Neydi onu bu kadar değerli kılan?

Süleyman Seba 96 yaşında

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Süleyman Seba 96 yaşında
Abone ol
Beşiktaş'ın onursal başkanı. Beşiktaş Kulübüne 16 yıl süreyle başkanlık yapmış, sayısız başarılar kazandırmış, Beşiktaş camiası için "efsane" olan başkan Süleyman Seba yaşasaydı bugün 96 yaşında olacaktı. Peki, onu Türk sporu için bu kadar önemli kılan neydi?

 Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün 1984 ile 2000 yılları arasında kesintisiz başkanlığını yaptı. Hakkı Yeten ile birlikte Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün iki onursal başkanından biridir.

1957'de Beşiktaş'a üye oldu. Altı sene sonra 1963'te ilk kez yönetim kurulunda yer aldı. Bundan sonra çeşitli dönemlerde aralıklarla kulüpte yöneticilik yaptı. 1984 yılında çok zor bir dönemde Mehmet Üstünkaya'dan yönetimi devraldığı başkanlık görevini 2000 yılına kadar devam ettirdi.

16 yıl süren Başkanlığı boyunca 8 kongrede rakiplerine sürekli üstünlük sağladı. Süleyman Seba başkanlığı döneminde kazanılan kupalar şu şekildedir:

  • 5 Süper Lig
  • 4 Türkiye Kupası
  • 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası
  • 2 Başbakanlık Kupası
  • 6 Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası

Bu başarılar dışında istikrarlı bir şekilde başarıyı daim kılmıştır. 16 sezonun beşinde futbol takımı şampiyon olmuş, sekizinde ise ikinci olmuştur. Futbol takımının altın dönemini yaşadığı bu dönemde Süleyman Seba'ya gelen eleştiri, amatör branşlara aynı ilgiyi göstermemesi olmuştur.

Seba, 1992-93 sezonunun sonunda Galatasaray'ın Ankaragücü takımını 8-0 yenerek averajla şampiyon olması üzerine "şerefli ikincilik" terimini literatüre sokmuştur.[7]

Sportif başarılar dışında 1980'lerin başında maddi yönden son derece sıkıntılı olan kulübü yönetimi boyunca tesis zengini ve maddi açıdan zengin bir kulüp haline gelmiştir. Seba döneminde Akaretler'deki BJK Plaza, Fulya Stadı ve Kamp Tesisleri Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri, BJK Koleji yapılırken, BJK İnönü Stadyumu da, 1998'de 49 yıllığına Beşiktaş'a devredildi.

Beşiktaş'a büyük hizmetlerde bulunan Seba, 1999-2000 sezonunda futbol takımının gösterdiği kötü performans sonucu tribün ve muhalefetin tepkisini çekmesi üzerine 2000 yılı Mart ayındaki kongrede aday olmamış ve yerine Serdar Bilgili seçilmiştir. Bu kongrede kongre üyeleri oybirliği ile Hakkı Yeten'den sonra Beşiktaş'ın ikinci onursal başkanı olarak Süleymen Seba'yı seçmiştir. Seba'nın son sezonunda futbol takımı ligi ikinci sırada bitirmiştir.

Başkanlığı bıraktığı 2000 yılında anısına Akaretler ile Maçka semtleri arasında uzanan Spor Caddesinin adı Süleyman Seba Caddesi olarak değiştirildi.

Seba'dan sonraki 15 sezonda Beşiktaş futbol takımı, ligi sadece iki kere şampiyon olarak, bir kere de ikinci olarak bitirmiştir. 16. sezonda, futbol takımı Seba sonrası üçüncü şampiyonluğunu yaşamıştır.

Seba, spor yaşamının dışında Millî İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Müdürlüğünde görev yaptı.

Seba, 13 Ağustos 2014 tarihinde bir süredir sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü hastanede, 88 yaşında hayatını kaybetti.

Süleyman Seba'yı bu kadar önemli kılan neydi?

- Makam sahibi oldukça ve güçlendikçe artan  TEVAZUSU mu?
- 88 yaşında yanına 4 yaşında bir çocuk yanına yaklaştığında ayağa kalmasındaki ZERAFETİ mi?
- Karşısındakini kim olursa olsun İNSAN olarak dinleme gayreti  mi?
- Medyatik olmaktan uzak, sessizce gönüllü olarak himaye ettiği başarılı çocuklarla ilgili EMEĞİ mi? 
- Atatürk’e ve Cumhuriyet’e olan katıksız bağlılığındaki VATANSEVERLİĞİ mi?
- Beşiktaş söz konusu olunca kılıçtan keskin PRENSİPLERİ mi?
- Bütçeyi duyunca DENKLİĞİ, başarı deyince ETİK ve AHLAKI, futbolu duyunca TEMAŞA yı ortaya koyması mı?
- Yoksa bir pazar öğleden sonrası lüks bir restoran yerine tahta basit bir sandalye üzerinde iki-üç kafasına denk dostuyla vakit geçirmeyi seçmesindeki YALINLIĞI mı?  
- Yıllarca şahit olduğumuz yaşam çizgisinde bir gün dahi ezeli rakiplerimiz için en ufak bir yanlış kelimeye tolerans göstermeyen, espri bile kabul etmeyen FAİR PLAY RUHU mu?
- Beşiktaş’a adanmışlık konusundaki ÖRNEK KİŞİLİĞİ mi?
- Her akşam oturduğu sokağın apartman görevlilerinin çocukları ile çikolatalı süphangile yiyen o DEDELİĞİ mi?
- Yoksa hastenede zor durumda kalmış biri veya iş arayan bir başkası için kimseye söylemeden çare arayan o KETUM YARDIMSEVERLİĞİ mi?
- Her başarılı işi anlatırken ben ve yönetim kurulu arkadaşların demesindeki İDEALİSTLİĞİ mi?

Sanırım herkesin kendince vereceği bir cevap ve ekleyeceği bir çok özelliği olacaktır. Onu tanıyan kime sorsanız Süleyman Abi en özel, en güzel şeyleri onunla yaşamıştır(!).Bırakalım öyle olsun.
Peki, onun sevenleri arasında bile PAYLAŞILAMAMASINDAKİ sır nedir? 

Süleyman abi, onunla anlaşamayan bir çok kişinin, hatta ona hak etmediği marşları tribünlere söyletmek için organizasyon yapanların, bu organizasyonlarda o marşları zafer edasıyla söyleyenlerin, günlük Beşiktaş siyaseti için BEŞİKTAŞ’ın âli-menfaatlerini unutanların/görmezden gelenlerin MAHCUBİYET ABİDESİDİR. 

Süleyman Abi yaşadığı onca şeyi bazı akşamlar dertleştiği kişilerle şu dizelerle özetleyen bir şiirle bitirirdi: 
 
“İnsan oğlu hilebazdır kimse bilmez fendini Her kime iyilik ettiysen ondan sakın kendini.
Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara İnanma insanının samimiyetine menfaati için gelir vecde, Allah cenneti vaad etmemiş olsaydı Ona dahi etmezdi secde.”
 


Yorum Yazın