İstanbul’un tarihi yapıları deprem tehdidi altında
İstanbul'u bekleyen bu büyük tehlikenin aciliyeti, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın şehrin sadece 16 kilometre uzağında bulunan 110 kilometrelik bir bölümünün hala atıl durumda olmasıyla daha da artıyor. Jeolog Wendy Bohon, "Bu bölgede daha önce de yıkıcı depremler oldu ve yine olacak. Soru ne zaman olacağı değil, olup olmayacağı" diyerek durumun ciddiyetini vurguluyor.
Ancak İstanbul'un paha biçilmez mimari mirasını güçlendirme çabaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni yöneten muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) liderliğindeki merkezi hükümet arasındaki siyasi ayrılıklar nedeniyle sekteye uğruyor. Bu siyasi sürtüşmeler, restorasyon projelerinde anlaşmazlıklara ve hatta kötü yönetim iddialarına yol açıyor.
Koruma Çabaları ve Uygulanan Yaklaşımlar
Türk yetkililer riski azaltmak için bazı adımlar atmış olsa da, kapsamlı güçlendirme çalışmaları büyük maliyetler gerektiriyor ve çoğu zaman katı tarihi koruma yasalarıyla çatışıyor. Washington Post, depreme hazırlık konusunda üç farklı yaklaşımı inceledi:
Ayasofya
6. yüzyılda katedral olarak inşa edilen ve şu anda cami olan bu şaheser, tarihi koruma kısıtlamaları nedeniyle en az müdahaleyi görmüş durumda. Orijinal yapısı bir miktar sismik şoku absorbe etse de, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) Oğuz Cem Çelik gibi uzmanlar, gerçek bir direnç için ‘sismik izolatörlere’ ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Ancak bunların takılması, tüm binanın kaldırılmasını gerektiren ve Çelik'e göre hem maliyet hem de koruma kuralları açısından "çok büyük bir müdahale" olan devasa bir görev. Kubbelerdeki kurşun kaplamaların yenilenmesi ve çelik iskeletin güçlendirilmesi gibi daha küçük çaplı takviye çalışmaları devam etse de, bunlar bile merkezi hükümet ile şehir yönetimi arasındaki siyasi çekişmelerin ortasında kalabiliyor.
Yerebatan Sarnıcı
İstanbul Belediyesi, bu 6. yüzyıl yer altı sarnıcı için daha geleneksel yöntemler uyguladı. Bu kapsamda, 330 sütun üzerindeki ağırlığı azaltmak için su seviyeleri düşürüldü ve 630 yatak içeren bir çelik takviye sistemi kuruldu. Ancak uzmanlar, daha ileri teknolojinin gerektiğini savunuyor; bu adımlar da Ayasofya'daki gibi mali ve bürokratik engellerle karşılaşıyor.
Zeyrek Çinili Hamam
Özel mülkiyete ait bu tarihi hamam, en kapsamlı müdahaleyi sergiliyor. Marmara Grubu tarafından satın alınan ve 2010-2023 yılları arasında 13 yıl süren restorasyon projesi, orijinal hamamın altına ve etrafına ikinci, modern bir destek yapısı inşa edilmesini içeriyordu. Restorasyon, orijinal unsurları uzun ömürlü dayanıklılığı için kireç harcı kullanarak titizlikle korudu ve derin bir kuyu temeli ile kubbeler etrafına çelik kuşaklar yerleştirdi. Projenin "on milyonlarca avroluk" maliyeti, böylesine kapsamlı bir korumanın gerektirdiği muazzam yatırımı gözler önüne seriyor.
İstanbul büyük bir depremin kaçınılmaz tehdidiyle karşı karşıya kalırken, zaman hızla tükeniyor. En büyük zorluk, sadece devasa finansal yatırımda değil, aynı zamanda şehrin yeri doldurulamaz mirasını ve sakinlerini koruyacak gerekli, kapsamlı ve ileri düzeyde hafifletme stratejilerini uygulamak için siyasi çıkmazların üstesinden gelmekte yatıyor.