Nursun Erel yazdı:

Safari

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Safari
Abone ol
Güney Afrika’nın vahşi doğasının tadına varabilmenin yolu “Safari”den geçiyor.

Kruger Park veya Pilanesberg katılabileceğiniz iki önemli (*) Safari seçeneği… Binlerce dönüme uzanan vahşi doğa sizi bir anda kucağına alıp yaşadığınız dünyadan koparıyor. O bambaşka dünyanın inanılmaz renkleri, sesleri, kokuları, görüntüleri sizi hayranlık bir yana, kör kütük sarhoş ediyor. Acaba hafızanıza kazımaya, yüzlerce bitki, böcek, kuş ve hayvandan hangisini seçseniz?

Safari için dünyadan akın eden turistler pandemi sürecinde Güney Afrika’ya gelmez olunca ülke turizmi büyük ölçüde baltalanmış, işler yeni yeni düzene giriyormuş. Biz de bir günümüzü Pilanesberg’de geçirmeye niyetlenince, erken saatlerde yollara revan olduk. Pilanesber’e varışımız 2 saati buldu. Yol boyunca o kadar fakir kasabalardan köylerden geçtik ki, “bu yüzyılda, bunca zenginliği olan bir ülkede bunların nasıl yaşanabildiğini” aklım almadı.

Pilanesberg’e vardığımızda hava henüz aydınlanmıştı, çeşitli seçenekleri değerlendirerek ödeme yaptık. (**) 27 yaşındaki rehberimiz Beny (Bernard) dört çekerli, üstü açık jipinin kapılarını açtı:

-Engebeli yolda daha az sarsılmak isteyen öne geçsin, fotoğrafa öncelik verecekler arkaya…

Böylece Safari maceramız başladı…

Binlerce dönüme uzanan engebeli arazide akşama kadar dolaşacağız. Bakalım neler görüp, nelerle karşılaşacağız? Acaba bugün şansımız yaver gidecek mi? Afrikanın “beş büyüğü” ile karşılaşabilecek miyiz? Beny bizi uyarıyor:

-Beş büyük hangileri? Sayın bakalım?

Dersimizi çalıştık tabii, bir ağızdan haykırıyoruz:

-Aslan, Leopar, Gergedan, Fil, Zürafa

Beny diyor ki:

-Evet ama büyük beşli pastanın kreması ve sayısız süslemeleri de var, zebralar, antiloplar, bufalolar, su aygırları, kartallar, yüzlerce kuş çeşidi var… Gözünüzü dört açın, ben direksiyondayım, atladığım bir şey olursa siz uyarın, duralım…

Yol o kadar engebeli ki , emniyet kemerine karşın, hoplaya zıplaya yol alırken içimiz dışımıza çıkıyor, gördüklerimiz karşısında ya nutkum tutuluyor, ya çığlık atmaktan kendimi alamıyorum

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

 


Yorum Yazın