Leyla Emeç Tavşanoğlu söyleşisi:

Dr. Hande Özsan Bozatlı: “Yapay zeka tek tip insan üretiyor”

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Dr. Hande Özsan Bozatlı: “Yapay zeka tek tip insan üretiyor”
Abone ol

DR. Hande Özsan Bozatlı tıpta yeni gelişmeleri yakından izleyen bir dermatoloji (deri hastalıkları) hekimi. Dr. Hande, Kanadalı Carruthers çiftinin 1993’de dünyada ilk kez  botoks uygulamasını aynı yıl Türkiye’ye tanıttı. Son olarak İsveç’te Umea Üniversitesi’nde yapay zeka üstüne çalışan Prof. Dr. Mikael Wiberg’in yapay zekanın gelecekte tıpta yapacağı değişiklikler ve bu değişikliklerin insanlığa faydaları konusunda düzenlediği  bir seminere katıldı. Dr. Hande’yle öğrendiği ilginç bilgileri konuştuk.

  • Şu aşamada yapay zeka tıpta hangi alanlarda kullanılabiliyor? Kullanım alanları yaygın mı?

H.B.- Yapay zekanın bu derece tartışıldığı bilimsel bir ortamda daha önce hiç bulunmamıştım. Bu toplantı açıkçası benim de dünyaya ve olaylara bakış açımı değiştirdi. Umea Üniversitesi’nde yapay zeka teknolojisinden sorumlu Prof. Dr. Mikael Wiberg yapay zekanın tıpta ve başka bir çok sektörde kullanıldığını anlattı. Bu toplantıdan aldığım bilgiler şu anda amacın, yapay zekanın sadece teşhis amaçlı kullanılması, nihai kararın ise doktorlara bırakılması gerektiği doğrultusunda.

İsveç’te yapay zekayı özellikle radyolojide kullandıklarını, örneğin hekimin gözünden kaçabilecek ufak bir lezyonu yapay zekanın gösterdiği, böylece erken teşhiste kolaylık sağlandığı anlatıldı.

  • Teşhiste kararı kimin vereceğini söylediler mi?

H.B.- Şu an doktorlar karar veriyor, dediler. Kendilerine şöyle bir soru sordum: Şu anda bunu kontrol edebiliyorsunuz. Çünkü yapay zeka bilgisayara insan vasıflarını, congnitive fonksiyonları yüklüyor.İnsanın yapabileceği özellikleri de yüklemiyor musunuz?

Cevap şu oldu: Şimdilik bizler bu amaçla kontrol ediyoruz. Ama ABD’de MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) , Stanford gibi bir çok önemli üniversitelerde sadece tanıda değil, ilaç üretiminde de kullanılıyor.

O toplantıda ayrıca benim gözümü açan ve yeni öğrendiğim yapay zekanın kozmetik sektöründe çok yaygın olarak kullanıldığı oldu.

Bir başka nokta da, yapay zeka kullanılarak karar mekanızmalarının nasıl etkilendiğini fark etmem oldu. Beni ilgilendiren konu dermatolojide ne yaptıklarıydı. Dermatolojide, benlerin, örneğin melanomların, başka bazı cilt hastalıklarının erken teşhisinde yapay zekayı kullanıyorlar. Fakat sonuçta da kesin teşhis ve tedavi doktora bırakılıyor.

Daha sonra yaptığım araştırmalarda pek çok kozmetik şirketinin de uzun zamandır yapay zekayı kullandığını öğrendim. İsimlerini vermekte sakınca yok. Çünkü internette aradığınızda bunlar karşınıza çıkıyor. Örneğin Sephora, l’Oreal, Nivea, Procter and Gamble gibi... Bu markaların insanları analiz ederek belirli ürünleri daha fazla üretip piyasaya sürdükleri ve pazarlamayı ona göre yaptıkları gibi bilgilere ulaştım.

Otuz bir yıldır kozmetik dermatologum. Tıp fakültesini bitirip dermatoloji ihtisasını yapmaya karar verdiğimde teknoloji bugünkü kadar gelişmiş değildi. Mesleğe başladığımda bana gelen kişilerin beklentileri kozmetik işlemlerin doğal olması, işlem yapıldığının belli olmamasıydı. Ama otuz bir yıl sonra bakıyorum, insanlar, arkadaşım şunu yaptırmış, ben de ondan istiyorum, diye özeniyor.

Nedense artık dış görünüşte, yaşlanmayı durdurmada bir mucize arayışı var. İnsanlar artık dış görünüşe odaklandılar. Oysa güzellik bir bütündür. Bugünkü gençlerin hepsi aynı model.

  • Yani bundan şu mu çıkıyor? İnsanları bu yöne yapay zeka mı özendiriyor?

H.B.- Evet. Sözünü ettiğim kozmetik sanayiinin bu şirketleri reklamlarıyla, ürettikleri ürünlerle ve model olarak bizlere sundukları görsellerle insanları etkiliyorlar.

- Bu söylediklerinizden o zaman şöyle bir sonuç mu çıkıyor? Yapay zeka tek tip insan mı üretiyor?

H.B.- Doğru. Bugün kadını, erkeği herkes güzel. Burunlar hokka, kaşlar havada, dudaklar şiş. Zayıf görünmek için vücutlarından yağ aldırıyorlar. Birbirlerine baka baka aynı olmaya başladılar. Bir televizyon kanalında Pazar günleri magazin programı sunan iki spiker var. İkisi de aynı yumurta ikizi gibi. İkisi de yeşil lens takmış. Kendi kendime bu hanımlar isteyerek mi kendilerini bu kadar birbirlerine benzetiyorlar, diye sordum. Bence yapay zekanın sosyal medya ya da başka mecraları kullanarak hayatımızın içine çoktan girdiğini fark ettim. Bu da beni ürküttü.

- Siz bunları anlatırken aklıma şöyle şeyler geliyor: Günün birinde yapay zeka kötüye kullanıldığı takdirde totaliter rejimlerin bütün dünyaya egemen olmasının yolu açılabilir mi?

- Özellikle o toplantıyı izledikten sonra ben de benzer bir korkuya kapıldım. Yapay zeka uygulamasını insanların iyi niyetine bırakırsak neler olacağını kestirmek zor. Yapay zeka kontrol edilerek kullanılmazsa günün birinde seyrettiğimiz bilim kurgu filmlerinde gördüklerimizi yaşamamamız için bir neden kalmıyor. Prof. Mikael Wiberg gayet iyi niyetle yapay zekanın kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Ama kontrol mekanizmasının onun da elinde olmayacağını biliyoruz.

- Orada şöyle bir soru da aklıma geliyor. Yapay zeka diyelim siyasette, yapılacak seçimlerde kötü niyetli birileri tarafından kullanılırsa neler olabilir acaba?

H.B.- Katıldığım o toplantıdan sonra teknolojinin bu derece gelişmesinden çok memnun olduğum gibi ilerleyen teknolojinin sınırlandırılamaz olması ihtimali karşısında da ürktüm.

Kendi branşım olan estetik dermatolojide giderek bu kadar şekle önem verilmesinin ve tek tip insan modeline doğru gidilmesinin yapay zekaya bağlı olduğunu düşünüyorum. Bakıyorsunuz, insanların hepsi güzel ama bir yandan da o kadar mutsuz.

  • Yani yapay zeka sizce, bir yandan da  insanın dış görünümünü mü tek tipleştirmekte kullanılıyor?

H.B.- Ben böyle düşünüyorum.


Yorum Yazın