İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5171 %-0.02
49,6234 %-0.14
5.748,37 % -0,08
92.326,85 %-1.225
Ara
Muhalif. SPOR Kazanmaya Değil, Dayanmaya Odaklanmak

Kazanmaya Değil, Dayanmaya Odaklanmak

Spor Psikolojisi Danışmanı Uzm. Psk. Ayça Girgin; "Kazanmaya Değil, Dayanmaya Odaklanmak" yazısını Muhalif. okurları için kaleme aldı.

Okunma Süresi: 2 dk

Gerçek şampiyonlar sadece kazananlar değil; düşse de kalkmayı bilenlerdir.

Spor dünyasında başarı genellikle madalyalarla, kupalarla, sıralamalarla ölçülür. Ancak gerçek şampiyonluk bazen görünmeyen bir yerde başlar: dayanıklılıkta. Kazanan sporcu, aslında her zaman en yetenekli olan değildir; en çok dayanan, en uzun süre sabreden, her düşüşten sonra yeniden kalkabilendir.

Bir sporcu için yol her zaman düz değildir. Bir gün özgüveni tavan yapar, bir gün en basit hareketi bile yapamaz hale gelir. Bir gün alkışlanır, ertesi gün eleştirilir. Ama hepsinin ortasında bir gerçek vardır: Başarı, süreklilikle inşa edilir. Çünkü sürdürülebilir performans, duygusal dayanıklılıkla mümkündür.

Dayanmak; vazgeçmemekle karıştırılmamalıdır. Vazgeçmemek bazen inatla devam etmektir, ama dayanmak bilinçli bir çabadır. Zorlandığında nefes alabilmek, hatanın içinde kalabilmek, “bugün olmadı ama bir daha deneyeceğim” diyebilmektir. Dayanmak, pes etmeden önce kendine alan tanımaktır.

Spor psikolojisinde bu beceriye “zihinsel dayanıklılık” deriz. Zihinsel olarak dayanıklı sporcu, stres anında da performansını koruyabilir. Kaygı, baskı, beklenti gibi faktörler onu sarsabilir ama yıkmaz. Çünkü odağını dışarıdan değil, içsel denge noktasından alır. Bu, kolayca öğrenilen bir beceri değildir. Tıpkı kas gelişimi gibi, sürekli antrenman ister. Her başarısızlık, o kası biraz daha güçlendirir.

Sporcu çocuklarda en sık gözlemlediğim durum, “hemen başarmak” isteğidir. Kaybettiğinde değersiz hisseder, hata yaptığında dünyanın sonu gelmiş gibi olur. Çünkü büyürken genellikle kazandığında övülmüş, kaybettiğinde ise susulmuştur. Oysa çocuk, sadece sonucu değil, süreci de anlamalıdır. Antrenmanlarda gösterdiği sabır, yarışta gösterdiği cesaret kadar değerlidir.

Ebeveynler ve antrenörler için de dayanıklılığı desteklemek kritik bir noktadır. Çocuğa “Aferin, kazandın!” demek yerine, “Aferin, denemekten vazgeçmedin.” diyebilmek… İşte bu fark, zihinsel gücün tohumlarını atar. Çünkü bir çocuğun içinde büyüyen “devam edebilirim” inancı, her zaferden daha kalıcıdır.

Spor bir sonuç değil, süreçtir. Ve o sürecin içinde sabır, dirayet, istikrar ve denge vardır. Kazanmak bir sonuçtur; ama dayanmak, bir karakterdir. Sporcunun en büyük zaferi, kupayı kaldırdığı gün değil, pes etmek istediği halde etmeyip sahada kaldığı gündür.

Unutmayın; her başarı hikâyesinin satır aralarında bir cümle yazar: “O gün pes etmedim.”

Ve işte tam da o cümle, bir sporcunun kim olduğunu belirler.

Kazanmak güzel, ama dayanmak… işte o, gerçek gücün göstergesidir.

Uzm. Psk. Ayça Girgin

Spor Psikolojisi Danışmanı

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *