Kadın yönetmenlerin ulusal ve uluslararası uzun metraj, belgesel ve kısa film çalışmalarının gösterildiği festivalde, sinema sektöründeki toplumsal cinsiyet rolleri ve cinsiyet temelli ayrımcılık masaya yatırıldı. Festival süresince sadece kadınların anlattığı hikâyelere değil, aynı zamanda sinemada direnişin, dayanışmanın ve üretimin gücüne de dikkat çekildi.
FIPRESCI Ödülü Emine Yıldırım’a
Kapanış töreninde uluslararası film eleştirmenleri birliğinin (FIPRESCI) verdiği ödül, “Gündüz Athena, Gece Apollon” filmiyle Emine Yıldırım’a takdim edildi. Festival, bir kez daha kadın sinemacıların üretimlerinin uluslararası düzeyde takdir gördüğü bir platform olarak öne çıktı.
Halime Güner: “Bu Festival Bir Direniş Alanıdır”
Uçan Süpürge Vakfı Başkanı Halime Güner, kapanışta yaptığı duygusal konuşmasında festivalin zorlu koşullar altında nasıl hayatta kaldığını şöyle ifade etti:
“İçimizde kelebekler uçuşuyor. Keşke şöyle bir gücüm olsa, şu anda bu kelebekleri hepinize tek tek dağıtsam. Bu festival olur mu, olmaz mı derken mücadele ettik. 28 yıl önce attığımız ilk adımı hiç unutmadık. Bu bir kültürel etkinlik değil sadece; feminist sinemanın örgütlenme aracı, bir direniş platformudur.”
Güner, Avrupa Birliği ve çeşitli elçiliklerin bu yıl destek bütçelerini kısıtladığını, Kültür Bakanlığı'nın da ayrı bir festival başlattığını hatırlatarak, tüm bu daralmalara rağmen “çekirdek kadro”nun kararlılığıyla festivalin gerçekleştiğini vurguladı.
Kadın Sinemasına Alan Açan 28 Yıllık Mücadele
Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, sadece bir film festivali değil; kadınların sinema alanındaki emeğinin tanınması, dayanışmanın güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin savunulması adına 28 yıldır süren bir mücadele olarak görülüyor. Festival, kadın hikâyelerinin merkezde olduğu bir sinema dili yaratma çabasını sürdürüyor.