Tugay Uluçevik: Türkiye’ye somut yaptırım tehdidi elde tutulacak

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Tugay Uluçevik: Türkiye’ye somut yaptırım tehdidi elde tutulacak
Abone ol

Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, bugün gerçekleşecek AB zirvesine dair öngörülerini takipçileriyle paylaştı.

Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, resmi sosyal medya hesabı Twitter'dan gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uluçevik, bugün çıkacak AB Konsey Bildirisi’nde, Türkiye'ye somut yapıtırım tehditinin elde tutulacağı öngörüsünde bulundu.

Yunanistan'ın, kuruluşundan itibaren Türkiye’ye karşı maşa olarak kullanılmayı kabullendiğini belirten Uluçevik, AB Konsey Bildirisi'nde çıkacak olumsuz bir raporda, Türkiye'nin kesin kararlı tepki göstermesi gerektiğini belirtti.

Tugay Uluçevik'in açıklamaları şöyle:

▪Bugünkü (25/2) AB Konsey Bildirisi’nin içeriği, sunulan rapordan, demeçlerden önceden bellidir. Türkiye’ye somut yaptırım tehdidi elde tutulacak; Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Kıbrıs’ta kendisinin ve KKTC’nin hak ve çıkarlarını koruma azmini kırma amaçlı ifadeler yer alacaktır.

▪AB Bildirisi, D. Akdeniz'de, Ege'de, Kıbrıs'ta gerginlik yaratanın Türkiye ve KKTC olduğu tek yanlı, maksatlı, çarpık bir zihniyetin ürünü olacaktır. Türkiye, içinde somut yaptırım kararı yok diye "beterin beteri vardır" anlayışıyla değil, kesin kararlı tepki göstermelidir.

▪ Rusya, Fransa ve İngiltere Osmanlı tebaası Yunan unsurları 1821’de Osmanlı İmparatorluğu’na karşı isyana tahrik ve teşvik etmişlerdir. İsyanın 200. yılını kutlamak için bu 3 Devlet bugün yüksek düzeyde (Rus BB, Fransa SB, İngiltere Galler Prensi) Atina’da buluşmuşlardır.

▪Yunan Devleti, Rusya, Fransa ve İngiltere'nin 19. Yüzyılda Türk vatanı aleyhinde kurdukları tezgâhta, sonradan maşa olarak kullanılabilecekleri bir yan ürün olarak imâl edilmiştir. Kuruluşundan itibaren Yunanistan, Türkiye’ye karşı maşa olarak kullanılmayı kabullenmiştir.

▪Yunanistan kuruluşundan itibaren Osmanlı Devleti'ne ve sonra Türkiye’ye olan yaklaşımlarını, arkasını büyük güçlere dayayarak yapmayı da bir dış politika davranış kuralı haline getirmiştir. “Megali idea’yı”, Devlet’in dış siyaset ideolojisi olarak benimsemiştir.

▪1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi'yle o dönemin şartlarında Türkiye’nin Boğazlardaki egemenliğine bazı tahditler getirilmişti. Atatürk'ün emsalsiz liderlik vasıfları, barışçı dış politikası sayesinde 1936'daki Montrö Sözleşmesi'yle Boğazlar TC'nin mutlak egemenliği altına girmiştir.

▪Atatürk, TBMM‘de 1.11.1936’da Boğazlarda Montrö Sözleşmesi'nin geçerli olduğunu açıklıyor, şöyle diyor: “Tarihte birçok kez tartışma ve tutku nedeni olan Boğazlar, artık tam anlamı ile Türk egemenliği altında ticaret ve dostluk ilişkilerinin ulaşım yolu haline girmiştir."

▪1923 Lozan Barış Antlaşması ve 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi birbirini tamamlayan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi üzerinde karada, havada ve denizde tam ve mutlak egemenliğini tespit ve tescil eden tapu niteliğinde belgelerdir. Bunları sağlayan Mustafa Kemâl ATATÜRK'tür."

TWİTTER'DAN PAYLAŞTI

Tugay Uluçevik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda ise şunları kaydetti:


Yorum Yazın