Zohran Mamdani New York Belediye Başkanı olduğunda ‘kent lokantası’ açsa, Trump onu hapse atar mı?
Genç siyasetçi Zohran Mamdani, Demokratların New York Belediye Başkanı adayı.
Mamdani, yakın zamana kadar az tanınan bir eyalet meclisi üyesiyken şimdi deneyimli adayları geride bırakan ve profiliyle dikkat çeken bir isim haline geldi.
Bu genç isim kendisini demokratik sosyalist olarak tanımlıyor. Cumhuriyetçiler onun Komünist olduğunu öne sürüyorlar ve Amerika’da komünizm bir virüs gibi görüldüğü için bu konu üzerinden siyasi fayda sağlama amacındalar. Komünist olarak gösterilme sebebi ise kampanyasındaki ücretsiz otobüsler, kiraların sabitlenmesi, ücretsiz çocuk bakımı, zenginlerden yüksek vergi alma ve şehir bakkalları gibi vaatleri…
Kapitalizmin başkenti diyebileceğimiz bir yer için oldukça radikal kararlar olduğunu söyleyebiliriz.
Haliyle hayalci politikaları var yaftası da peşinden geliyor. Mamdani ise ‘beni tam da bunun için aday gösterdiler’ diyor.
Yasama organının en genç üyelerinden biri olan Mamdani, seçilmesi durumunda 1917’den beri şehrin en genç başkanı olacak.
Mamdani’nin parti içindeki en büyük destekçileri kendisi gibi demokratik sosyalist olan Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez. Düşüncelerinin Demokrat Parti’nin genel ikliminden farklı olmasının önüne engeller çıkarıp çıkarmayacağını ise zaman gösterecek bize.
Filistin kökenli siyasetçinin İsrail konusunda mevcut düzeninin tamamen karşıtı keskin fikirleri var. Uzun süredir İsrail hükümetinin Filistin’e yönelik eylemlerini eleştiren Mamdani, burada yapılanları soykırım olarak nitelendiriyor ve Netanyahu’nun tutuklanması gerektiğini belirtiyor.
Peki bu söylemler, “Yoğun Yahudi nüfusunun yaşadığı, ciddi bir Yahudi lobisinin olduğu New York’ta tepki çekmiyor mu?” diyebilirsiniz. Mamdani bu konu hakkındaki fikirlerini bir Yahudi karşıtlığı üzerinden dile getirmiyor. Hatta anti-siyonizm ile anti-semitizm ayrımına gidiyor ve nefret suçlarıyla mücadele edeceğini de söylüyor. Ön seçimde de ciddi bir Yahudi desteği alması bu kitle tarafından da düşüncelerinin samimiyetle karşılandığını gösteriyor.
Seçilirse şehrin ilk Müslüman belediye başkanı olacak olan Mamdani’nin kimlik ve imaj boyutu da oldukça detaylı şekilde işlenmiş duruyor. Radikal birçok konuda paylaşım yaparken bile takım elbise ve kravatını hiç üzerinden çıkarmıyor. Metroda orucunu açarken de, bir protesto videosunda dondurucu okyanusa atlarken de. Bununla; değişimi somutlaştırmak ile bu değişimden çekinenleri rahatlamak arasında hassas bir denge kurmayı amaçlıyor. Ağzından çıkan söylemler, yani ilerici politikalar New York halkını ürkütmesin diye de üzerindeki kıyafetler statükoyu temsil eden ‘takım elbise’ olarak yer alıyor. Aynı anda farklı mesajlar vermesi de bu dengeyi ustaca yönettiğine güzel bir örnek.
Mamdani’nin kampanyasının en çarpıcı kısmı alt ve orta sınıfa yönelik ekonomi politikaları. Hatta komünistlikle suçlanması da yine bu politikalarına dayanıyor.
Peki Mamdani bu kadar ağır şekilde suçlanacak neler vaat ediyor New York halkına?
Bunlar; kira fiyatlarını sabitleme (dondurma), şehir otobüslerini ücretsiz hale getirme, zenginlerden alınan vergileri yükseltme, ücretsiz çocuk bakımı ve şehir marketleri gibi özellikle düşük gelirlilere yönelik vaatlerdi.
Benim dikkatimi ise bu vaatler arasında en fazla ‘şehir marketleri’ çekti.
Devlete ait olacak bu şehir marketleri, sizce de ülkemizdeki ‘kent lokantaları’ hizmetine benzemiyor mu?
Karşı çıkanların dile getirdikleri itirazlar da benzer üstelik. Bu adımların özel sektörü bitireceği iddia ediliyor. Oysa ülkemizde yapıldı ve özel işletmelere olumsuz bir yansıması olmadı. Keza ekonomik açıdan zor durumda olan vatandaşların oldukça faydalandığı bir hizmet oldu ve önce farklı ilçelerde, ardından farklı şehirlerde yeni ‘kent lokantaları’ açılmaya başlandı.
Mamdani’nin vaatlerinden en rahatsız olan kişi ise ABD Başkanı Donald Trump. Yıldızı parlayan genç siyasetçi partide ön seçimleri kazanmasının ardından Trump’ın radarına girdi. Trump, Mamdani’nin belediye başkanı olması ve yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesini engellemesi halinde ‘tutuklayacağını’ söyledi. ABD Başkanı bu ifadesinin yanı sıra Mamdani’ye yönelik ‘komünist deli’ ifadesini de kullanıyor: “ABD Başkanı olarak bu komünist delinin (Zohran Mandani) New York’u mahvetmesine izin vermeyeceğim.”
Genç siyasetçi ise “Ben işçi sınıfı için savaşıyorum. Mücadelem, bu kentte yaşamaya gücü yetmeyen emekçiler için” diyerek toplumun alt kesimine yönelik politikalarına vurgu yapıyor.
Trump’ın Mamdani hakkında net söylemleri ve ülkemizde siyasi arenada son dönemde yaşadığımız süreçleri bir araya getirdiğimde aklıma şu soru da gelmiyor değil…
Zohran Mamdani, Amerika’nın en önemli şehrinin belediye başkanı oldu diyelim; Mamdani şehir marketi ya da kent lokantası açsa Trump onu hapse atar mı?
