ABD Kongresi’ne sunulan rapor:”Türkiye güvenilmez ülke”
Washington’da ABD Kongresi’ne dış ilişkiler ve iç siyasi meselelerle ilgili değerlendirme yapıp rapor sunmakla görevli tarafsız bir birim var. İsmi Congressional Research Service (Kongre Araştırma Servisi-CRS). CRS Eylül ayında Türkiye’yle ilgili bir rapor hazırlamış. Rapor geçtiğimiz günlerde açıklandı. Raporda Türkiye, İngilizcesiyle “swing state” (salıncak ülke, rakkas ülke) olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin bir yandan NATO müttefiki, AB’nin en önemli ticaret ortağı iken öte yandan da BRICS (Brezilya,Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu ticari ittifak) ve Şanghay Grubu’yla yakınlaşmaya çalıştığına dikkat çekiliyor. Yani raporu hazırlayanlar demeye getiriyorlar ki: Türkiye, ABD’deki bazı eyaletler gibi davranıyor. Bunlara “swing states” (salıncak ülke) deniliyor. Bunun nedeni bu eyaletlerde kararsız seçmen sayısının çok oluşu. Bunlar bazı seçimlerde Cumhuriyetçiler’e, bazı seçimlerde de Demokratlar’a oy verebiliyorlar. Türkiye bağlamına gelirsek, raporun lafzından Türkiye’nin Batı bloku için güvenilmez, kaşı gözü oynayan bir ülke görünümünde olduğunu anlıyoruz. CRS raporunun bir bölümünde kullanılan ifade şöyle:
“Son on yılda ABD’yle Türkiye bazı önemli konularda ciddi anlaşmazlıklar yaşadı. Örneğin ABD’nin, şeriatçı IŞİD’e karşı Suriye’deki Kürtler’in kurduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) ortaklığı, Türkiye’nin 2019’da Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini satın alması, buna karşılık ABD’nin misilleme olarak Türiye’yi F-35 savaş uçakları programından çıkarıp, üstüne yaptırımlar uygulaması iki taraf arasında ciddi soğukluğa neden oldu. Ancak bunun ardından, 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte ABD ve Türkiye’nin ortaklaşa NATO’yu güçlendirme çabaları, daha sonra da 2024’de Beşşar Esad’ın iktidardan düşmesiyle Suriye’de Türkiye yanlısı Sünni Arap geçici hükümetin kurulması iki ülke arasında meydana gelen soğukluğu kısmen gidermeye yardımcı oldu. “
Raporda ABD’nin Gazze konusunda İsrail’in yanında yer alırken Ankara’nın İsrail’e olan soğuk tutumuna dikkat çekiliyor. Ardından da konu Türkiye’deki iç politika sorunlarına geliyor:
“ERDOĞAN RAKİPLERİNİ SAF DIŞI EDİYOR”
“Türkiye’deki iç siyaset sorunları da ABD’yle ilişkileri etkileyecek unsur olabilir. Siyasi İslam eğilimli AKP’nin lideri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 22 yıllık iktidarında gücünü iyice konsolide ettikten sonra ana muhalefetteki rakibi CHP’ye karşı çok sert bir tutum takındı; kendisine belki de en güçlü rakip gördüğü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tutuklattı. Siyasi gözlemcilere göre Erdoğan iktidarının ömrünü uzatabilmek için muhalefeti bölüp parçalamak, yıldırmak, bezdirmek ve belki de işlevsiz hale getirmek amacıyla hamle üstüne hamle yapabilir. Türkiye’nin ekonomik bakımdan zorda olduğu ve yıllık enflasyonun yüzde 30’un üstüne tırmandığı da unutulmamalıdır.”
Raporun son bölümünde de şu ifade kullanılıyor:
“Gözlemciler, ABD’yle Türkiye arasında daha güçlü bir stratejik ve ekonomik bağların kurulmasının Trump Yönetimi ve Kongre tarafından olumlu bulunması konusunda kararsız. Bu gözlemcilere göre Türkiye’nin bir o yana bir bu yana kayan pozisyonu, bölgesel konulardaki tutumu ve iç siyasetteki çelişkileri göz önüne alındığında ABD tarafı Ankara’yla daha yakın ilişkiler kurmakta çekinceli davranıyor.”
Hep söyledik. Bir kulübün üyesiyseniz o kulübün tüzüğüne uygun davranmak zorundasınız. Ben NATO müttefikiyim ama istersem NATO’nun hasmı Rusya’dan S-400 füzelerini alırım, Şanghay Grubu’na üye olurum, diyemezsiniz. Üyesi olduğunuz kulüp yönetimi sizi ya ihraç ya da ihtar ve yaptırım uygulama kararı alır. Hem AB tam üyeliğine gönüllü olacaksınız hem de onun rakibi BRICS’le dans edeceksiniz . Ya da Hamas, IŞİD gibi dünyaca eli kanlı terör örgütü olarak tanınan oluşumlarla elele kolkola girerseniz size “güvenilmez, rakkas, kaşı gözü oynayan ülke” damgasını yapıştırıverirler.
Son bir söz. Ortada böyle bir rapor dururken ben olsam Trump’ın aşırı övgülerine bırakın inanmayı, ciddi olarak şüpheyle bakarım.