Emrah Safa Gürkan, Cumhuriyet kurulurken Anadolu’nun halini anlattı:

“İstanbul’a buğday New York’tan geliyordu çünkü daha ucuz”

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
“İstanbul’a buğday New York’tan geliyordu çünkü daha ucuz”
Abone ol
Ünlü tarihçi ve yazar Emrah Safa Gürkan, katıldığı bir programda Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki Anadolu’nun durumunu anlattı. “Köylülerin yüzde 20’sinin hiçbir tarım aleti yok. Yüzde 50’sinin ise toprağı yok” diyen Gürkan’ın verdiği örneklerden birisi şuydu: “İstanbul’a buğday New York’tan geliyordu çünkü daha ucuz. Taşıma masrafından dolayı daha ucuza geliyor.”

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılını kutladığımız bu günlerde cumhuriyetin öneminden hep bahsediyoruz. Ancak içerisinde yaşadığımız dönemden o günleri anlamak çok kolay olmuyor.

O zamanki şartları, yani Cumhuriyetin kurulduğu dönemde nasıl bir Anadolu olduğunu ünlü tarihçi ve yazar Emrah Safa Gürkan bir videoda anlattı.

 

Gürkan’ın açıklamaları şöyle:

“Köylünün yüzde 80’i seniter koşullarda yaşamıyor.  

Köy evlerinin yüzde 97’sinde doğru düzgün bir tuvalet yok. Köylünün yüzde 72’si bitli, yüzde 14’ü sıtmalı, yüzde 9’u frengili.

Köylülerin yüzde 20’sinin hiçbir tarım aleti yok. Yüzde 50’sinin ise toprağı yok.  

Böyle bir ortamda, 1927’de ancak işte 13 milyona nüfusa ulaşabilmişsiniz. Bunun yarısı topraksız.  

Hasadı elle yapıyorsunuz. Harmanı dövenle kaldırıyorsunuz. Makineleşme yok, sulama yok, tohumlar ıslah edilmemiş.  

Çukurova, Ege Bölgesi, Trakya hariç basit tarım yapıyorsunuz. Çok ilkel bir tarım yapıyorsunuz. Pazara yönelik bir tarımınız da yok. 

Tarım ihracınızın büyük bir çoğunluğu ise buğday.  

Kredi olanağı yok. Köylü kredi almak zorunda kalsa tefecinin eline düşecek. Hiçbir kurum yok. Böyle bir ortam var.

Daha da ilginci İstanbul’a New York’tan geliyor buğday çünkü daha ucuz. Taşıma masrafından dolayı. 175 bin lira daha ucuza geliyor.  

Ankara’nın doğusuna demiryolu 1930 senesinde geliyor. Demir ağlarla ördük diye marşlarda boşu boşuna söylenmiyor. Basit bir reklam değil yani çok önemlidir.

Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam’ına baksınlar. Ankara’ya Kayseri’ye yürüyerek gelen milletvekili var. Doğu’da 1. Dünya Savaşı’na gidecek subaylar yürüyerek gidebiliyorlardı. Örneğin adam Kars’a gidecek, yürüyor. Yol yok. Yol da şose, araba yok. “ 


Yorum Yazın