İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9260 %0.17
50,6522 %-0.08
6.223,22 % 0,85
89.130,99 %1.626
Ara

23 yıllık kesintisiz bir iktidarda oluşan tablo ne anlatıyor?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
23 yıllık kesintisiz bir iktidarda oluşan tablo ne anlatıyor?

Türkiye’mizde 23 yılı geride bırakıp 24. yılına giren kesintisiz bir tek parti iktidarı olan AK Parti iktidarı var ve son dönemdeki holding, futbol-bahis-kumar, medya-magazin-uyuşturucu operasyonları sadece bir sonuç. “Sadece bir sonuç” diyorum çünkü arkasında uzun yıllar içinde adım adım gelişen bir süreç ve iklim var. Bu iktidarın başındaki AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, futbol-bahis meselesindeki gelişmelere “şaşırdığıı” ifade etti. Geçen hafta Salı günü TV 5’te Burak Kabakçılı’nın hazırlayıp modere ettiği “Haberin Var mı?” programında da altını çizdiğim gibi, doğrusu ben de Erdoğan’ın şaşırmasına şaşırdım! Şunun için: Cumhurbaşkanı Erdoğan eski bir futbolcu ve bu alanla hala da oldukça ilgili olduğunu düşünüyorum. Tabii devlet işleri ve siyaset dışında az zamanı kalıyor ama yine de köklerinde yer alan futbola aşinalığını sürdürmemesi abesle iştigal olur. Mutlaka maiyetindeki ilgililer de başta Gençlik ve Spor Bakanlığı ve MİT olmak üzere kendisine bazı raporlar da sunuyor, bilgilendirme yapıyordur. Tersi, görevlerini yapmıyor olmak demektir. Ciner ve Can Holding’e geçen Kasımpaşa Süper Lig’de top koşturuyor. Söz konusu holdinglere TMSF el koyunca Kasımpaşa da TMSF kontrolüne geçiyor otomatik olarak!

YASAL BAHİS FUTBOLUN DİBİNE KADAR İÇİNDE OLUNCA…

Birkaç yıl önceye gidelim; TFF 1’deki Tuzlaspor maçlarında ve daha pek çok takımın maçında tribünde sayısı ancak onlarla ifade edilen taraftar var ama binlerce bilet satılmış gözüküyor! Oralarda bir şeyler oluyor besbelli ki. Bu olup bitenler futboldaki kara paranın işaretleri ama üzeri bir şekilde örtülüyor. Görmemezlikten geliniyor.

Futboldaki bahis soruşturmasına gelene kadar oluşan ortama bakıldığında görülüyor ki yasal bahis şirketleri dibine kadar futbolun içinde. O kadar içindeki lig sponsoru oluyor. Birçok Süper Lig takımına sponsor olunuyor. Statların reklam panoları söz konusu bahis şirketlerinin reklamlarıyla dolu. Bahis o kadar ayrıntılı oynanıyor ki artık, inanılır gibi değil! İlkokul, ortaokul çocukları –bırakın lise ve üniversiteyi- bile gündelik harçlıklarını aç kalma pahasına bahise yatırıyor. Arada üç beş kazanan yanında milyonlarca kaybeden var! Böyle bir açık kumar düzeni oluşmuş durumda. Güya memlekette kumar yasak! Memleket açık kumarhaneye dönmüş durumda ne yazık ki. Yasal bahis kuruluşlarınin itkisiyle futbolcular, hakemler, kulüp yöneticileri bahis kovalıyor! Şikeler patlıyor! Tutuklanan kulüp başkanı bile var!

AK PARTİ’DEN İTİRAF GİBİ RAPOR!

Bakın Karar gazetesinin haberinden aktarıyorum… Bahşs soruşturması AK Parti’nin yaptırdığı kasım ayı anketlerine de yansımış. Anket, ülkemizde her altı kişiden birisinin yasa dışı bahis oynadığını ortaya koyuyor. Dikkat buyrun, bu oran yasa dışı… Bir de yasal bahis var ve onun oranının çok daha yüksek olduğu aşikar. Bilhassa gençler arasında yaygın olan yasa dışı bahiste aktif kullanıcı oranı 18-24 yaş arası yüzde 15,4; 25-34 yaş arası yüzde 13,3.

Veriler bahis oynayanların lise mezunu, vasıfsız iş gücü ve küçük esnaf grubunda olduğunu, bu kesiminde bahsi bir umut kapısı ve gelir kaynağı olarak gördüğü vurgulanıyor. Yani, genel olarak yaşanan hayat pahalılığı ve geçim zorluğu, geleceğe dair umutsuzluk yasal ve yasa dışı bahisi pompalayan bir etken. 23 yıllık AK Parti iktidarında gelinen nokta işte burası maalesef.

Söz konusu araştırmaya dayanan raporda internet sitelerinin reklam stratejileriyle gençleri hedef aldığı ve genç kitlelerde futbolun spordan çok bir kumar aracı olarak görüldüğü vurgulanıyor. Yıllık 150 milyar dolarlık kaynağın yurt dışına akmasına neden olan yasa dışı bahsin sadece bir asayiş sorunu değil, ciddi bir sosyo-ekonomik yıkım haline geldiği belirtiliyor.

AK Parti’nin Kasım ayı raporu, Türkiye’de yasa dışı bahsin sadece bir asayiş sorunu değil, toplumsal bir ciddi soruna dönüştüğünü, çürümenin boyutlarını ortaya koyuyor. BTK verilerine göre erişim engeli getirilen sitelerin ezici çoğunluğunu kumar ve bahis mecraları oluştururken, saha raporu da her altı kişiden birinin bu bataklığa düştüğünü ortaya koyuyor.Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) grafiği de bu raporu doğruluyor. Erişim engelleme kararlarının dağılımına bakıldığında, aslan payını yüzde 61,05 ile “Kumar Oynanması için Yer ve İmkan Sağlama” suçu alıyor.

AK Parti’nin hazırladığı bu rapor memleketin içine düştüğü batağı ortaya koyan çok gecikmiş bir rapor. Oysa bir iktidar, gelişmelerin arkasından gitmemeli İktidarın görevi malum sonucun ortaya çıkmamasını sağlamak olmalı. Ama nerde o iktidar, ara ki bulasın!

HABERTÜRK MERKEZLİ OPERASYON MEDYA-MAGAZİN ORTAMINDAKİ ÇÜRÜMENİN YANSIMASI

TV 5 yayınında ahlaki çürümenin medya boyutunu da değerlendirdik. Özellikle Habertürk mecrasında yaşanan gelişmeler ve buradaki gelişmelerin bazı istifalardan ve ismi geçenlerden anlaşıldığına göre Saray katlarına kadar uzanan bir boyuta sıçraması vahim bir tablo oluşturuyor.

Önce kara para aklama-influencer-magazin ekseninde operrasyonlar geldi. Ardından futbol-bahis ve nihayet medya-magazin …Yukarıda da belirttiğim gibi bunlar bir sonuç. Oraya nasıl, hangi ortamda gelindi, mesele asıl bu… 23 yıllık kesintisiz bir dini saiklerle de hareekt eden, muhafazakar bir iktidar döneminde nasıl oluyor da böylesi kan dondurucu, ürpertici sonuçlarla karşılaşıyoruz? Habertürk’te başroldeki imam-hatip mezunu bir figür etrafında gelişiyor üstelik olaylar (İmam-hatipleri ve bu ekolden gelenleri tenzih ediyorum, en büyük sıkıntıyı da onların yaşadığından, çok üzüldüklerinden ve sıkıldıklarından eminim)! Koskoca Ciner Medya Grubu nasıl bir güruha dönüşmüş bakar mısınız? İnanılır gibi değil! Ortalığa saçılan tapeler, görüntüler iğrenç boyutlarda… Uyuşturucu, seks partileri almış başını gitmiş… Adı geçen, tutuklanan ya da gözaltına alınıp adli kontrolle serbest bırakılanlar ünlü isimler olduğu gibi “rol model” olarak toplumun, bilhassa gençlerin de dikkat merkezinde olan isimler.

TORBACILAR VE ‘ESCOBARLAR’ NEREDE?

Fakat dikkat çekici bir nokta var; tamam, uyuşturucu temin edenler, mütemadiyen kullananlar derdest edilsin de bunların aracıları, o aracılara ‘mal’ temin eden ‘Escobar’lar nerede? Bu sorunun yanıtını güvenlik güçlerimiz, istihbaratımız, savcılarımız vereceklerdir mutlaka atacağı adımlarla… Uyuşturucu orta mektep düzeyine indi, çıkışssız gençler arasında alıp başını gitti. Toplumsal çürüme böyle oluyor; kumara dönüşen bahisle oluyor, uyuşturucuyla oluyor… Değerler bir bir ölüyor. Yazık, çok yazık.

GÜZEL AHLAK OLMADAN NE DİNDEN SÖZ EDİLEBİLİR NE DE İMANDAN

Güzel ahlak yok olursa ne din kalır ne iman! Ahlaktan uzaklaşan bir toplum değerlerinden de uzaklaşır. Ahlaki yozlaşmanın önünü almak için de bilhassa gençlere, topluma olanaklar sunmalısınız. Gelecek için planlar yapabilecekleri koşullar sağlamalısınız. Bunu 23 yıllık iktidar yapamadı maalesef. Bakalım ilk seçimde iktidara gelecek gözüken muhalefet nasıl yapacak. Bekleyip göreceğiz.

BİR İLLÜZYON VE MUHALEFETİN VERMESİ GEREKEN YANIT

İlk seçimde iktidarın değişeceğine dair bir vurgu yapmış oldum. Yazıyı şöyle noktalayalım o zaman: Son dönemde medyada bir “Bilal Erdoğan”dırer gidiyor. Ziyaretler, konuşmalar şişirilerek veriliyor. “Erdoğan sonrası” edebiyatı yapılıyor. Bana kalırsa Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor. Muhalefetle anlaşıp erlen seçime gitmesi ya da anayasayı değiştirmesi gerekiyor bunun için. CHP altını kalın çizgilerle bir daha çizdi; erken seçim için 2026 ilkbaharı ya da sonbaharı diyor. İktidarın hesabı ise 2027 sonbaharı gözüküyor. Bakalım burada film nasıl kopacak?

Peki Bilal Erdoğan ne olacak? Evlat Erdğan konuşmalarında “Erdoğan olmazsa çok aranacağına” vurgu yapıp duruyor. Demeye getiriyor ki, “Erdoğan2ın alternatifi yok memlekette”. Gördüğüm kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şöyle bir ouun planı olabilir: “Ben cumhurbaşkanı adayı olayım yine, oğlumu da partinin başına getireyim ve böylece ‘partisiz cumhurbaşkanı’ profiliyle eleştirileri hafiletip gönül alayım”.

Türkiye bunu ‘yemez’…  AK Parti’de de ‘isyan’ çıkar!

Bir illüzyon oluşturuluyor br yandan da; Erdoğan aday olmaz veya olamazsa yeni cumhurbaşkanı adayı o cenahtan kim olacak? Oğul Bilal Erdoğan mı, damat Selçuk Bayraktar mı, Fidan mı, vb.?.. Evet, bu bir illüzyon. Seçmen dönük bir algı çalışması… Bu bağlamda muhalefetin çıkışı; “Ne o, ne bu, ne şu olacak yeni cumhurbaşkanı; yeni cumhurbaşkanı Atatürk Türkiyesi’ne dönüşü sağlayacak, muhalefetin gösterdiği birisi olacak” olmalıdır. İktidarın oluşturmaya çalıştığı algıya karşı dinamik bir çıkış şart.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *