Karadenizli kadınların yaşamı “Kaferum of Hola” isimli tek kişilik oyunla sahnede

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Karadenizli kadınların yaşamı “Kaferum of Hola” isimli tek kişilik oyunla sahnede
Abone ol
Karadenizli kadınların yaşamı “Kaferum of Hola” isimli tek kişilik oyunla sahneye taşındı. Oyunu babaannesinin ve anneannesinin yaşamından yola çıkarak yazan Meva Küçükakyüz, Türkiye’de sanat son 20 yılını, oyunda da geçen “Önce her şeyi unutup, kocaman bir gülüyorum. Sonra aklıma bir şeyler geliyor ve o gülücük donakalıyor” sözleri ile tanımladı.

Karadenizli kadınların yaşamı “Kaferum of Hola” isimli tek kişilik oyunla sahneye taşındı. Oyunu babaannesinin ve anneannesinin yaşamından yola çıkarak yazan Meva Küçükakyüz, Türkiye’de sanat son 20 yılını, oyunda da geçen “Önce her şeyi unutup, kocaman bir gülüyorum. Sonra aklıma bir şeyler geliyor ve o gülücük donakalıyor” sözleri ile tanımladı.

Karadenizli kadınların yaşamı Ankara’da, “Kaferum of Hola” isimli tek kişilik oyunla tiyatro sahnesine taşındı. Otobiyografik bir hikayeden yola çıkılan Kaferum of Hola, kadınların karşı karşıya kaldıkları baskılara karşı kendi hikayelerini işliyor. Oyunu, babaannesi ve anneannesinin yaşamından yola çıkarak yazan Meva Küçükakyüz, aynı zamanda oyunu sahneliyor. Oyunu ödüllü yönetmen Binnaz Dorkip yönetiyor.

Küçükakyüz, ANKA Haber Ajansı’na oyun hakkında yaptığı açıklamada, “28 yılda yazılmış bir oyun” dedi. Küçükakyüz, “Babaannemden sonra anneannemi de kaybettiğim gün onların hikayesinin muhakkak anlatılması gerektiğini ve aile arasında hoş bir seda olarak kalmaması gerektiğini düşündüm” diyerek, oyunun evrensel kavramları içerisinde barındırdığını dile getirdi. Küçükakyüz, şunları söyledi:

“Anneannem molla denilecek insanların arasında büyüdü. Babası da çok tutucu bir insandı. Kendini şöyle ifade ediyordu, oyunda da bunu söylüyorum zaten. ‘Yeni yetme bir kızdık, dışarıda, düğünde bir horon tepmemize izin vermezdi babam. Ama sabahtan akşama kadar tanımadığım insanlarla tapanda çalışırken bunu hiç sorun yapmıyordu, çünkü çalışıyorduk. Bizim için her şey günah, günah, günahtı’. Normalde toplumda ne bilinir. Erkek kadına teklif eder, erkek kadınlarla dışarıya çıkar. Böyle bir ataerkil bir yapı var. Anneannem özgür bir ruh barındıran bir insandı. Tüm bu baskılamalara rağmen. Ben onun büyükbabamı kaçırışını bir başkaldırı olarak görüyorum. Yani eğer ki bir erkek tarafından üzüleceksem, mutsuz olacak ve ezileceksem babamın tarafından değil benim seçtiğim insan tarafından üzülürüm ya da ezilirim. Ya da onunla mücadele ederim. Bu bir başkaldırıydı bence.”

Küçükakyüz, Türkiye’de son 20 yılda sanatta yaşanan gelişmeleri ve “baskıyı” ise oyunundan bir sahne ile “Önce her şeyi unutup, kocaman bir gülüyorum. Sonra aklıma bir şeyler geliyor ve o gülücük dona kalıyor” diye açıkladı.

Aralık Sahne’de izleyiciyle buluşan oyunun bir sonraki perdesi 3 Haziran 2022’de yapılacak.

 


Yorum Yazın