İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5331 %0.06
49,6506 %-0.02
5.761,49 % 0,15
91.968,40 %-1.468
Ara
Muhalif. KÜLTÜR SANAT Hristiyanlığın yayıldığı Lystra Antik Kenti’nde 'Türk izleri': Turkuaz rengi, nazar boncukları...

Hristiyanlığın yayıldığı Lystra Antik Kenti’nde 'Türk izleri': Turkuaz rengi, nazar boncukları...

İncil'de Aziz Pavlus’un Hristiyanlığı yaydığı yer olarak bilinen Konya’daki Lystra Antik Kenti'ndeki arkeolojik kazı çalışmalarında Selçuklu Dönemi izlerine rastlandı. İki çocuk mezarında nazar boncuğu bulduklarını söyleyen kazı başkanı Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu, "Nazar boncukları, turkuaz rengi, Türklere has bir bulgu. Buradaki turkuaz rengi, bize özellikle nazarlık inancının bu renkle buluştuğunu, neredeyse ülkemizle özdeşleşen nazar boncuğuna evrildiğini gösteriyor gibi gözüküyor" dedi.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 3 dk

Meram ilçesinde Hatunsaray Mahallesi yakınında yer alan Lystra Antik Kenti, Roma Dönemi’nde İmparator Augustus tarafından kurulan koloni kentlerinden biri olarak biliniyor. İncil'de Aziz Pavlus'un Hristiyanlığı yaymak için gerçekleştirdiği seyahatlerinde uğradığı kentler arasında adı geçen Lystra'da, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında Konya Büyükşehir Belediyesi ve Meram Belediyesi'nin desteğiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor.

T24'ün haberine göre Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu başkanlığındaki kazı çalışmalarında, kentin 'Piskoposluk Kilisesi' olarak bilinen yapı açığa çıkarıldı. Çalışmalara ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Mimiroğlu, "Geçen yıl tespit ettiğimiz kentin Piskoposluk Kilisesi olduğunu düşündüğümüz büyük kilisesinde kazı çalışmalarımız devam ediyor. 4 farklı ekiple yürütülen kazı çalışmalarında, epey yol katettik ve yapının büyük bir bölümünü açığa çıkardık. Her gün ayrı bir sürprizle şaşırıyoruz. Kilisenin ikinci şapelini tespit ettik. Yaptığımız tespitlere göre kentin kilisesinin 4 farklı evresi var. İlk dönemde oldukça zengin büyük bir bazilikaydı. Ahşap bir çatı sistemine sahipti ve iç kısımlarında altın yaldızlı mozaiklerle bezeliydi. Milattan önce 6’ncı yüzyıla tarihlenen bu yapı, 8’inci yüzyıla kadar aktif bir şekilde kullanıldı. İslam fetihleri sırasında yapının tahrip olduğunu düşünüyoruz. Büyük bir yangın geçirdiğinin izlerini tespit ettik. Hatta yangının kaç derecelik bir yangın olduğuna yönelik deneysel çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

“Selçuklu varlığını gösteren bulgular”

Kazılarda bebek mezarlarında turkuaz renkli boncuklar bulduklarını açıklayan Doç. Dr. Mimiroğlu, "Lystra'nın ikinci döneminde yapı tekrar onarılıp yine 3 nefli bazilika planda kullanılıyor. Sebebini henüz tespit edemediğimiz bir zaman yapı atıl duruma düşüyor. Büyük kilise tamir edilemeyeceği için ortada gördüğümüz daha ufak bir şapel yapılıyor. Bu yapılırken de antik kentte bulunan 5 kardeşin babaları için yaptırdığı bir Roma Dönemi steli ters bir şekilde altar olarak kullanılıyor. İlginç bir şekilde bu çalışmalar sırasında 2 Selçuklu sikkesine rastladık. Bu da şapelin Selçuklu Dönemi’nde, Selçuklu tebaasındaki gayrimüslimler tarafından kullanıldığını gösteren bir veriydi. Burada 40’a yakın mezar tespit edildi. Bu mezarların da Selçuklu Dönemi’ndeki Hristiyanlara ait olduğunu düşünüyoruz. Bunun da en büyük belirtileri iki farklı bebek mezarında bulunan pişmiş topraktan yapılan turkuaz nazar boncukları oldu. Boncuklar ve sikkeler de Lystra’daki Selçuklu varlığını gösteren bulgulardı" diye konuştu.

“Türklere has bir bulgu”

Selçuklu’nun egemen olmasıyla bölgedeki halkın yaşamlarına devam ettiğini belirten Doç. Dr. Mimiroğlu, şunları söyledi:

"Lystra Antik Kenti, Aziz Pavlus’un burayı ziyaret etmesiyle beraber Hristiyanlık için çok önemli ama bir taraftan Likaonya bölgesi bir eyaletin geçirdiği tarihi olayları kronolojik olarak tespit etme açısından bize önemli veriler sunuyor. Buradaki halk, Selçuklu'nun egemen olmasıyla yok olmadı. Yaşamlarını büyük bir hoşgörü içerisinde devam ettirdiler. Nazar boncukları, turkuaz rengi Türklere has bir bulgu. Antik Dönem'de de şeytanın gözü olarak adlandırılan daire içerisindeki nokta ile olan motif nazara karşı kullanılıyordu. Fakat burada gördüğümüz turkuaz rengi bize özellikle nazarlık inancının bu renkle buluştuğunu, bizim şimdilerde de kullandığımız ve neredeyse ülkemizle özdeşleşen nazar boncuğuna evrildiğini gösteriyor gibi gözüküyor."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *