Türkiye’de neden bir iklim okulu olmasın? Columbia öncü oldu sıra bizde
Bizim ülkemizde iklim krizi, çoğu zaman sadece hava durumu haberi gibi algılanıyor. Oysa mesele bundan çok daha büyük. Kuraklık, gıda krizi, göç dalgaları, sel felaketleri… Bunların her biri artık kapımızda.
Geçtiğimiz haftalarda Ankara’da bulunan Bilge Hayatlar Merkezi’nde geçmişin bilgeliği ile bugünkü iklim olaylarını konuştuk büyüklerimizle. Hayat tecrübeleri ile bugüne ışık tutan büyüklerimle yaptığım sohbetten sonra, bugünkü sorunların çözümü için mutlaka geçmişe kulak vermenin gerektiğinin ne kadar kıymetli olduğu ortaya çıktı. Sadece ülkemiz değil, Dünya iklim krizine karşı tarihî bir sınav veriyor. Bu sınavda başarılı olmanın yolu, yalnızca teknolojik dönüşümden değil, aynı zamanda bilgiyle, bilinçle ve eğitimle donanmış bireylerden geçiyor. Bu bireyler öyle okulların birkaç sınıfında, müfredata konulana birkaç ders ile değil gerçekten lisans ve lisansüstü okullarda yetişmeli; derken yaptığım araştırmalarda böyle bir okul olduğunu keşfettim.
Columbia Üniversitesi, 2020 yılında cesur bir adım atıyor ve Columbia Climate School (Columbia İklim Okulu) kuruyor.
Bu okulun amacı yalnızca akademik araştırma değil; çözümün sahaya inmesini sağlamak. Politikacıdan çiftçiye, mühendisten gazeteciye kadar herkesin iklim krizine karşı bilgiyle donatılması gerektiğini savunuyorlar. Ve evet, çok haklılar.
Columbia İklim Okulu Ne Sunuyor?
Columbia’nın iklim okulu, iklim bilimini laboratuvardan çıkarıp toplumun her kesimine ulaştırmayı hedefliyor. Sadece iklim mühendisliği değil, iklim finansı, afet yönetimi, çevre etiği, medya ve sürdürülebilir tasarım gibi onlarca farklı alanda disiplinler arası eğitim veriyor.
Çalışan profesyonellerin iklim ve sürdürülebilirlik konusunda yeni beceriler ve bilgiler geliştirmelerine yönelik programların olduğu bu okulda, Profesyonellerin ve kuruluşların dönüştürücü iklim liderleri olmaları için özelleştirilmiş programlar da mevcut. Lise öğrencilerinin gerçek dünyadaki iklim araştırmalarını, fikirlerini ve çözümlerini keşfetmelerine yönelik programlar ve öğrencilerin, eğitimcilerin ve halkın uzmanlarımızla iklim ve sürdürülebilirliği keşfetmeleri için atölyeler yine bu okulun programı içinde.
Okulun vizyonu açık: Gezegenin karşı karşıya olduğu krizlere sadece bilimsel değil, toplumsal ve kültürel çözümler üretmek.
Misyonu ise bunu küresel ölçekte yaymak ve farklı disiplinleri bu amaç etrafında birleştirmek.
Evet küresel ölçekte; çünkü bu mesele ülkesel, yerel bir mesele değil.
İşte bu yüzden, Türkiye’de de iklim okullarına ihtiyacımız var. Sadece büyük şehirlerde değil; Doğu Anadolu’da, Karadeniz’de, Ege’de… Her bölgeye özgü, yerel sorunları önceleyen, bilimsel çözümleri yerelleştiren bir eğitim modeline.
Türkiye’de Nasıl Bir “İklim Okulu” Olmalı?
- Çevre mühendisliğiyle sınırlı kalmayan; hukuk, medya, mimarlık, ekonomi gibi birçok bölümü kapsayan bir yapı olmalı.
- Karadeniz’de sel, İç Anadolu’da kuraklık, Ege’de orman yangını… O neden ile her bölgeye özgü müfredat olmalı.
- Tarlada karbon tutum projeleri, belediyelerle birlikte yürütülen “yeşil kent” uygulamaları olmalı.
- Halkla Bütünleşmeli, Köylere yönelik iklim okuryazarlığı seminerleri, çocuklara iklim atölyeleri, yaşlılarla iklim sohbetleri mutlaka olmalı.
- Belediyeler, bakanlıklar ve özel sektörle birlikte çalışan canlı bir ekosistem olmalı.
Columbia İklim Okulu, bize bir yol gösteriyor. Ama biz bu yolu sadece izlersek değil, kendi yolumuzu da açarsak bir anlamı olacak. Türkiye’de kurulacak iklim okulları, yalnızca krizle değil, gelecekle de yüzleşmenin anahtarı olabilir.
Bu sadece bilim insanlarının değil, hepimizin meselesi. Ve Bilgiyi Kurumsallaştırmazsak, Geleceği Kaybederiz.