İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,6957 %-0.2
43,4587 %0.18
4.008,50 % 1,20
103.528,06 %0.01
Ara
Muhalif. GÜNDEM Ekrem İmamoğlu: Bu akıldan kurtulmanın tek yolu demokrasi devrimidir

Ekrem İmamoğlu: Bu akıldan kurtulmanın tek yolu demokrasi devrimidir

Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nden yazdığı yazısında, Türkiye'deki adalet ve demokrasi eksikliklerine dikkat çekerek "Adalet devrimi" çağrısında bulundu.

Okunma Süresi: 6 dk

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden yayımladığı yazısında Türkiye'deki adalet ve demokrasi anlayışını eleştirdi. Yazısında, son 6 yıl içinde karşılaştığı denetim, soruşturma ve siyasi baskılara değinen İmamoğlu, "Turbun büyüğü" ifadesini kullanarak, Türkiye'deki yargı sürecinin geldiği noktaya dikkat çekti.

6 yıl süren baskılar

İmamoğlu yazısında, "Tarihte bir seçilmişin başka bir seçilmişe yaptığı görülmemiş biçimde özel operasyon birimleri kurulmuş" diyerek, kendisine yönelik siyasi müdahalelere vurgu yaptı. Bu süreçte 1300'ün üzerinde denetim ve soruşturma ile baskı altına alındığını belirten İmamoğlu, ülkenin en büyük sıkıntılarından birinin hukukun üstünlüğü ve demokrasi eksiklikleri olduğunu ifade etti.

"Adalet devrimi" çağrısı

İmamoğlu, yazısının devamında "Adalet devrimi" çağrısı yaparak, Türkiye'nin adalet ve demokrasiye olan ihtiyacını vurguladı. 105 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk'ün milletin egemenliğini ilan ettiği 23 Nisan'ın yıl dönümüne atıfta bulunan İmamoğlu, ülkenin içinde bulunduğu karanlık dönemin son bulması için halkın birleşmesi gerektiğini söyledi. Gençlerin öncülüğünde bir "adalet devrimi" vaat etti.

Gençlerin rolü

İmamoğlu, 18-25 yaş arası gençlerin bugünkü baskıcı iktidara karşı seslerini duyurduğunu ve "adalet ve demokrasi" mücadelesinde önemli bir rol oynadığını belirtti. Gençlerin, sistemin adaletsizliklerine karşı birleşerek güçlü bir dayanışma sergilediklerini ifade etti.

Türkiye'nin geleceği için umut

İmamoğlu, yazısının sonunda, Türkiye'nin Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ekonomi, bilim, teknoloji, eğitim ve sağlık gibi alanlarda zenginleşmesini sağlamak için büyük bir mücadelenin gerektiğini belirtti. Yeni dönemde, halkın özgürlükçü ve demokratik bir sistem kurarak, Türkiye’yi adalet ve refah içinde bir geleceğe taşımayı hedeflediğini vurguladı.

İmamoğlu'nun Cumhuriyet'te yayımlanan  "Adalet devrimi - Ekrem İmamoğlu" başlıklı yazısı şöyle:

"Nisan ayındayız. Egemenliğin millete ait olduğunun ilan edildiği nisan ayının 105. yılındayız. İmparatorlukların parçalandığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun da topraklarının büyük ölçüde daraldığı, elde kalan toprakların da işgal altında olduğu, varoluşsal krizler yaşadığımız günlerin üzerinden bir asırdan fazla geçti. İşte o tarihimizin en zor, en karanlık zamanlarında, yok olmanın eşiğinde, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından, liderlerinden biri bu cennet vatanın üstüne bir güneş gibi doğdu.

Mustafa Kemal, kurtuluşun tek yolunun ancak çok büyük bir milli uyanışla mümkün olacağına inanıyordu. Milletini çok iyi tanıyan büyük lider, Anadolu’dan Rumeli’ye tüm milletin cemiyetlerle örgütlenmesi, ortak mücadele hattının kurulması, milletin birliğinin sağlanması için kolları sıvadı. Kurtuluşa giden yolun taşları döşeniyordu. Nitekim milletin birliğini kurtuluşun tek yolu olarak gören Ata’mız, Samsun’a ayak bastıktan hemen sonra dünya tarihinin en etkileyici kurtuluş manifestolarından biri olan Amasya Genelgesi’nde bunu milletiyle paylaştı: 'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.'

"Cumhuriyet devriminin de başlangıcıydı"

38 yaşındaki büyük lider, Erzurum ve Sivas kongreleriyle pekiştirdiği milli birlik bilincini, 23 Nisan 1920’de milletin meclisine dönüştürerek halkın hanedanın tebaası değil egemenliğin sahibi olduğunu ilan ederek büyük bir devrime imza attı. Egemenliğin Türk milletine ait kılındığı bu devrim, millete dayanan bir devletin ve yasalar önünde herkesin eşit olduğu Cumhuriyet devriminin de başlangıcıydı.

İşte o zamanlardan beri milleti oluşturan vatandaşların yasalar karşısında eşit olduğu, devletin sahibinin millet olduğu ve egemenliğin millete ait olduğu bir ülkede, aynı bayrağın altında yaşıyoruz. Vatandaşları eşit, milleti egemen kılan bu miras; tarihimizin en karanlık zamanlarında büyük bedeller ödenerek kazanılmış, Ata’mızdan miras aldığımız, canımız pahasına korumak zorunda olduğumuz, en büyük emanettir.

Ne yazık ki 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken aldığımız bu mirasın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçtikten sonra; milletin egemenlik hakkını, en büyük güç olan millet iradesini, büyük bedellerle kazandığımız eşit vatandaşlık haklarımızı ayaklar altına alan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugünkü iktidar milletimizin ve vatandaşlarımızın kaderini iki dudak arasına sıkıştırarak hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını ortadan kaldırarak baskıcı, antidemokratik uygulamalarıyla bu büyük mirasa ihanet etmektedir.

"Bugün gençler, bu iktidarın yönetimine karşı çıkmaktadır"

105 yıl sonra dünyanın bir kez daha büyük dönüşümlerin eşiğinde olduğu bir dönemde, bu otokratik iktidar milletimizi telafisi mümkün olmayan kayıplar ve tehditler ile karşı karşıya bırakmaktadır.

105 yıl önce gençlere emanet edilen bir devrimden bugün gençleri birbirine düşürmeye çalışan, birbirine kin beslemelerini isteyen ve kendi iktidarı için toplumu bölen, birbirine karşı kutuplaştıran bir iktidara ve onun başındaki tek adama geldik. O kadar ki milletimizin genç evlatları, adil bir ülke, barış içinde huzurlu bir toplum arzusunu anayasal haklarını kullanarak en barışçı şekilde dile getirdikleri için şiddete uğruyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, hapse atılıyor, beraat edecekleri dosyalarda peşinen cezalandırılıyor.

Bugün 18-25 yaşları arasındaki gençler, içinde doğup büyüdükleri bu iktidarın baskıcı, despotik rejimine itiraz etmekte, onun kötülüklerine boyun eğmemekte ve bu iktidarın yönetimine karşı çıkmaktadır. Gençlerimiz vatanseverlik duygularıyla sevgi dolu, önyargısız, Cumhuriyete ve demokrasiye bağlı; hukukun üstünlüğünü, kişisel hak ve özgürlüklerini korumak ve savunmak için ayağa kalkmış, muazzam bir nesil olduğunu göstermiştir. Gençlerimiz bütün fedakârlıklarıyla birleşmiş, kindar nesil yaratma arzusuna sahip muhterislerin planlarını bozmuş, bir dayanışma nesli olduğunu ortaya koymuştur.

"Yaptıkları, gayrı meşru, gayrı hukuki müdahalelerdir"

Başta gençlerimiz olmak üzere tüm milletimiz adalette, vicdanda, ortak kaderde, demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışında birleşmiş; vatandaşının emeğine, birikimine, malına, mülküne, tapusuna, diplomasına, itibarına, hayatına el koyma cüretini kendinde gören bu anlayışa karşı itirazını en yüksek seviyeye çıkarmıştır. Milletimiz bu anlayışa ve onun dayattığı sisteme karşı mücadele kararlılığındadır.

Toplumumuz bütün farklılıklarıyla Saraçhane’de, miting meydanlarında, önseçim sandıklarında, boykotlarda, imza kampanyalarında, bedel ödeme pahasına tavrını ortaya koyuyor, gücünü ve iradesini gösteriyor. Anayasal haklarını en yaratıcı yöntemlerle kullanan milletimiz, meşru demokratik yöntemlerden uzaklaşmıyor, tam aksine iktidarı da meşru ve demokratik yöntemlere çağırıyor.

Barışçı, demokratik, anayasal haklara dayanan meşru eylemleri zorla, şiddetle bastırmaya, hukuksuz kararlarla milleti pes ettirmeye çalışanlar bilmelidir ki; bu yaptıkları milletin kararlı, inançlı, vatansever duruşuna, onun haklılığına karşı girişilmiş gayrı meşru, gayrı hukuki müdahalelerdir.

Tamamını okumak için tıklayın…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *