30 yıllık Menzil üyesi Muhalif'e konuştu:

Menzil Cemaati’nde şeyh kim olacak? AKP’yi desteklemeleri için talimat mı alıyorlar?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Menzil Cemaati’nde şeyh kim olacak? AKP’yi desteklemeleri için talimat mı alıyorlar?
Abone ol
Menzil Şeyhi Abdulbaki El Hüseyni ya da resmi adı ile Abdulbaki Erol'un vefatının ardından ana akım medya ve sosyal medyada dolaşan iddiaları 30 yıldır Menzile bağlı bir isimle konuştuk.

Muhalif Röportaj – İnanç Uysal

Konuştuğumuz isim öncelikle taht kavgaları şeklinde ortaya atılan vefat eden şeyhin 3 oğlu arasında bir mücadele olduğu haberlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Konuştuğum isim Abdulbaki Hüseyni'nin sağlığında 9 kişiye kendisinden sonra irşat faaliyetlerinde bulunabilecekleri şeklinde bir yetki verdiğini ancak bu 9 kişiden 3'nün Şeyh'ten önce vefat ettiğini kalan 6 kişiden 3'nün de Menzil'den başka yerlere giderek irşat faaliyetlerini gerçekleştireceklerini söyledi. Şu an kamuoyunda oluşan algının da şeyhin 3 oğlunun henüz Menzilde olmalarından kaynaklandığını belirtti. 

“En büyük kardeş Menzil’de kalır”

Bu durumun yani şeyhin birden fazla halife belirlenmesinin bir istisna olduğunu da belirten Menzil mensubu isim en büyük kardeşin Menzilde kalacağını ve bu konuda kendisine yetki verildiğini ancak diğer kardeşlerin zaman içinde Menzil'den ayrılacaklarını düşündüğünü söyledi. 

Babadan oğula geçme konusundaki söylemlerin de aslında son dönemde tarikat hayatının zor olması nedeniyle Şeyhlerin kendilerine en yakın kişileri seçmelerinden kaynaklandığını bunun geleneksel bir adet olmadığını belirtti. Örnek olarak da vefat eden şeyhin aslında 5 oğlu olduğunu ancak sadece 3’ünün halifelik aldığını vererek ifade etti. 

“Tövbeler geçersiz değil ancak…”

Alınan tövbelerin geçersiz sayılmasını ise "Allah'a edilen tövbe elbette geçersiz değil ancak tövbe almak diye nitelendirilen olay da bir de mürşide biat var. Biat edilen mürşit vefat ettiğinde doğal olarak o biat geçersiz oluyor. Yeni bir mürşite biat etmek isteyenler bu sebeple bunu yenilemek durumunda kalıyor" dedi. 

“Siyasetle anılmalarından rahatsız olanlar hiç de az değil”

Kendilerinin özellikle siyaset ve ticaretle anılmalarının son 10 yıldır çok arttığını ve bundan rahatsız olan çok kişi olduğunu söyledi. Aslında mesela AKP'nin desteklenmesi konusunda bir talimat olmadığını ama bunun da içerden bazı isimler tarafından dile getirildiğini ifade etti. Konuştuğum isim bu konuda, " Bu öyle bir dedikodu halini aldı ki güya AKP ye oy vermeyen sofilerin imanı gitmiş. Bunun üzerine Gavs hz. Çok üzülmüş. Ağlamış ve dua etmiş. Sofilerin de imanı geri gelmiş. Hatta bunların sayısı 500 bine ulaşıyormuş. Bu tamamen bir iftira. Zaten Şeyhimiz de bu konuda bu dedikoduları üretenlere son derece sert tepki verdi. Ticari olarak vakıflar üzerinden yapılan bazı faaliyetler de çok rahatsızlığa neden oldu. Ancak bundan sonra Menzil dergahı asıl vazifelerini tam olarak geri dönecektir diye düşünüyorum" dedi. 

Bu düşüncesini desteklemek adına da 3 kardeşin en büyüğü tarafından mensuplara yollanan aşağıdaki talimatları örnek olarak gösterdi…

Sultanımız Şeyh Seyyid Muhammed Sâkî El-Hüseynî Hazretleri’nin babası ‘Ğavs Hazretleri’  talimatı ile daha vefat etmeden köyün başına nasb edilmişti.

 “Sultanımız Şeyh Seyyid Muhammed Sâkî El-Hüseynî Hazretleri” kendilerine intisab edenlere verdiği başlıca tâlimatlar şu şekildedir:

Şu on yıldır yolumuzun adaplarından çok uzaklaşıldığını gördük. “Ğavs Hazretleri” üzülmesin diye sustuk. 

Ama bunun neticesinde;

1. Biz şu 10 senedir asli vazifemizden uzaklaştık. Artık asli vazifemiz olan irşad faaliyetlerine yöneleceğiz. Bizim asli vazifemiz “tekke ve medrese hizmetleridir.” Yani irşad, ilimdir ve eğitimdir.

2. ‘Tekkelerde para toplanması kesinlikle yasaklanmıştır.’ Bu para toplama âdeti tasavvuf yolunun ruhuna uygun bir durum değildir. Bu sebeple ‘dergahlarda kesinlikle para toplanmayacaktır.’ Hizmetlere hayır yapmak isteyenler için teşvik vardır. Ama telkin yoktur.

3. Dergahlar için okuma evi, çay ocağı gibi tabirler kullanılmayacaktır. ‘Dergâh tekke’ tabirleri dışında bizim kadim tarihimizde kullanılmayan ‘yeni  terimler kullanılmayacaktır’. Sadece dergâh ve tekke kelimesi kullanılacaktır. 

4. Dergahlarda ‘başkan’ kelimesi kaldırılmıştır. Bu gibi lakaplar tekke ehli için münasib değildir.. ‘Tekkenin hizmetleri ile ilgilenene Başkan yerine dergâh sorumlusu kelimesi’ kullanılacaktır.

5. İlk önce, Tekke sonra Mekke usulü üzere ilimsiz tekke olmaz ‘tekkelerimiz de ilim halkaları eğitim dersleri olacaktır.’ 

6. Kur'ân ı Kerîm, Sünnet-i Seniyye bu yolun büyüklerinin adabı, devletimize bağlılık bizim kadim usulümüzdür.

Bu usulden İnşaAllah asla taviz vermeyeceğiz.

7. ‘Dergahlarda ticaret ve siyaset konuşmak yasaktır.’ Dergâh bunların yeri değil irşad yeridir. 

8. Gelenlere Emir siğası ile hitab, sert davranmak kırıcı olmak yoktur. Hepsi kardeşlerimizdir. 

9. Her noktada geçmiş büyüklerimizin usulüne dönülecektir. 

10. Bundan sonra eserlerimiz ‘Dehlevî Yayınları’ndan basılacaktır.

‘Ve minallahi't-tevfik ve'l istiâne’

Yardım ancak Allah’tandır.

 

Düzenleme: Oğuz Büber


Yorum Yazın