Lemi Özgen yazdı:

Sonunda bahar da geldi işte

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Sonunda bahar da geldi işte
Abone ol

Eski, çok eski bir tarihte günlerden bir gün Dumuzi öldü. Sümer halkı yasa boğuldu. Dumuzi, Bitkiler Tanrısı Dumuzi ölemezdi. O her zaman gözlerinin önünde olan, şafağın ilk pembe ışıkları yamaçlara vururken sürüsünü alıp kırlara çıkan çoban tanrı Dumuzi nasıl ölebilirdi? Sümer halkı inanmadı ama günler geçiyor ve Dumuzi'den en küçük bir haber gelmiyordu. Her yerde aradılar Dumuzi'yi...

Ama en çok da onun sevdiği, onlarla konuştuğu, okşadığı çiçeklerin arasında aradılar. Akça çıngırak, dağ çayı, sarı lale, safran, yanardöner, kırmızı kaya koruğu, taşkıran, karsümbülü, gökrozet, keten, yıldızlı yonca, acı çiğdem, salep, ters lale, kardelen, gelin saçı, süsen, ballı salkım, mor yıldız, allıgelin, yalnız sümbül, şakayık, yayla çayı...

Yeşilli sarılı, ama daha çok pembeli beyazlı çiçekler arasında aradılar Dumuzi'yi. Yoktu ve çiçeklerin de boynu büküktü tıpkı Sümer ahalisi gibi...

Tanrıça İnanna da kabul edemiyordu çok sevdiği Dumuzi'nin ölümünü. Ölüler dünyasına geçmeye ve o dünyadan sorumlu tanrılarla konuşmaya karar verdi. Kurallar gereği çırılçıplak soyundu, ketenden dokunmuş ve pembe beyaz işlemelerle süslü elbiselerini dünyanın üzerine attı ve ölüler dünyasına indi. Ne var ki, yeraltı tanrıçası Ereşkigal,Ölüler ülkesine girenlerin bir daha çıkamayacaklarını söyleyerek İnanna'yı esir ettiği gibi, Dumuzi'yi de geri vermedi.

Önce Dumuzi, ardından da İnanna'nın kayboluşuna tabiat da isyan etti. Ağaçlar, çiçekler, bütün bitkiler İnanna'nın yaptığını yaptılar. Elbiselerini çıkarıp attılar, soyundular. Yani yapraklarını, filizlerini, goncalarını döktüler ve öylece kurumaya durdular…

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.


Yorum Yazın