Tuğçe Özcan'ın kaleminden: Anlamsız kadın tripleri

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Tuğçe Özcan'ın kaleminden: Anlamsız kadın tripleri
Abone ol
Çuvaldızı kendisine, iğneyi başkasına batıran bir yazı…

Çuvaldızı kendisine, iğneyi başkasına batıran bir yazı…

Cinsiyet ayırt etmeksizin aslında ilişkilerde sıkça rastlanan, ancak sorgulamak yerine çoğu zaman normalleştirilen bir takım tuhaf davranışlar vardır. Hepimizin gözünü tırmalar ama sebebi deşilmez. He deyip geçilir. İşte kadınlara özgü bu nev-i şahsına münhasır davranışlar karşı tarafın ufak ufak gözüne batar, dozu artarsa biraz da can sıkar. Kimi zaman altında yatan çok gerekli bir gerekçe vardır, kimi zaman da sütten ağzı yanmış bir kadın yoğurdu üfleyerek yemeye çalışıyordur.

Uzun zamandır hem erkeklerdeki, hem de kadınlardaki bu “ömür törpüsü” tavırları zihnimdeki mantar panoya pinliyordum*.

(Pinlemek bir Pinterest jargonu. Bir fikri sanal bir panoya iliştirmek, raptiyelemek gibi)

İşte hemcinslerine torpil yapmayan, taraf tutmayan bir bakış açısıyla ilişkilerdeki anlamsız kadın tripleri. Erkek okurlar bıyık altından gülmesin. Haftaya da “Gereksiz Erkek Tavırları” yazısı köşemde olacak.

 

İletişimsizlik

Kadınlar kırıldıkları, kızdıkları, alındıkları zaman bunu dile getirmek yerine her şeyin yüzlerinden okunmasını bekler. Bu yüzden de karşı tarafla diyalog kurmak yerine surat asılır. Bu durum olayları daha basit ve sade şekilde ele alan erkek zihni için oldukça karmaşa yaratıcıdır. “Neye kızdı, neye alındı, yanlış bir şey mi söyledim, yoksa önemli bir şeyi mi unuttum” gibi bir takım sorular erkek zihnini meşgul ederken, kırılgan kadın kalbi hala telafi adımı beklemektedir. Aslında başlı başına bir zaman kaybı olan surat asma eylemi yerine, yüzyıllardır denenmiş ve başarıya ulaşmış olan “alıp karşına konuşma” planına uyulsa iki taraf için de süreç daha kolay geçer.

Detaylarda Boğulma

Evet biz kadınlar için detaylar çok önemli. Çünkü bütünü güzel yapan detaylardaki nüanslar. Bu su götürmez bir gerçek.
Ancak bazen detaylarda boğulurken, bütün elden kaçıp gidiyor. Kadın dünyası bir olayı oya gibi işliyor. Her sekansı zihninde kurguluyor. Erkek dünyasında ise eylem ve sonuç var. Sonuca giden yolda detaylara değil, eylem planındaki başarıya odaklanıyorlar.

Sürekli Daha Fazlasını İsteme

Evet maalesef sevgili hemcinslerim, bu cinsimizin kanayan bir yarası. Hiçbir zaman eldeki ile mutlu olmayı bilmemek, her zaman karşı taraftan daha fazlasını istemek.

Hatta çoğu zaman karşı tarafın hevesini kursağında bıraktıran, sürpriz yaptığına pişman edecek tavırlar sergilemek.

Aldığı hediyeyi, söylediği iltifatı, yaptığı komplimanı, sunduğu jesti beğenmemek. Hatta üstüne üstlük “Bu mu yani?” tarzında en kibar tanımlama ile küçümseyici bir geribildirim yapmak.

Israrcılık

Kadınlar çoğu zaman ikna etmek ile ısrarcılık arasındaki farkı bilmiyor. Bir konuyu her akşam aynı nedenler ve aynı antitezlerle gündeme taşımayı çoğu zaman ikna çabası olarak görüyoruz. Ama empati yaparsanız, başlı başına çok can sıkan bir tavır olduğunu kabul etmek gerek.

Hatta açık konuşmak gerekirse fazla ısrarcılık, kişideki iyiye olan adım atma isteğini bile çoğu zaman köreltebilir. Can sıkar, baş ağrıtır. Israrcı olmanın dozunu kaçırmayalım, kaçıranları uyaralım .

Başkalarıyla kıyaslama

Aslında şu başlık sadece kadın erkek ilişkilerinde değil, hayatın her alanında bize zarar veren bir şey.
Hiç kimse, hiçbir hayat, hiçbir iş, hatta çocuklar, sahip olunan imkanlar, mevcut şartlar, özel durumlar her zaman birbirinden çok farklıdır.
Başka birinin ilişkisi, başka bir dinamik içinde gelişmiştir ve o dinamikte siz yoksunuzdur. Bu yüzden de içinde olmadığınız bir denklemde, kendiniz için kıyaslama yapmak anlamsızdır.

Varlığınız, içinde olduğunuz durumu şekillendirir. Enerjiniz, hayata bakışınız, cümleleriniz hatta yaşamı ele alış şeklimiz bile birbirimizden çok farklıdır. Enerjiniz ile çevrenize benzer enerjide olan insanları çekersiniz.
E peki canımızı sıkan, bizi üzen insanlar? Onları da mı hayatımıza biz çekiyoruz?
Onlarında hepsi size hayatta bir şey öğretmek için karşınıza çıkıyor. En basit anlatımla “ne istemediğinizi” deneyimleterek öğretiyorlar size.
Bu öğreti sayesinde de, bizi çok daha mutlu edecek başka bir deneyimi seçebiliyoruz.


Yorum Yazın