Trump’tan gizli ohal
ABD’nin kaçık Başkanı Donald Trump’ın marifetleri saymakla bitmiyor. En son marifeti, özel bir askeri birlik olan National Guard’ı (Ulusal Muhafızlar) suç oranını azaltma ve asayişi koruma bahanesiyle başkent Washington sokaklarına salması oldu. National Guard askerlerinin özellikle geceleri eğlence mekanları önünde silahlarla insanları taciz ettikleri, turistleri korkuttukları haberleri yaygın.
OtherWords isimli internet sitesinde ilginç bir makale yayımlandı. Hannah Homestead imzalı makalenin başlığı şöyle: “”Trump’ın Washington’ı işgalinin günlük maliyeti 1 milyon dolar.” Hayli uzun olan yazıyı özetlemeye çalıştım. Birlikte okuyalım:
“Otuz yılın en düşük suç seviyesine inmişken Trump National Guard askerlerini başkent Washington’da konuşlandırdı. Bunun günlük maliyeti bir milyon dolar. Bu maliyet de tabii ki Amerikan vergi mükellefinin cebinden çıkacak. Trump Washington’a başlangıçta 800 asker gönderdi. Ancak sonra bununla yetinmeyip sayıyı 2 bin 91 askere çıkardı. Trump başkentte sadece suç oranına dikkat çekmekle kalmadı, evsiz barksız, sokakta yatan yoksulları da hedef gösterdi. ‘Başkenti gecekondulardan temizliyoruz,’ diyen Trump askeri evsiz insanları zor kulanarak kentten sürmekle görevlendirdi. Burada şuna da dikkat çekmekte yarar var: National Guard yasadışı olarak kendisine verilen bu görevden hiç hoşnut değil.”
Olağanüstü durumlar dışında federal yasaların askerin ABD topraklarında fiili olarak görevlendirilmesini yasakladığına dikkat çekilen yazı şöyle devam ediyor:
“Önceki hesaplamalara göre tek bir askerin bu şekilde görevlendirilmesi hükümete 530 dolara mal oluyor. Kabaca bir hesapla Trump’ın kararının maliyetinin günde bir milyon doları aştığını söyleyebiliriz. Üstelik bu askerlerin başkentte ne kadar süreyle görevlendirildikleri belli değil. Görev süreleri haftalar hatta ayları bulabilir.
“Bu güvenlikçi politikaya yapılan yatırım yerine yoksul insanlar için federal iskan programı hayata geçirilseydi hem suç oranları azaltılmış hem de sağlık sorunlarına önemli çözümler getirilmiş olurdu.”
Trump ve yandaşlarının yoksullardan nefret edip zenginlere arka çıktıklarına işaret edilen yazıda şu çarpıcı ifadeler kullanılıyor:
“Bunların nefret hedefleri özellikle koyu derili halk kesimleri. Her yerde beyaz adamın üstünlüğünü vurgulamak istiyorlar.”
Bunları yazarken, nereden nereye, diye düşündüm. Bir zamanlar kendini, dünya demokrasisinin lideri olarak tanımlayan ABD kaçık bir adam ve ne idüğü meçhul, tuhaf kafa yapısındaki kişilerden oluşan yönetimi, daha doğrusu çetesiyle ne hallere düştü. Trump yasaları hiçe sayarak ABD’de besbelli OHAL (olağanüstü Hal) ilan etme peşinde. ABD basınında çıkan başka haberlerde de Trump’ın Washington’la yetinmeyeceği, askeri başka ABD şehirlerinde de konuşlandırmanın hesaplarını yaptığı belirtiliyor.
Ne kadar ilginç. Bizde yaşanan OHAL günlerini anımsıyorum. Hep derim. Rahmetli Adnan Menderes Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapamadı ama ABD “Büyük Türkiye” oldu.