Burası Acıyaman

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Burası Acıyaman
Abone ol
Günleri unuttuk, acıyı bal eyledik. Kelimeler gözyaşlarımız ile arkadaş oldu, sahada pansuman olabilmek için şahsi ve sonrasında ilk günden itibaren organize hale dönüştürdüğüm çalışmalardan sadece birisi, Mutlu Ailesi. Yazabilmeye ancak 14.günde fırsat yaratabildiğim.

Muhalif. Özel / Emel Seçen

ADIYAMAN’DAN İSTANBUL’a

Olay anının ilk günü Zara’dan,severek dinlediğimiz, Oy aman aman burası Adıyaman, âlem düşman kesilir, seni sevdiğim zaman” türküsünü düşünmüştüm. Birkaç gün sonra TV ekranlarında bölgenin kendisi ile özdeşleşmiş türkücüsü, Kahtalı Mıçı, “ Burası ACIYAMAN” dedi. Çok doğru. Canımız kadar sevdiğimiz, her karışı kıymetli vatan toprağımızın,100.yılında yaşadıkları. Dünyada da ilk olan bu olağanüstü dram umarım bir daha hiçbir şekilde yaşanmaz. Adıyaman, Çelikhan’a bağlı Yeşiltepe köyünden olan, Mutlu Ailesinin, dramı sadece depremzede olmaları değil matruşka bebek misali acı, acı içinde. Hüseyin Mutlu’nun ikinci evliliği, eşi Fidan Mutlu ile on yedi yıldır oldukça güzel bir aile yaşamları, bu evlilikten biri on altı, bir on bir ve en küçük altı yaşlarında üç çocuk sahip olmuşlar. Baba, Mutlu, geçimini inşaat işçisi olarak sürdürmekte, Anne Mutlu ise tütün bölgesi olduğunu için, iki tane inekleri ile birlikte doğal yaşamlarını, gayet huzurlu sürdürebilmekteymişler. Ansızın Ocak ayında aldıkları habere kadar.  En zeki, tüm okul çevresi, dostları tarafından el üstünde tutulan en küçük kızları, Medine Merve Mutlu(6)’nun yorgunluk, mide bulantısı gibi teşhislerle hastaneye götürdüklerinde, devamı gelecek sağlık sorunları ile karşılaşıyorlar.  11 Ocak 2023 tarihli rapor sonrası, 19 Ocak 2023 tarihinde, Malatya, İnönü Üniversitesi, Turgut Özal Tıp Merkezi operasyon gerçekleşiyor. Sonuç: Beyin posterirör fossa yerleşimli tümör. DSÖ derece 4 (Rapor detayı ekli) ve ayrıca su toplaması mevcut. Sonrasında Malatya’da yeterli tedaviyi karşılayacak (Hekim eksikliği) durum söz konusu olmadığı için öncelikli olarak Adana sevki ya da farklı illerden destek alması önerilerek, operasyon tamamlanıyor. Dinlenmesi ve 6 Şubat tarihinde yola çıkmak için eve gönderiliyor. Fakat acı olay gerçekleşince apar topar battaniyeye sarıp, kucaklayarak can havliyle ancak evlerinden çıkabiliyorlar. Evin yıkılmaması avantajdı, diyor Baba, Hüseyin Mutlu. Çünkü kar ve diğer nedenlerden dolayı yeni rotaları olan Batman’a varamayınca, tekrar eve dönüp, dört gün yolların açılmasını bekliyorlar. Uzun ve oradan, oraya yollar boyu, daha önceden hazır ettikleri valizleri, battaniyeye sarılı ameliyat geçirmiş kızları ile diğer çocuklarını amcasının yanında Yeşiltepe köyündeki çadıra bırakarak, yola koyuluyorlar.

Batman’a vardıklarında, kargaşadan bir şey yapılamadığını, sadece serum verildiğini ama daha önce İstanbul, Çapa Tıp Fakültesinden mezun Dr.Mustafa’nın sahip çıkıp, yönlendirmesi ile İstanbul’a sevki gerçekleştirildiğini ifade ediyorlar.  Ne yiyip, içtiklerini sormadım ama Batman merkeze varana kadar yaşadıkları, bambaşka hikâye, dram. Yolda, Baba Mutlu, üşütüyor bu arada kendisine bir torba ilaç veriliyor. Ateşi var ama anne Fidan ile dönüşümlü olarak, bazen kah kucaklarında, kah bellerine sararak, çoğu zaman sırtlarında, evlatlarını taşıyorlar. İstanbul’a, Havalimanına varıyorlar. Taşı toprağı altın, efsane İstanbul ama tanıdık, kimse yok. Sultangazi’de, 1999 yılında birlikte askerlik yaptığı arkadaşı, Savaş var tabi ulaşamıyorlar, ortalık karışık.  Kendileri, ailesi ile birlikte ancak 18 Şubat’da destek olabilmek için yanlarına gelebiliyor. Fidan Mutlu, o hengâmede cep telefonunu düşürüyor ve çalışmaz hale geliyor.

