İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5320 %0.06
49,6229 %0.05
5.774,35 % 0,37
91.994,98 %-1.433
Ara

Moira Efsanesi

YAYINLAMA:
Moira Efsanesi

Tarih boyu yaşanan bir döngü ve zamanın hangi diliminde bulunursak bulunalım, insanoğlunun bir türlü kabul edemediği; yaratılan gerçekliklerin kendi başına da gelebileceğinin düşüncesinden uzak olmak.

Dünyanın bir yerinde yer kabuğu çatlıyor ise bir yerlerde incinmiş / incitilmiş bir ruhun sesi vardır.

Öncelikle cesur kalem, MoiraEfsanesi eserinin yaratıcısı Tamer Sandal’ın affına sığınarak başlamak isterim. Biliyorsunuz ki ben, Sinema Eleştirmeni olarak haftada en az dört, beş film izlemek. Bunun dışında, Kültür Sanat Yazarı olduğum ve bunun içine giren tüm konuları kapsayan çalışmaları, bir toplum mühendisliği formatında, ait olduğum ülkemden, yankı yaparak da bazen yurt dışına kadar uzanabilen bir ağ sisteminin içinde kendi kaleminin temsilcisiyim.

Lâkin bazı zamanlarda elinizde olmayan sağlık yahut başka nedenlerden dolayı gecikmeler olabiliyor. Çok zor durumlarda bile işi tamamlarım ancak elimde bulunan kitap, elime ulaştığı anda diğerlerinden önce henüz  başlamadan, ilk elime gözümün önüne aldığım. Ve tıpkı gençliğimizin Indiana Jones kazıtlarından mevcut hayati belgeler gibi olması, eserin kendi kendinin kudretiydi.

Dolayısı ile kaç kitap fuarında yazar dolaştı bilmiyorum ama birazda yeniden demlenmiş hali ile bir de benden ön bilgi naçizane alabileceğiniz, ümidiyle satırlarıma başlıyorum.

Biraz önce bahsettiğim gibi eser, bize tamamen öncelikle bir Arkeolojik kazı yaptırtıyor. Arkeoloji içine giren Antropoloji dâhil olmak üzere bilimin tüm disiplin öğelerini sarmalıyor.

Sonra da insanoğluna; “Ey İnsanoğlu! Nereden geldin nereye gidiyorsun? Senden öncekilerde hiç gitmeyecek gibiydi ama toprak yuttu. Aza tamah etmedin de boynu bükük kurumuş çöllerde, adsız çiçekler gibi onurlu olamadın. Susamışlardı, ama kimseyi incitmediler. Ya sen/siz Firavun vardı önünde daha beteri oldun! İskenderiye Kütüphanesi yakıldı, Bruno’nun dili koparıldı. Sokrates, gelmiş geçmiş en büyük savunmayı yapalı, kaç zaman geçti! Sen/siz ya ne yaptınız?”

Sonra yazar, Tamer Sandal /MOIRA EFSANESİ kitabının, 62.sayfasında iken okuyucusuna şöyle seslenmekte:

-Bir dakika eğer yanlış anlamadıysam düzet lütfen. Sen, şimdi dünyadaki bu düzeni en doğru şekilde yürütebilecek vasıfları taşıyan insanların amaçlarından saptıklarını, sistemin bu vasıfları taşımayanlar tarafından yönetilmediğini mi söylüyorsun?

*Öyle sayılır. İnsan, yönetmek üzerine programlanmıştır. Bizi yönetenlerde buna dâhildir. Düşünsene, Yaratan bile başımıza bir kral göndermemiş, sadece yol gösterici halifeler seçip bize varlığını ve izlememiz gereken yolu bildirmiş.

-Tamam, ama bu içinde bunduğumuz ve yanlış kurulduğunu iddia ettiğin sistemin değişmesi mümkün değil!

*Biz bir taraf ya da bir şeyin parçası değiliz ama her şeyin farkında olduğumuz için çevremizdeki tüm bu eylemlere ve bu yapay düzene kayıtsız kalamayız.

Kelly, tekrar araya girdi.

-Binlerce yıldır süregelen bu sistemi bir anda ortadan kaldırıp yerine yenisini koyamazsınız. Bu neredeyse imkânsız bir şey.

*Evet, senin tarafından bakıldığında imkânsız gibi görünüyor olabilir ama bunun gerçekleşmesi için bir yol ve beklenen bir zaman var.

-Ne söylemeye çalıştığını anlamıyorum. Tüm bu sistemin nasıl değişeceğini açıklar mısın? Nasıl bir yol bu ve neyin zamanı yaklaşıyor?

*Yaratıldığımızda elimize, iyilik üzerine bir düzen kurmak için yetenekler verilmiş ama bir türlü kontrol etmeyi başaramadığımız, içgüdülerimiz de kurduğumuz bu düzenleri yıkmak üzere programlanmıştır. Yani insanlar, kendi mücadelesini yapıp kim olduğunu ispatlaması için gönderildiği bu dünyada, birbiriyle savaşmaya başlamış ve her seferinde asıl amacından saparak, geri dönülmez bir yola girdiği için cezalandırılmıştır.

Kelly, Medeniyetimizin yok olacağından mı bahsediyorsun yoksa?

*Kendimizin sebep olduğu bir sıfırlanmanın eşiğindeyiz.

Bilim kurgu, içsel uyanış ve yazarın okuyucuyu da içine kattığı bir toplu uyandırma saatinin; akrep ile yelkovanından gelen ses sürekli, Evrenin muazzam işleyen sistemine müdahalelerde bulunan insanlığın, kadere inanıp görmezden gelmiyor fakat ölümü bir yok oluş olarak yaşıyor. İnsanoğunun aldığı nefes gibi olağan olan tüm eylem ve hareketlerinin etki ve tepki tablosunu ise geri döneceği korkusunu hissetmemesini. Bencilliğin bu kadarını artık dünyanın taşıyamayacağını köprünün çıkış sinyalinden sesleniyor.

Zeus, Hades, Capella,Ares.., ve nicesi Tanrılar katından yeryüzüne ışık tutarak esaretin bedelini topyekun sorgulatıyor.

Yazar Tamer Sandal, hep gerçek tılsımın insanın içindeki en büyük cevher olduğunu, bu eserinde tüm mitolojik kahramanlar, hikayeler ve günümüzde var oluş yolculuğu üzerinden eşsiz bir tat ile sunmakta.

Kitaba başladığınız anda bir Nergis’in hikâyesini daha iyi anlayacak kıvamda, mükemmel bir aktarım. Bilgeliğin ince ince işleyişi ile okuyucusuyla buluşturmakta.

Kutluyorum, okuru ve anlayanı bol olsun.

Güzel ve yaşanabilir dünya için!

Ve de bu dünyanın tek gerçek dilinin “sevgi “ olduğunu idrak etmiş ve bu bilinç ile gönderilmiş ruhlara saygıyla.

EMEL SEÇEN

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *