"Kanlı 1 Mayıs"ın Taksim Meydanı'ndaki tanığı anlattı

Yazarımız Cüneyt Akman 1 Mayıs 1977'de bizzat yaşadıklarını yazdı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Yazarımız Cüneyt Akman 1 Mayıs 1977'de bizzat yaşadıklarını yazdı
Abone ol
Twitter'dan 21 tweetten oluşan bir flood (tweet zinciri) paylaşan Akman, "Bu yazdıklarım gazeteler çıkmış olan haberlerden değil bizzat kendi yaşadıklarım" dedi.

Yazarımız Cüneyt Akman'ın 44 yıl önce yaşadıklarını anlattığı ve resmi Twitter hesabından paylaştığı tweet zinciri şöyle:

1. 1 Mayıs 77 hakkında yıllar içinde birçok yanlış bilgilendirme (dezenformasyon) yayıldı. Bunlarla ilgili birkaç şey söylemek elzem. Zira sonraki olaylar açısından önemli bir kırılma noktasıdır o gün. Sonrasını anlamak için de gereklidir.

2. 77 1 Mayıs'ında olanları anlamak için yarı gizli devlet içi ama dış bağlantılı bir örgütü (kontrgerilla) anlamak kilit önemdedir. Bir de solun içsel zaaflarını...

3. İslamofaşist eğilim kendisinin doğrudan bir unsuru olduğu kontrgerillayı, Ergenekon kumpasıyla soruşturuyor görünümü altında, aslında son yılların en büyük kontrgerilla operasyonunu icra etmişti.

4. 77 öncesi Avrupa ve Latin Amerika'da -daha sonra İtalyan kolunun adıyla- Gladio olarak bilinecek bu örgüt aşırı sağcı neofaşist kadroların işbirliğiyle çok sayıda terör eylemi yaptı. Amaç solun kitle eylem ve örgütlenmesini ve daha sonra bir darbe ile iktidara el koymaktı.

5. Bu örgütün arkasındaki "Atlantik" yapılanmasında baştan beri taha sonra Batı'ya  iltica etmiş eski Nazi generallerinin olduğun bugün artık biliniyor. Bakınız Gehlen Örgütü. Türkiye'de bu bağlantıları Ruzi Nazar isminden FETÖ'ye dek takip etmek mümkün.

6. Neofaşist teröristlerin Gladio önderliğinde yaptıkları korkunç katliamlardan biri 2 Ağustos 1980'de Bologna Garı'nı bombalayarak 85 masumun ölümüne sebep olmaları. İtalya bunu deşifre etti. Türkiye'de ise korundular hâttâ yüksek mevkilere getirildiler.

7. "Kontra"nın 1977-88 yılından beri amacı ya "demokratik" yolla ya da aşırı sağ askeri darbe ile iktidara el koymaktı. 70'lerde antifaşist mücadele ve asker içindeki bazı doğru tasfiyeler (Org. Ersun olayı) bunu imkansız kılınca herhangi bir darbeye çalışıldı. Sonuç: 12 Eylül.

8. 12 Eylül rejimi bir taraftan neofaşist hareketi cezalandırarak kendine meşruiyet devşirmeye çalışırken diğer yandan  "Türk-İslam Sentezi" politikasını uygulayarak bugüne gelecek yolları döşedi.

9. Neofaşist eğilimleri ve kontra bağlantıları çok sıkı "aşırı milliyetçi" gelmesi için çalıştıkları 12 Eylül'ün kendilerine karşı tutumuyla şok yaşadı. Mahkemelerdeki "Kendimiz zindanda, fikirlerimiz iktidarda, bu nasıl iş" söylemi bu şoku yansıtır.

10. Ülkede büyük felaketlere yol açan "Kontra",1960'larda İslamcı radikalleri, 1970'lerde Türkçü aşırı sağı kullandı. 2000'li yıllarda Türkçü kesim, laiklik ve demokrasi temelinde iç hesaplaşmalar ve bölünmeler yaşadı. Diğer her siyasi eğilimin yaşadığı gibi...

11. 77 Mayıs'ı üzerinden kalkarak konuşmamız gereken çok önemli bir konu da solun sosyalist solun içsel zaafıdır. İlk defa bu yıllarda kitleselleşen sosyalistler dünya solunda görülen ayrımları Türkiye'de belki her yerden keskin yaşadı.

12. 70'lerde solda "Çinci/Maocular" Sovyet yanlılarını "Sosyal Faşist" diye nitelerken Sovyetçiler ötekilere, "Maocu Bozkurt" diyorlardı. Yetmedi Arnavutluk taraftarları bile çıktı. Sosyalist anaakım  bundan uzak durdu. Yine de halkta sola güven kaybının önemli sebebi bu oldu.

13. Sovyetçi (TKP ve onun egemen olduğu Disk yönetimi) ile "Maocu" ("Halkın..." ibaresiyle başlayan çok sayıda örgüt) arasındaki gerginlik, DİSK'in "Maocular"ı 1 Mayıs'a almayışı Kontraların meydanda bir iç çatışma çıkararak solu gözden düşürme provokasyonuna uygun ortam yarattı

14. Ancak "Maocu" Aydınlık grubu katılmayarak, Arnavutluk yanlısı Halkın Kurtuluşu ise Tarlabaşı tarafında DİSK mitinginin bitmesini bekleyerek provokasyona uygun ortamı azalttı. DİSK de iyi güvenlik önlemleri almıştı ve provokasyon iyice zorlaştı.

15. Fakat DİSK mitingi olması gerekenden bir miktar daha fazla uzattı. Tarlabaşı tarafında gerginlik arttı. Tam o sırada ben Atatürk heykelinin dibinden Sıraselviler tarafına doğru yürümeye başlamıştım ki Tarla başı tarafından geleceği  zannedilecek şekilde silah sesleri duyuldu

16. Meydandaki yarım milyona yakın ve iğne atılsa yere düşmeyecek kalabalık korkunç bir panik yaşayarak çevredeki sokaklara ve bilhassa Sıraselviler'e doğru kaçmaya başladı.

17. Yine de ölüm ve yaralanma çok az olabilirdi. Fakat aynı anda Sıraselviler'den panzerler son sürat kalabalık üzerine sürüldü; Kazancı yokuşuna kaçan halka yokuş başından otomatik silahlarla ateş açıldı; DİSK kürsüsüne doğrudan Bugünkü Marmara Oteli yönünden kurşun yağdı.

18. Bu yazdıklarım gazetelere çıkmış olan haberlerden değil bizzat kendi yaşadıklarım ve meydanın farklı yerlerinde/kortejlerinde bulunan arkadaşlarımdan sıcağı sıcağına (o akşam ve ertesi sabah) doğrudan dinlediğim tanıklıklara dayanır. Bazısı ses görüntü kaydı ile belgeliydi.

19. Özetle 1 Mayıs 77'de yaşanan Türkiye yakın tarihinin özeti gibiydi. Öncesi ve sonrasında aşırı sağın yabancı devletlerin terör örgütleriyle işbirliği + bir kısım solun yabancı "sosyalist" devletlerin jeopolitik kavgalarını ülke içine yansıtmaları trajediye zemin hazırladı.

20. Türkiye devlet yapısının, "milliyetçi" veya "sosyalist" örgütlerin içsel "zaafiyetleri" hem 77 katliam gününe hem de Türkiye'de sonradan yaşananlarda etkin oldu. Kim olduğu belli eller meydanda kışkırtma ile olay çıkaramayınca doğrudan ateş açarak katliamı örgütledi.

21. 77 1 Mayıs'ı sonrası tahmin edileceği gibi solun kitlesel eylemlerine sade vatandaş katılımı azaldı. Ülkede kışkırtma ve katliamlar, sokak çatışmaları halkta ve aydınlarda bir cins bezginlik hali yarattı ve o durum ileride darbe için gereken ortamı yaratmakta çok işe yaradı.


Yorum Yazın