-İstanbul’a vardığınızda, size alanda kimse yardımcı olmadı mı, o halde görünce, yardımcı olalım, diyen?

Fidan Mutlu: Yok, biz apar topar evden kaçtık, elimizde ki valizin birini yere koyduğumda birisi, Aman dikkat et burası İstanbul, çantanı alırlar, dedi, sadece. Birde birisi bizim oralardanmış, Çapa Tıp Fakültesine, ne şekilde varabileceğimizi anlattı. Çanta umurumda bile değil zaten üç, beş kıyafetten başka bir şey yok.

Siz kendi imkanlarınız ile ilk kez geldiğiniz İstanbul’a üstelik bu ortamda, hem de hastaneye kendiniz kayıt açtınız, öyle anlıyorum, doğru mu?

Hüseyin Mutlu: Evet, öyle oldu.

Peki, burada hemen işlemler gerçekleşip müdahale yapıldı mı?

Hüseyin Mutlu: Allah razı olsun, bizi odaya aldılar. Ama hemen yapılmadı. Doktorlar geldi, gitti, baktı. (Biz kendisine ulaştığımızda günlerden 15 Şubat, Çarşamba’ydı, yeni gelmişlerdi.)

Fidan Mutlu: Vallahi hastaneye vardık ama içim tedirgin, burada da hasarlar var. Kaldığımız yerde yok ama ya yanımızda bir şey olursa?

Bu yazının tarihi, 18 Şubat 2023, günlerdir Çapa Tıp Fakültesinin Beyin Cerrahi bölümüne gidiyoruz, bu bilgiyi bana ulaştıran ÇYDD bursiyerimiz ve doktor adayımız Nilay, tam da ben, kendim ve kendi mahallemdeki dostlarım ile çevre yakınlarında bulunan hastane taramalarını yaparken ulaştı. Mutlu Ailesine, ilk destek, havalimanında ki karışıklıkta Fidan Mutlu’nun cep telefonu düşüp kırıldığı için hastane odasından ayrıldıklarında birbirleri ile temas kuramıyorlardı. Onu da Kemerburgaz Şb.öğrencimiz, Ali sağladı. Ben de süreç devam edeceği, takipte kalmaları gerekeceğinden, semt yakınlarında ev bulana kadar yakın lokasyondan, oteli ayarladım. Önümüzdeki hafta risk içeren ikinci operasyonu gerçekleşecek, dün itibari ile doktorların eğer başka komplikasyon çıkarsa tıbbi teçhizatın yeterli olmadığı noktada maddi destek ihtiyacı doğabileceğinin açıklamasını verdi. Zaten ailenin hiçbir geliri yok. Buraya apansızın ışınlanmış gibiler, üstelik gözbebekleri, Medine Merve’nin sağlık sorunları ile. Bir yandan akılları çadırda bıraktıkları iki çocuklarında.

Baba, Hüseyin Mutlu, kızının okul bahçesinde, törende folklor oynadığı görüntüleri izliyor. Anne, Fidan Mutlu şimdilik en metanetli olmaya çalışan ve duasını eksik etmeyen. O halde bile tüm yürekten verginlikleri ile “ O kadar geldin, gittin, koşturdun bizim için bir suyumuzu iç!. Vallahi içim rahat etmiyor.” demekten de geri durmuyorlar. Bir haftayı geçen sürede çift hastanede banyo yapabildiler. Bir ay sonra dün Merve Medine hemşireler kontrolünde banyo yapabildi. Uyandığında bana şiir okudu Merve, şiir şöyleydi:

“Ben ezelden beridir, hür doğdum, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.”

100.yılımızda bu ahval içinde bu yavrumuz bana İstiklal Marşımızın, Adıyaman’daki öğretmeninin kendisine verdiği kıta ile ne de çok şey anlatıyor. Üstelik küçücük canı ile uğraşırken.

Geçmiş olsun, Mutlu Ailesi, Medine Merve’nin güzel haberlerini almak için duam seninle, uğraşlarımda.

MUTLU AİLESİNİN, Mutlu haberlerini vermek ümidi ile…

Geçmiş olsun, TÜRKİYEM!


Yorum Yazın