Erkek sanatçılardan 8 Mart mesajları!

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Erkek sanatçılardan 8 Mart mesajları!
Abone ol
Oyuncu Levent Üzümcü, Yazar Yekta Kopan, Oyuncu Mert Fırat ve Oyuncu Mehmet Aslantuğ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajlarını Muhalif'le paylaştı.

Buket TOPAKTAŞ

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadın mücadelesi için büyük önem taşımakta.

Kadınlar evlerden, okullardan, sokaklardan meydanlara taşarak her gün verdikleri eşitlik, özgürlük ve yaşam mücadelesini 8 Mart'larda bir kez daha birlikte haykırıyorlar. 

Peki erkek sanatçılar 8 Mart'a ve kadın mücadelesine dair ne düşünüyorlar?

Muhalif ekibi olarak Oyuncu Mehmet Aslantuğ, Oyuncu Mert Fırat, Yazar Yekta Kopan ve Oyuncu Levent Üzümcü'den 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne dair düşüncelerini dinledik.

"BU UTANÇ HEPİMİZİN"

Oyuncu Mert Fırat, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için Muhalif'le paylaştığı mesajında, her alanda eşitliğin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Mert Fırat, 8 Mart mesajında şunları dile getirdi:

"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kadınlara mücadelenin ruhunu her yıl yeniden hatırlatırken, bizlerin üstüne de bir sorumluluk yüklüyor. Birimiz yoksak diğer yarımız yarım kalıyor 364 günde. Eşitliğin her alanda sağlanması için aralıksız çalışıyor olmamız lazım. İstanbul sözleşmesi gibi bir kazanımın değerini fark ederek uygulanmasının takipçisi olmak ve içeriğini herkese anlatmamız lazım. Bu geç kalınmış insanlık ayıbından; dilde, yönetişimde, emekte, iş yükünde, karar alma mekanizmalarında, kısacası her alanda eşitliğin sağlanması için harekete geçerek ve somut adımlar atarak kurtulabiliriz. Bu utanç hepimizin."

"KİMSENİN HAKKI YOK"

Kadın mücadelesine ilişkin konuşan Yazar Yekta Kopan, kadınlara yüklenen toplumsal cinsiyet rollerine değindi. Kopan, "Kadınlara güçlü olmak gibi bir misyon yüklemeye kimsenin hakkı yok" dedi.

Yekta Kopan'ın kadın mücadelesi için Muhalif'le paylaştığı mesajı şöyle:  

"Kadın hareketi güçleniyor. Ama bu “güçlenmek” vurgusundan şu anlaşılmasın. Kadınlara güçlü olmak gibi bir misyon yüklemeye kimsenin hakkı yok. Eril dilin “Bak kadınlar ne kadar güçlü” demesine ihtiyaç duymayan bir hareket bu. Eril dilin yıllardır kadınların omuzlarına yüklediklerine bir de bu eklenmesin. Önemli olan o eril dilin ve onun kurduğu baskının tamamen ortadan kalkması. Her 8 Mart’ta ince hesaplamalarla kurulan söylemlerin, pratikteki karşılığını gösterecek bir cesaretin oluşması. Daha net soralım; 8 Mart’larda pek şekerli cümlelerle “eşitlik” diyen siyasetin, markaların kaçı kalıcı ve sürdürülebilir bir “eşitlik” için kararlı davranıyor? Kaçı zihnini kirli bir eril dilden arındırabiliyor? Kaç şirket reklam güzellemelerinden çıkıp, gerçek uygulamalara imza atıyor? Sorular çoğaltılabilir. Bu soruların cevaplarını giderek güçlenen kadın hareketi verecek."

"KADINLAR BİR ARAYA GELMELİ"

Kadın mücadelesinde birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirten Levent Üzümcü, "Mutlaka kadınlar bir araya gelmeli. Kadınıktan gelen sorunların onlarla istişare edilmesi gerekiyor. Bunun bütün yollarının aranmasının bir miladı olsun 8 Mart!" dedi.

Oyuncu Levent Üzümcü, kadın mücadelesi ve 8 Mart'la ilgili şu sözleri dile getirdi: 

"Çok çeşitli sosyal yapılardan gelen kadınlar Türkiye'nin içerisinde bir mücadele yürütüyorlar. Örneğin dindar kadınların yürüttüğü kendi mücadeleleri var. Seküler kadınların yürüttüğü mücadele var. Aslında kadın mücadelesi dendiğinde Türkiye'de farklı sosyolojik gruplardan da mutlaka bahsetmemiz gerekiyor. İşçi bir kadının mücadelesiyle seküler bir kadının mücadelesi, dindar bir kadının mücadelesi hakkında ne kadar fark varsa ülkemizde o kadar karmaşıklık var. 

Bir kadın grubunun giyinişiyle ilgili çekmiş olduğu ya da hapishanedeki şartlarla ilgili çekmiş olduğu problem var. Başka bir kadın grubunun özgür yaşamakla ilgili yaşamış olduğu problemler var. Temelde herkes özgür ve adaletli bir dünyada yaşamak istiyor. Bence bu kadın gruplarının kendi aralarında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü mutlak suretle analiz etmeleri gerekiyor. Çünkü farklı etnik gruplardan yoksullukla savaşan, özgürlükle savaşan insanların aslında aynı şeyle savaştıklarını bir araya gelip anlatmaları lazım. Bu yönden 8 Mart'ın değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. 

Erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz ve kadınlar 100 yıldan beri çalışma hayatının içinde. Bir fabrikada konserve dolduran kadında çalışıyor ve diğer kadınlar gibi haksızlığa uğrama potansiyeline sahip. Çok büyük bir şirkette çalışan beyaz yakalı bir kadında mobbinge uğruyor. Mutlaka kadınlar bir araya gelmeli. Kadınıktan gelen sorunların onlarla istişare edilmesi gerekiyor. Bunun bütün yollarının aranmasının bir miladı olsun 8 Mart!"

"SEFERBERLİK İLAN ETMEK GEREK"

Oyuncu Mehmet Aslantuğ, cinsel kimliği bir bedel ya da ödül gibi sunan şartlanmaların tedavi edilmesi gerektiğini ifade etti. 

Aslantuğ, "Toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitliğe saygı üzerine seferberlik ilan etmek gerek" dedi.

Mehmet Aslantuğ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için şunları ifade etti: 

"Çünkü…

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitliğe saygı üzerine seferberlik ilan etmek gerek.

Yasalara boşluk bırakmak; kadını, zulme ve zalime terk etmeyecek bir sosyal devleti unutmamak gerek.

Cinsel kimliği bir bedel; ya da ödül gibi sunan şartlanmaları tedavi etmek gerek.

Eğitilmiş ve değerli kılınmış bir hayatla, daha nitelikli nesiller yetiştireceğine inanmak gerek. 

Çünkü…

Sosyal ve ekonomik alanda; derdi, iddiası üretimi olmayan kadının yarını tutsak edilmiştir.

Çünkü…

Toplumsal cinayet eşitliğini atlayan bir zihniyetten ve ona teslim olan bir toplumdan haysiyetli bir gelecek umut etmek mümküm değildir. 8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” kutlu olsun."


Yorum Yazın