İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5341 %0.06
49,5880 %-0.02
5.775,30 % 0,39
91.233,25 %-2.375
Ara
Muhalif. YAŞAM Farklı dillerde sesimiz neden değişir? Bilim insanları: Her dil, kişiliğimizin farklı bir yönünü ortaya çıkarıyor

Farklı dillerde sesimiz neden değişir? Bilim insanları: Her dil, kişiliğimizin farklı bir yönünü ortaya çıkarıyor

İngilizce konuşurken sesiniz daha sert, Fransızcada daha yumuşak mı geliyor? Bilim insanlarına göre bu yalnızca bir his değil. Konuştuğumuz her dil, sesimizi, tonumuzu ve hatta kişiliğimizi yeniden şekillendiriyor.

Okunma Süresi: 3 dk

Birçok insan farkında olmadan diller arasında ses tonunun değiştiğini hissediyor. Brezilya Federal Teknoloji Üniversitesi’nden Profesör Ana Paula Petriu Ferreira Engelbert, bunun bir tesadüf olmadığını söylüyor:
“Bu biraz oyunculuk gibi. Konuştuğumuz topluluğun özelliklerini benimsiyoruz ve o dilde kendimizin başka bir versiyonunu inşa ediyoruz. Hâlâ biziz, ama tam olarak aynı kişi değiliz.”

Sesimiz kültüre göre şekilleniyor

Engelbert’in araştırması, sesimizin yalnızca dilbilgisiyle değil, kültürel kimliğimizle de bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Örneğin Almanca, ses tellerinin arka kısmında üretilen sert sesleriyle tanınırken; Fransızca, dudakların önden şekillendirdiği daha yuvarlak seslerle söyleniyor. Bu yüzden Fransızca konuşanların o meşhur dudak büzme hareketi, aslında dilin doğasından kaynaklanıyor.

Sesin kimyası: Biyoloji, duygu ve çevre

Ses, sadece bir “ses teli titreşimi” değil; biyolojik, kültürel ve duygusal etkenlerin birleşiminden oluşuyor.
São Paulo Federal Üniversitesi’nden konuşma terapisti Prof. Renata Azevedo, “Heyecanlı, endişeli ya da üzgün olduğumuzda ses değişir. Çünkü merkezi sinir sistemi doğrudan bu süreci yönetir” diyor.

Buna eğitim, yaşanılan yer ve sosyal çevre de eklenince her dil, adeta kendine özgü bir ses manzarası yaratıyor.

Dil, sesimizi yeniden programlıyor

Engelbert’in ABD’de yaşayan Brezilyalılarla yaptığı araştırma, diller arasındaki farkı açıkça ortaya koydu.
Katılımcılar Portekizce konuşurken seslerini yumuşatıyor, daha hafif ve melodik bir tonda konuşuyordu. İngilizceye geçtiklerinde ise sesleri düşüyor, daha kararlı ve baskın bir ton kazanıyordu.

İki dilli dinleyiciler, bu farkı kolayca ayırt etti. Bazı sesleri “daha derin”, bazılarını “daha sıcak” ya da “daha özgüvenli” olarak tanımladılar.

Engelbert, “Bu farklar yalnızca algısal değil, gerçekten ölçülebilir. Her dil, bizden belirli bir sosyal rolü ‘oynamamızı’ istiyor” diyor.

İki dillilerde bile fark hissediliyor

Birden fazla dille büyüyenlerde bile, ses farkı tamamen kaybolmuyor. Engelbert’e göre bunun nedeni, her zaman bir “baskın dil” olması.
İkinci dili ergenlikte veya yetişkinlikte öğrenenlerde farklar daha belirgin hale geliyor.
Azevedo bu durumu şöyle açıklıyor:
“Bir dili yeni öğrenirken sesiniz doğal olarak o dile uyum sağlamak için değişir. Ritim, perde ve tonlama farklılaşır. Akıcılık arttıkça bu farklar azalır ama asla tamamen yok olmaz.”

Bir dili öğrenmek kelimelerden fazlasıdır

Azevedo’ya göre dil öğrenmek yalnızca kelime ezberlemek değildir:
“Gerçek konuşmalara katılmak, kültürle etkileşime girmek, müzik ve filmlerle bağlantı kurmak, o dilin sesini içselleştirmenizi sağlar.”

Bu nedenle aksan, tamamen ortadan kalkması gereken bir kusur değil; aksine kimliğimizin bir yansımasıdır.
“Aksanınızı yumuşatabilirsiniz ama o sizin geçmişinizin bir parçasıdır,” diyor Azevedo.

Her dil, bizden yeni bir “ben” yaratıyor

Bilim insanları, farklı diller konuştuğumuzda yalnızca kelimeleri değil, kendimizi de yeniden şekillendirdiğimizi söylüyor.
Kısacası; Fransızca konuştuğunuzda daha zarif, İngilizce’de daha profesyonel, İspanyolca’da daha tutkulu hissediyorsanız — haklısınız. Çünkü bilim bunu doğruluyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *