Tarihin gördüğü en faşist diktatör: "Mussolini"

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Tarihin gördüğü en faşist diktatör: "Mussolini"
Abone ol
İtalyan faşist lider Benito Mussolini’nin 28 Nisan 1945’te ayaklarından asılarak öldürülmesinin üzerinden 75 yıl geçti. Kendilerini 'yenilmez' sanan Mussolini ve yandaşları, ülkeden kaçmaya çalışırken yakalanmış ve komünistler tarafından kurşuna dizilmişlerdi. Mussolini ayaklarından asılarak ibreti alem için teşhir edilmişti.

28 Nisan, 20. yüzyıl tarihi açısından oldukça önemli bir olayın yıldönümü. İtalyan faşist lider Benito Mussolini, İkinci Dünya Savaşı biterken hiç beklemediği bir sonla karşılaşarak, yıllarca kan kusturduğu halk tarafından öldürüldü.

İkinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde 25 Nisan 1945'te, bir Nazi delegesini bekleyen Mussolini, kimsenin gelmemesiyle şaşkına dönmüş, "Aldatıldık, yine Almanlar tarafından aldatıldık" demişti.

27 Nisan sabahı zırhlı bir araba ve 25 kamyon ile beraber yola koyuldu. Amacı İspanya'ya kaçmak için bir uçağa binmek üzere İsviçre'ye gitmekti.

YANDAŞLARINI BIRAKIP KAÇTI

Yolda ilerlerken, komünist partizanlarla Musso adı verilen yerde çatışmaya girdi. Yandaşları hemen teslim oldular; Mussolini ise faşist arkadaşlarını bırakarak zırhlı arabayla kaçtı.

Mussolini ve beraberindekiler, komünist partizanlar Valerio ve Bellini ve 52. Garibaldi Tugayı Siyasal Komiseri Urbano Lazzaro tarafından, Dongo köyü (Como Gölü) yakınlarında durduruldu.

Partizanlar arabayı ararken battaniyeye sarılmış, korkudan titreyen bir erkek buldular. Arabanın içindekiler onun “zavallı bir sarhoş” olduğunu söyleseler de komünistler Mussolini'yi tanımakta zorlanmadı. Faşist lider hemen arabadan indirildi.

Ertesi gün, 28 Nisan 1945’te, Ulusal Kurtuluş Komitesi'nden Mussolini'yi öldürme emrini alan asıl adı Walter Audisio olan Albay rütbeli komünist partizan Colonnello Valerio, Mussolini’nin yanına geldi ve yüzüne şunları söyledi:

“İtalyan ulusuna adaleti iade etmek üzere görevlendirilmiş bulunuyorum.”

Bu sözlerden saniyeler sonra faşist lider Benito Mussolini artık yaşamıyordu.

Mussolini'nin yandaşları olan devlet yetkilileri de aynı gün akşama doğru bir idam mangası önünde idam edildi. Mussolini ve birkaç yandaşının cesedi, Milano'da Loreto Meydanı'ndaki Esso benzin istasyonunun çatısından baş aşağı asıldı.

Mussolini'nin cesedi ise kentin kuzeyinde, Musocco Mezarlığı'na gömüldü.

İTALYAN HALKINA ZULMEDEN DİKTATÖR

Liberallerin desteğini alarak Ekim 1922’de başbakan olan Mussolini, çok zaman kaybetmeden İtalya’da bir diktatörlük rejimi kurmak için harekete geçti. Ülke kısa zamanda bir polis devletine dönüştürüldü.

Tüm yayınlara sansür uygulandı. Mussolini’nin lideri olduğu Faşist Parti dışındaki partiler kapatıldı. "Tek adam" ve "tek parti" sistemi geliştirildi. Bununla birlikte sendikal hareket de kanun dışı ilan edildi. Bu süreçte sosyalistler başta olmak üzere binlerce muhalif cezaevinde kondu.

Diktatörlükle yönetilmeye başlanan İtalya'da adeta kanunlar ‘tek adam’ sistemine uygun olarak yeniden yapılandırıldı. Eğitim de Faşist Parti’nin hakimiyet sahası içine alındı. Üniversitelerde görev yapan akademisyenler, faşist rejimi savunacaklarına dair yemin etmeye zorlandı. Gazete editörleri bizzat Mussolini tarafından özel olarak seçildi. Faşist Parti'nin verdiği sertifikaya sahip olmayanların gazetecilik yapması yasaklandı.

DIŞ POLİTİKADA "FETİHÇİ" ZİHNİYET

Mussolini, dış politikada da yayılmacı bir çizgi izledi. Radikal milliyetçi görüşlerini İtalya dış politikasının kılavuzu yaptı. Bunun ilk örneği 1923'te Corfu’nun bombalanması sırasında olmuştu. Ardından Arnavutluk'un kukla rejimine geçmesi ve Libya'nın yeniden fethi geldi. Mussolini, destekçilerine ‘Roma İmparatorluğu’nu yeniden inşa etmeyi vadediyordu.

Hitler ve Mussolini

1940'ta Mussolini, Nazi Almanyası tarafında ülkesini II. Dünya Savaşı'na soktu; ancak kısa süre sonra askeri başarısızlıkla karşılaştı. 1943 sonbaharında, kuzey ve orta İtalya'da Alman kukla devletinin lideri haline geldi ve güneyden Müttefiklerin ilerlemesi ve partizanlarla giderek şiddetlenen bir iç çatışmayla karşı karşıya kaldı. Nisan 1945'te, Müttefiklerin kuzey İtalya'daki son Alman savunmasını kırması ve şehirlerdeki partizanların genel ayaklanmasıyla, Mussolini'nin durumu savunulamaz hale geldi. 25 Nisan'da ikamet ettiği Milano'dan ayrıldı ve İsviçre sınırına kaçmaya çalıştı. O ve metresi Clara Petacci, 27 Nisan'da Como Gölü'ndeki Dongo köyü yakınlarında yerel partizanlar tarafından yakalandı. Mussolini ve Petacci, ertesi gün öğleden sonra, Adolf Hitler'in intiharından iki gün önce idam edildi.

Ne Olmuştu?

İtalya Başbakanı Draghi, Erdoğan için "diktatör" demişti.

İtalya Başbakanı Mario Draghi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için 'diktatör' ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Draghi'nin sözlerine tepki göstererek "Draghi’nin kabul edilemez popülist söylemini ve seçimle göreve gelmiş Cumhurbaşkanımız hakkındaki çirkin ve hadsiz ifadelerini kuvvetle kınıyor, kendisine iade ediyoruz" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara’da ağırladığı Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e yer gösterilmeyerek bir süre ayakta bırakılmasıyla ilgili konuşan Draghi, “Erdoğan’ın Komisyon Başkanı Von der Leyen’e yönelik tavrını kesinlikle doğru bulmuyorum. Uygun bir davranış olmadığını düşünüyorum ve Von der Leyen’in maruz kaldığı aşağılamaya çok üzüldüm. Bunlar hakkında birisi açık konuşmalı – Ne iseler onu söyleyelim – diktatörler…” dedi.

Konuyla ilgili gün içinde açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye ilk kez misafir ağırlamıyor” demişti. Çavuşoğlu,”(AB Başkanlarının Türkiye ziyareti) Görüşmede uygulanan protokolde AB tarafının talepleri ve telkinleri karşılanmıştır” diye konuşmuştu.

ÇAVUŞOĞLU: KENDİSİNE İADE EDİYORUZ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin ifadelerine sert tepki gösterdi.

Bakan Çavuşoğlu yaptığı açıklamada, “Atanmış İtalya Başbakanı Draghi'nin kabul edilemez popülist söylemini ve seçimle göreve gelmiş Cumhurbaşkanımız hakkındaki çirkin ve hadsiz ifadelerini kuvvetle kınıyor, kendisine iade ediyoruz” dedi.

 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “AB Konseyi Başkanı Michel protokol düzeninde Türkiye'den kaynaklı bir sorun veya kasıt olmadığını açıklamışken, İtalya'nın atanmış Başbakanı Draghi'nin Cumhurbaşkanımıza yönelik sözleri hadsiz ve mesnetsizdir. Bu ifadeyi kınıyor ve behemehal düzeltmesini bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

ÖMER ÇELİK: ESEFLE KINIYORUZ

AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

* İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin Sn Cumhurbaşkanımız için kullandığı hadsiz ifadeyi şiddetle kınıyoruz. Türk-İtalyan ilişkilerinin derinliğini yansıtmayan bu açıklamayı esefle karşılıyoruz.

* AB Konseyi Başkanı'nın protokol heyeti ile AB Komisyonu Başkanı'nın protokol heyeti arasındaki anlaşmazlığı Türkiye'ye yansıtanlar siyasi cehaletle konuşmaktadır. Türkiye diplomasi devletidir. Herkese saygıyla davranan bir geleneğe sahiptir. İtalya Başbakanı bunu öğrenmelidir.

* Diktatörlük ve faşizm bizim kültürümüze ait kavramlar değildir. Bizden çıkmamıştır. Kendi tarihini unutanlar başkalarını tarif etmeye kalkmasınlar. Cumhurbaşkanımız hakkında kullanılan ifadeleri aynen iade ediyoruz.

BÜYÜKELÇİ, BAKANLIĞA ÇAĞRILDI

Olayın ardından İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Gaiani, Başbakan Draghi’nin Erdoğan’a yönelik ifadeleri nedeniyle Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.

“İFADELERİN DERHAL GERİ ALINMASINI BEKLEDİĞİMİZ VURGULANMIŞTIR”

Büyükelçinin bakanlığa çağrılmasıyla ilgili Dışişleri’nden yapılan açıklamada şöyle denildi:

* İtalya Başbakanının Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında bugün kullandığı kabul edilemez ifadeler üzerine, İtalya'nın Ankara Büyükelçisi bu akşam derhal Bakanlığımıza çağrılmıştır.

* Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Sayın Faruk Kaymakcı tarafından İtalyan Büyükelçi'ye, göreve atamayla gelmiş İtalya Başbakanının, Avrupa'da en yüksek halk oyu desteğiyle seçilmiş bir lider olan Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sözlerini kuvvetle kınadığımız, Türkiye-İtalya dostluğu ve müttefikliğiyle bağdaştıramadığımız bu hadsiz ve çirkin ifadelerin derhal geri alınmasını beklediğimiz vurgulanmıştır.

* Büyükelçiye, AB Konsey ve Komisyon Başkanlarının ahiren ülkemize gerçekleştirdikleri ziyaretin protokol düzenlemeleri hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan açıklamaların kabul edilemez olduğu, Türkiye'nin misafirperverliğini kimsenin sorgulayamayacağı, ülkemizin AB içindeki anlamsız ve kötü niyetli tartışmalara taraf olmayacağı ve Türkiye-AB olumlu gündemini baltalamaya yönelik çabaları nafile bulduğumuz da bildirilmiştir.


Yorum Yazın