Soylu'ya sahip çıkmanın zamanlaması manidar

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Soylu'ya sahip çıkmanın zamanlaması manidar
Abone ol
Aslında Twitter'da Sayın Devlet Bahçeli'nin hesabına alarm kurmuş, şu tek devlet videosuna ilişkin tepki vermesini ve verir vermez de haberini yapmayı bekliyordum...

İnanç Uysal - Muhalif Analiz

Twitter, Sayın Bahçeli'nin hesabından atılan mesajlar konusunda uyarı verince de açıkçası konunun bu olacağını düşündüm ama yanılmışım, sayın Bahçeli uzun uzun Sayın Süleyman Soylu için destek mesajları yayınlamış.

Olsun bunun da haber değeri var elbette.

Tweetlerin bir konuda olması da, bir diğer konuda olmaması da aslında aynı anda yorumlanması gereken bir şey.

Bahçeli Türkçülüğün ırkçılık olduğunu söyleyen bir grup gazeteciye herhangi bir şey söyleme gereği duymamış, ancak Süleyman Soylu ile Ayhan Bora Kaplan arasında ilişki olduğunu söyleyen gazetecilere oldukça sert çıkma ihtiyacı duymuş.

Bu konuda konuşan muhalefeti de hedef tahtasına koymuş. Oysa Ayhan Bora Kaplan ile Süleyman Soylu arasında ilişkiler dedikodu seviyesinin üzerinde fotoğraflı, itiraflı görünüyor. Ama yine de Sayın Bahçeli, Sayın Soylu'yu bu söylemlerden azade tutmak gerektiğini söylüyor ve bu konuda muhalefete ve muhalif yazarlara yükleniyor.

Aslında olayın muhalefet tarafı sonuç, Bahçeli de biliyor ki sebep tarafında AKP ve onun yeni İçişleri Bakanı var. Olayı ortaya çıkaran üzerine giden Ayhan Bora Kaplanı yakalayanlar ve gündeme getirenler onlar, sonrası sadece biraz arşiv kurcalama ve itirafları okuma işi.

Ancak soru şu; Bahçeli tek devlet videosuna ya da göçmenlere karşı düşmanlık iddiasıyla tutuklanan gazetecilerin durumuna herhangi bir yorum yapmayı değil nispeten çok daha soğuk olan Süleyman Soylu konusuna girmeyi neden tercih etti?

Kendisinden başka kimsenin net cevabını bilmediği bu soruya yapılabilecek yorum: "Bahçeli, MHP siyasetini Türk milliyetçiliği ekseninden çok güvenlikçi politikalar ekseninde yürütmeyi tercih ediyor”.

Bunu yaparken de şu anda en önemli gündem maddesi olan göçmen meselesinden kaynaklı Türk milliyetçiliğinin ırkçılık olarak tanımlandığı zamanı seçiyor.

Çünkü kaybettiği oyları güvenlikçi politikalar üzerinden, bu politikanın asıl sahibi olarak AKP seçmeninden tamamlayan Bahçeli, bu oyların geri dönmesini engellemek üzere bir hamle yapıyor.

Seçim sonrası kurulan yeni kabine belki de en çok ekonomik zorlukları aşmak adına güvenlikçi politikalardan taviz verebilecek bir yapıda dizayn edildi. Güvenlikçi politik söylem de Cumhur ittifakı içinde en çok ve doğal olarak MHP'ye yaradı. Bahçeli de cepheyi en güçlü olduğu yere çekmeye çalışıyor bu sebeple.

Yoksa Sayın Soylu'ya hem de böyle detaylı şekilde şu ana kadar O'nu bakan ve vekil yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan bile sahip çıkmadı neticede.

Hatta AKP içinde Sayın Soylu'nun bırakın bugün konuşulan ilişkilerini izlediği güvenlikçi politikalardan bile rahatsız olan çok kişi var... 
 


Yorum Yazın