İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5444 %0.06
49,6681 %0.03
5.770,25 % 0,30
91.962,65 %-1.177
Ara

Sırada Türkiye mi var?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sırada Türkiye mi var?

Bir kaç gün önce İsrail, Katar’ın başkenti Doha’da Hamas elemanlarının bulunduğu bir binayı bombalamış, terör örgütünün bazı üyelerini öldürmüş, bazıları da kaçmayı başarmışlardı. Haber dünyada, İsrail  ABD’nin Ortadoğu’daki en has müttefiklerinden Katar’a nasıl olup da böyle bir saldırı düzenleyebilir, tepkileriyle karşılanmıştı. Ancak, İsail Savunma Kuvvetleri (IDF), saldırının terör örgütü Hamas’a karşı düzenlendiğini, Katar’ın hedef alınmadığını bildirmişti.

İlerleyen günlerde Batı ve İsrail basınında ilginç haberler yayımlandı. Bu haberlere göre Doha’da vurulan Hamas elemanları Katar’a gitmeden önce İstanbul’da bir toplantı düzenlemişlerdi. Bir iddiaya göre de saldırı olacağı haberini son anda Ankara’dan bazı odaklar Doha’daki Hamas elemanlarına haber vermişlerdi. Bu sayede bazıları kaçıp hayatlarını kurtarmışlardı.

Olayın yankıları sürerken, National Security Journal’da (Ulusal Güvenlik Gazetesi)  AKP iktidarına en sert eleştirileri yöneltmesiyle bilinen Amerikalı Yahudi tarihçi Michael Rubin’in bir yazısı yayımlandı.  Rubin Ortadoğu’da, özellikle de Suriye’de işler kızışınca fazla mesai yapıyor; yazı üstüne yazı yazıyor. Bu seferki yazısının başlığı şöyle:

“İsrail Katar’da Hamas’ı Vurdu-Sırada Türkiye Olabilir.”

Yazı şöyle:

“Hamas liderleri Doha’yı kendilerine üs edinmişlerdi. Katar’ın arabulucu rolü nedeniyle orasının kendileri için güvenlikli bir yer olduğunu sanıyorlardı. Ama yanılmışlardı. İsrail bu defa üstü kapalı operasyon yapacak yerde açık açık Hamas’ı bombaladı. Washington’da söylenenlere göre saldırı Beyaz Saray’la koordinasyon içinde düzenlendi. İsrail için Hamas varoluşçu bir tehdit. Böyle olunca da gereği yapıldı.

“İsrail’in bu pozisyonunu göz önüne alırsak Hamas’ın sığınak olarak kullanacağı her ülke ya da bölge IDF’in hedefi haline gelecektir.

“Hamas için son sığınak Türkiye. Örgüt bir süre önce İstanbul’da bir takım ofisler açarak buralarda hem kara para akladı hem de yeni saldırı planları hazırladı. “

NATO İMDADA YETİŞMEZ

Yazının bundan sonrası gittikçe ilginçleşiyor:

“Hamas ve Türkiye, Ankara’nın NATO üyeliğinin kendilerine dokunulmazlık sağlayacağını sanıyorlarsa yanılıyorlar. NATO, kararların oybirliğiyle alındığı bir ittifak. Tek bir NATO üyesinin bir öneriye olur vermemesi, bunun karar kapsamı dışına çıkmasına neden oluyor. Örneğin İsveç ve Finlandiya NATO üyelikleri gündeme geldiğinde Ankara’nın kendilerine yaptığı şantajları unutmadılar.

“Diyelim ki Türkiye bir saldırının hedefi olduğunda ve NATO’nun, bir üyemize yapılan saldırı hepimize yapılmış bir saldırıdır, diyen ittifakın beşinci maddesini işletmek gündeme alınırsa İsveç ya da Finlandiya’dan veto gelmesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.

“Hatta, Başkan Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yakın kişisel dostluğu ve iş ilişkilerine  rağmen Washington’dan da veto gelebilir. Türkiye Hamas gibi bir terör örgütünü maşa olarak kullanıyorsa silahı ilk ateşleyen olmuş demektir. O zaman da İsrail öz savunma hakkını kullanır.

“Türkler akıllı olmalı ve Hamas’dan ya uzak durmalı ya da Hamas elemanlarını derhal sınırdışı etmelidir.”

Yazı böyle. Bizim bazı aklı evvel, muhalif görünümlü yorumcularımız Michael Rubin’i “faşist”, “siyonist” gibi sıfatlarla damgalıyorlar. Rubin’in kimilerine göre siyonist ya da faşist görüşlere sahip olması, yazılarında doğrulara parkmak bastığı gerçeğini ortadan kaldırır mı? Kendimize gazeteci diyorsak o zaman hiç bir görüşü ya da kimseyi sansürleme hakkımız olamaz; yeter ki teröre, terör örgütlerine destek vermesin.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *