İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5171 %-0.02
49,6234 %-0.14
5.748,37 % -0,08
92.326,85 %-1.225
Ara
Muhalif. SPOR Bu Bir Yenilgi Değil: Sporcu Nasıl Ayağa Kalkar?

Bu Bir Yenilgi Değil: Sporcu Nasıl Ayağa Kalkar?

Spor Psikolojisi Danışmanı Uzm. Psk. Ayça Girgin, spor dünyasında yenilgilerin bıraktığı zihinsel izleri ve sporcunun bu süreçten nasıl güçlenerek çıkabileceğini anlattığı, "Bu Bir Yenilgi Değil: Sporcu Nasıl Ayağa Kalkar?" yazısını Muhalif. okurları için kaleme aldı.

Okunma Süresi: 3 dk

Uzm. Psk. Ayça Girgin / Spor Psikolojisi Danışmanı

Sporun içinde olan herkes bilir: Bir sporcuyu en çok geliştiren zaferler değil, yenilgilerden sonraki sessizliktir. Tribünlerin sesi çekildiğinde, ortam boşaldığında, madalyalar dağıtıldığında geriye sadece sporcu ve onun iç sesi kalır. Aslında tam da o an başlar gerçek mücadele.

Yenilgi, birçok sporcu için yalnızca bir sonuç değildir; kimliğine, emeğine, değerine dokunan bir sarsıntı gibidir. “Ben gerçekten iyi miyim?” sorusunun zihne sızdığı o gri bölgede sporcu iki yola ayrılır: Ya kendi kendinin en sert yargıcı olur ya da bu anı bir kırılma değil bir dönüm noktası olarak görmeyi öğrenir.

Bugün bu yazıyı, sahada kaybettiği bir maçın ya da yarışın ardından sessizce toplanıp eve dönen tüm sporcular için yazıyorum. Bir yenilgiye sıkışmış değil, büyüme potansiyeline açık olan tüm genç sporculara…

1. “Kaybettim” Deme, “Bugün Böyle Oldu” De 

Sporcunun zihninde yenilgi genellikle büyük harflerle yankılanır.
Kaybettim.
Yapamadım.
BecereMEDİM.

Bu kelimeler gittikçe büyür ve kişiye değil performansa ait olması gereken bir durumu kimliğe taşır.
Oysa spor psikolojisinin en temel prensiplerinden biri şudur:
Sonuç seni değil, yalnızca bugünkü performansını gösterir.

Bugün böyle oldu.
Bugün zorlandım.
Bugün ritmimde değildim.

Bu cümleler sporcuya nefes alanı açar. Çünkü insan, her gün aynı güçte, aynı duyguda, aynı zihinsel berraklıkta olamaz. Makine değiliz.

2. Duygunu İnkar Etme: Üzülmek Kaybetmek Değildir

“Güçlü sporcu üzülmez.”
“Başarılı sporcu duygusunu belli etmez.”
“Profesyonelsen ağlamazsın.”

Bu mitlerin hepsi yanlıştır.
Yarış sonrası üzüntü, hayal kırıklığı, utanç, öfke… bunların hepsi insani.
Duygunu bastırmak yerine kabul etmek, psikolojik dayanıklılığın en önemli basamağıdır. Çünkü duyguyu reddeden sporcu, en çok o duyguyla savaşır. Kabul eden sporcu ise onu yönetir.

3. Kendine Kızmak, Kendini Geliştirmez

Yenilgiden sonra sporcuların zihninde en sık duyduğum cümle:
“Nasıl yaptım bunu, çok aptalca!”

Oysa kendine kızmak bir strateji değildir.
Kendini suçlamak ise bir gelişim planı hiç değildir.

Gerçek gelişim, hatayı nesnel bir şekilde değerlendirebildiğinde başlar:
“Maçın şu bölümünde nefesim daraldı.”
“O puanı kaptırdıktan sonra panik oldum.”
“Odak kaybım şu tetikle başladı.”

Kendine kızmak kapıyı kapatır.
Analiz etmek kapıyı açar.

4. Yenilgiden Sonraki İlk 24 Saat: En Kritik Zaman

Performans psikolojisinde “Altın 24 Saat” diye bir kavram vardır.
Yani sporcu yenilgiden sonraki ilk gün içinde ne yaparsa duygusal toparlanması ona göre şekillenir.

Bu dönemde sporcuya şunları öneririm:

* En az 6–7 saat dinlenme

* Sosyal medyadan kısa bir uzaklaşma

* Bir yetişkinle kısa bir duygu paylaşımı

* “En az bir iyi şey” listesi (örneğin: ısınmam iyiydi, odaklandığım 10 saniye vardı)

* “Bir sonraki adım ne olabilir?” sorusunu küçük hedeflerle yanıtlamak

Yani sporcuya nefes alacağı bir alan açmak. Çünkü yenilginin en yoğun etkisi bu zaman diliminde
yaşanır.

5. Sporcuya En Büyük Güç: Tekrar Deneme Cesareti

Spor psikolojisinde gerçek özgüven şuradan gelir:
“Her sonucu kontrol edemem ama her seferinde sahaya çıkma cesaretim var.”

Kazandığında değil, kaybettiğinde sahaya yeniden çıkabilen sporcu mental olarak güçlenir.
Kendini değersiz hissettiği an bile adım atabilen sporcu büyür.
“Bugün olmadı ama bir sonraki için buradayım.” diyebilen sporcu ilerler.

Çünkü cesaret, özgüvenin sebebi değil, sonucudur.

Son Söz: Sporcu, Kaybederek Değil; Kaybettikten Sonra Ne Yaptığıyla Tanımlanır

Bir yenilgi, bir sporcuyu asla eksiltmez.
Eksilten tek şey, o yenilgiyi bir kimlik haline getirmektir.

Sporcuya göre büyüme, ayrıntıda saklıdır:
Bir daha denemekte, süreci sahiplenmekte, duygu yönetimini öğrenmekte, ritmini geri kurmakta…
Belki de en önemlisi, kendine karşı nazik olmayı hatırlamakta.

Unutmayın:
Kaybetmek sporun doğasıdır. Ayağa kalkmak ise karakterin gücüdür.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *