... ABD halkının büyük bir bölümü artık Trump Yönetimi’nin krallığa, astığım astık, mantığıyla yürüyen bir rejime dönüşmeye başladığını düşünerek bunu protesto ediyor; Trump’ın, ortalıkta dolaşan başı taçlı resimlerine gönderme yapıyor. Ülke çapında 50 eyalette 7 milyon kişinin bu gösterileri düzenlemesinin önemine gelince... Amerikan halkı Pazar günleri evinde dinlenmeyi, televizyon başından ayrılmamayı sever. Bir Pazar günü milyonlarca kişinin sokaklara dökülmesi dokuz ayda Trump’ın canlarına tak ettirttiğini gösteriyor.

Daha önce de yazdığımı tekrarlayayım. ABD dünyayı yönettiği varsayılan bir devlet. Ama düştüğü bu duruma baktıkça acaba “autophagie” (Latince kökenli sözcük, anlamı kendi kendini yiyip bitirmek) evresine mi girdi diye düşünmekten kendimi alamıyorum.  Namus, vicdan gibi kavramlardan bihaber, sadece kendi çıkarını ve parasını düşünen  kaçık Trump ve onun kadar beter avanesi ABD’yi nasıl bir batağa sürüklüyor? Böyle bir adama ve yakın çevresine sırtını dayayıp iktidarını sağlama almak isteyenlere hatırlatırım. Yarı yolda kalıverirseniz ne yapacaksınız? Halk TV’nin internet sitesinde genç meslektaşımız Bahadır Özgür “Salto Mortale” (Latince ölüm perendesi) başlıklı yazısında çok önemli noktalara parmak basmış. Okumanızı tavsiye ederim.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *