Gizli siyasal islam raporunu kim sızdırdı
Bugünlerde Fransız devleti için hazırlanan, “siyasal İslam ve Müslüman Kardeşliği tehdidi” konulu gizli rapor basına sızınca kıyamet koptu. Olay şöyle gelişmiş:
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, son yıllarda ülkesi ve Avrupa’da Müslüman Kardeşler ve öbür siyasal İslamcı örgütlerin “devletlerin kılcal damarlarına kadar” sızdıkları ve bunun çok ciddi ulusal güvenlik tehditleri oluşturdukları gerekçesiyle saha çalışması yapılıp varılan tespitlere göre bir rapor hazırlanmasını istemiş. Dar bir uzman grubu bu konuda araştırmalar yapmış; siyasal İslamcı örgütlerin okullara, belediyelere ve kültürel kuruluşlara sızdıklarını saptayarak raporu hazırlamış. Ancak nasıl olduysa devlet sırrı gibi gizlenen rapor Le Figaro gazetesi tarafından yayımlanınca Macron fena halde sinirlenmiş ve sızıntının sorumlularını bulmak için cadı avı başlatmış.
Rapor, laiklik ilkesini sıkı sıkıya uygulamakla tanınan Fransa’da en büyük tehdidin Fransa Müslümanlar Federasyonu (FMF) isimli Müslüman Kardeşler’e yakınlığıyla bilinen örgüt olduğunu, bu örgütün devletin her türlü “kılcal damarlarına” kadar sızdığını tespit etmiş. Rapora göre FMF Fransa çapında 139 ibadethaneyi ve bunlara bağlı 68 kuruluşu kontrolu altında tutuyormuş. FMF’e bağlı 280 spor, eğitim, bağış toplama kuruluşu ve 21 okul varmış. Aynı rapora göre hareketin amacı “Müslümanların doğumdan ölüme kadar yaşamlarını şekillendirecek yerel düzlemde bir ekosistem kurmakmış. “
Raporda şöyle ifadeler kullanılıyor:
“Hareketin yöneticileri yobaz Müslüman aktivistler. Bunlar yerel yöneticilerle ilişkiye giriyorlar. Ekosistem güçlendikçe de yerel bağlamda türban, sakal bırakma, çarşafa bürünme, oruç tutma dayatmaları yapılıyor. Dolayısıyla kadınlarda çarşafa bürünme gittikçe yaygınlaşıyor. Beş-altı yaşlarında kız çocuklarının bile başlarını zorla örttürüyorlar.”
FMF ise kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmiş. FMF açıklamasında şöyle demiş:
“İslam’ı siyasi İslamla karıştırmak Cumhuriyet değerlerinin kendisine tehdittir.Bu suçlamaların gerçek amacı İslam’ı ve Müslümanları ağır biçimde karalamaktır.”
İçişleri Bakanı Bruno Retailleau kamu kurumlarında laiklik ilkesinin en katı biçimde uygulanmasını savunmakla biliniyor. Retailleau gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerde siyasal İslamcı adaylarının sayılarının artmasından çekindiğini sıklıkla telaffuz ediyor. Buna karşılık kendisini aşırı solcu olarak tanımlayan Jean-Luc Melenchon, oy devşirebilmek amacıyla siyasal İslamcılara hoşgörü göstermesi hatta onları savunmasıyla tanınıyor. Tam popülist bir siyasetçi. Rapor ortaya çıkınca Melenchon şöyle dedi:
“İslamofobi artık çığırından çıktı. Yönetim, Retailleau ve aşırı sağcı Marine Le Pen’in hayal ürünü teorilerinin peşine takılmış görünüyor.”
“PARA KAYNAKLARI TÜRKİYE VE KATAR’DAN”
Le Figaro gazetesinde çıkan haberde şöyle çarpıcı bir ifade de var:
“Sözkonusu çalışma grubu Fransa’da 10 ayrı bölgede ve dört Avrupa ülkesinde çalışmalar yaptıktan sonra raporu hazırladı. Sonuç olarak Müslüman Kardeşler Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da etkilerini kaybedince örgütlenmek için Avrupa’yı karargahları haline getirdiler. Para kaynakları da Türkiye ve Katar.
“Avrupa’ya konuşlanmak için Batı ideolojisini benimsemiş gibi takıyye yapıyorlar. Aslında amaçları yıkıcı bir şeriatçılığı buraya yerleştirmek.”
Son yirmi küsur yıldır Batı’da ne zaman bir şeriatçılık tehlikesi baş gösterse altından ya Türkiye’nin ya da Katar’ın parmağı çıkıyor. Daha dün Hizbullah ve HAMAS’ın başına gelenleri gördünüz.Türk halkının büyük çoğunluğunun hiç bir şekilde şeriatçılığı desteklemediğini bilmenize rağmen 86 milyonluk bir milleti hayallerinizde oluşturduğunuz maceralara atmak kendinizi de tehlikeye atmaktır.
Siyasal İslam uğruna ülke ekonomisi battı. Sadece ekonomi batmakla kalmadı, ülke topyekun batmanın eşiğine geldi. Türkiye’nin dünyada hiç bir saygınlığını bırakmadınız. Ülkemiz casusluk faaliyetleri, siyasal İslamcı terör örgütlerine finans kaynağı sağlamakla anılıyor. Koskoca bir milleti töhmet altında bırakmaya ne hakkınız var? Hala mı uslanmadınız, aklınız başınıza gelmedi?