Dünya plastik üretimini tartışırken bizim soframıza plastik onayı !!! Geri dönüştürülmüş plastiklerden gıda ambalajı
Cenevre’deki toplantı salonlarında şu sıralar dünyanın geleceği pazarlık masasında. Ama masanın etrafında yalnızca devlet delegeleri yok. Tam 234 lobici, üstelik bazıları ulusal delegasyon ekiplerinin içinde resmen yer alıyor. Prof. Dr. Sedat Gündoğdu’nun deyimiyle “lobicilerin gölgesinde” yürüyen bu toplantılar, plastik krizine çözüm bulmak yerine, çözümü ertelemenin yollarını arar hale gelmiş. Üstelik toplantıya bomba gibi düşen bir de mektup var. Trump hükümeti tarafından gönderilen mektupla, ülkeler tehdit ediliyor.
Yeni bir toplantı değil bu. Bu ekip bu konuyu çözmek için 6. Kez toplanıyor. Hükümetlerarası Müzakere Komitesi’nin (INC) 6. toplantısı. Ama geçtiğimiz yıl “son kez toplanıyoruz, artık bu plastik işine çözüm bulanacak” demişlerdi Kasım 2024 ‘de yapılan 5. Toplantıda. Yine çözüm bulunamayınca bu kez 6. Toplantı demiyorlar da 5. Toplantının 2. Bölümü diyorlar. Her neyse, ne derseniz deyin bir çözümün peşinde olun.
Toplantıyı bizzat yerinde izleyen Çukurova Üniversitesi’nden hocamız Sedat Gündoğdu ile yaptığımız sohbetten edindiğim izlenimleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle toplantıya katılan ülkeler arasında derin bir ayrışma var, bu ayrışma yeni değil yıllardır sürüyor.
- Bir taraf plastik üretimini baştan azaltmak gerektiğini savunuyor.
- Diğer taraf ise çözümü geri dönüşüm gibi “sonraki aşama” yöntemlerde arıyor.
175 ülkenin katıldığı toplantıda 100 ülke ilk fikri savunuyor “DU” ancak, Trump hükümeti tarafından gönderildiği iddia edilen mektup ortalığı karıştırdı.
Reuters’ın ortaya çıkardığı bilgiye göre, Trump hükümetinden gelen mektup Türkiye’ye de gönderildi. Mektupta açık açık “plastik üretimine kısıtlama getiren küresel hedefleri desteklemeyeceğiz” deniliyor. Dahası, iddiaya göre ABD, istediği gibi bir anlaşma çıkmazsa bu hedefleri savunan ülkelere gümrük uygulayacağı tehdidini savuruyor. Yani, üretim sınırlaması değil, yalnızca “atık yönetimi” konuşulsun istiyorlar. Hatta “plastik üretimini durdurmalıyız” diyen bazı ülkelerin; şimdi tonlarını yumuşatmış görüntüleri de dikkat çeken bir diğer husus. Trump’ın tehditleri işe yaramış olabilir.
Sedat Hoca, Reuters muhabirlerinin bu mektubu kendilerine de sorduklarını, ama mektubu görmediklerini, bununla birlikte bazı delegasyon üyelerinin mektubu doğruladıkları bilgisini de paylaşıyor.
Bu arada orada bulunan gözlemciler, STK yetkilileri, bilim insanlarına lobicilerin adeta nefes aldırmadıklarını öğreniyoruz Sedat Hocadan. Çoğu plastik üreticilerini, petro-kimya devlerini temsil eden bu kişilerin, erkenden salonlara gidip, toplantı çalışma alanlarını konunun asıl muhataplarına yer kalmayacak şekilde doldurmaları gerçekten komik, adamlar ne hale düşüyorlar.
234 lobici sayısının neden önemli olduğunu şöyle anlattı Sedat Hoca ben de onun sözleri ile aktarmak istiyorum; “Bu sayı Avrupa Birliği Delegasyonu heyetinin sayısından, benim de içinde olduğum 60 bilim insanı sayısından ve Pasifik adaları ülkeleri sayısından oldukça fazla.” Ne yapıyor bu lobiciler? Plastiklerin üretimi devam etsin diye canhıraş koşuşturup duruyorlar.
Cenevre’deki bu oturum 15 Ağustos’ta sona erecek. Önümüzdeki hafta 60 ülkenin çevre bakanı bizzat gidecek toplantıya. Ama Türkiye listede yok. Suudi Arabistan ise “konsensüs” çağrısı yapıyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: Konsensüs olursa, “dağ fare doğurdu” misali, zayıf bir metin çıkma ihtimali yüksek.
Ve canım ülkemiz Türkiye…
Cenevre’de bu görüşmeler devam ederken, Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı sessiz sedasız bir yönetmelik hazırlığında. Taslak, ithal plastikler de dahil olmak üzere geri dönüştürülmüş plastiklerin, gıda ile temas eden ambalajlarda kullanılmasının önünü açıyor. 28 Temmuz’da kamuoyu görüşüne açılan bu taslak metinde hiçbir sınırlama yok. Çocuk mamaları, bebek ürünleri, hamile veya hasta bireylerin gıdaları dahil olmak üzere hangi ürünlerde kullanılabileceğine dair net yasak ya da kısıtlama bulunmuyor. Bu durum potansiyel sağlık riskleri açısından dikkat çekici. “Ha zaten plastik ambalajlı gıdalar yok mu?” Sorusu gelebilir aklınıza,
Evet, şu anda da gıdaların büyük bölümü plastik ambalajlarda satılıyor. Fakat mevcut uygulamada bu ambalajlar “birincil plastik” dediğimiz, ilk kez üretilen, gıda ile temas etmesi onaylı malzemelerden yapılıyor.
Yeni yönetmelik taslağı ise farklı bir kapı açıyor:
Geri dönüştürülmüş plastik – üstelik ithal olanlar da dahil – gıda ile temas eden ambalajlarda kullanılabilecek.
Gıda güvenliği açısından risk şu: geri dönüştürülmüş plastiklerin içinde önceki kullanımından kalan kimyasal kalıntılar, tehlikeli katkı maddeleri veya mikroplastikler olabilir.
Yani, mevcut durumda sıfırdan üretilmiş, gıda için onaylı plastiğin yerini; geçmişte farklı amaçla üretilmiş, ne taşıdığı tam bilinmeyen bir plastik alabilir. Özellikle PFAS (kalıcı kimyasallar), ağır metaller, pestisit kalıntıları gibi maddeler, geri dönüşümle yok olmaz; aksine gıdaya bulaşma riski taşır.
Bu yüzden yönetmelik, çocuk, bebek, hamile ve hasta gıdalarında özel yasaklar getirmediği için eleştiriliyor.
Kullanılacak plastiklerin kimyasal güvenliği ve izlenebilirliği konusunda da net hükümler yer almıyor. Aynı zamanda hangi kimyasal güvenlik kriterlerinin geçerli olacağı, hangi sınırların konacağı gibi ayrıntılar kamuoyuyla paylaşılmamış durumda. Bu durum, PFAS gibi kalıcı ve toksik kimyasalların gıda zincirine karışma riskini artırıyor.
Cenevre’deki müzakereler 15 Ağustos’ta bitecek. Eğer masadan güçlü bir karar çıkmazsa, bugün lobicilerin doldurduğu salonlarda kaybedilen mücadele, yarın soframızda, bedenimizde ve doğamızda mikroplastik olarak geri dönecek. Ülkemizdeki kamuoyu görüşüne açılan taslak yönetmeliğe görüş ve öneri bildirme süresi de 16 Ağustos’ta sona eriyor. Dünya plastik kirliliğini tartışırken, bizim soframıza girecek plastiklerin yasal zeminini genişletmeye çalışılması ile sesimizi çıkartmanın tam vaktidir diyorum.
Son iki not; 1-Yazının en başında söz ettiğim 234 lobici farklı farklı ülkelerden. Geçen sene bu sayı 221 ve Türkiye’den de bir lobici varken, bu sene ülkemizi temsil eden bir lobici bulunmuyor olmasını sevindirici buldum açıkçası J 2- Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taslağı için görüş bildirmek isterseniz adres [email protected] adresinden mail gönderebilirsiniz.