Gülru Çongar Gezen röportajı

Hintli Refleksolojist Dr. Pravin Kaushal: Hasta oluyorsan demek ki yanlış yapıyorsun!

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Hintli Refleksolojist Dr. Pravin Kaushal: Hasta oluyorsan demek ki yanlış yapıyorsun!
Abone ol
Son derece renkli ve yüksek enerjili bir Refleksoloji uzmanı Pravin Kaushal, Muhalif okurları için Refleksolojiyi ve hayata bakışını anlattı.

Hazırlayan: Gülru Çongar Gezen

Refleksoloji* son derece merak uyandıran bir konu ama Pravin Kaushal da bir o kadar ilginç ve renkli bir kişilik. Kendisi Hindistan doğumlu, 4 yıllık alternatif tıp eğitimini orada alıyor. Bir süre Londra’da yaşadıktan sonra yolu İstanbul’a düşüyor. Londra ruhsuzdu Türkiye öyle değil diyor. Sözün özü 20 yıldır ülkemizde yaşıyor. İngilizce iletişimi tercih ediyor ama Türkçesi de gayet ileri seviyede. İlerleyen günlerde Muhalif. için temel bilgileri/ fundamental köşesinde yayınlayacak ama öncesinde gelin hem onu hem de mesleğini daha yakından tanıyalım.

*Refleksoloji ayaklarda bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarına, el ve parmaklarla uygulanan bir baskı tekniğidir. Bu yöntemle bedenin kendi kendine tedavi etme mekanizması harekete geçirilir ve bedende fizyolojik bir rahatlama sağlanır.

Zayıf olmak sağlıklı olmanın temel şartı mı?

P.K.: Vücutta 2 his çok önemli, birincisi hafiflik diğeri ise enerji hissi. Bu ikisi varsa her şey yolunda. Hafiflik vücut ağırlığı ile ilgili değil, orada hep bir yanlış anlaşılma oluyor zayıfsan sağlıklısındır sanılıyor ama öyle değil. 50 Kg ağırlığında biri de kendini hafif hissetmiyor. Bu kilo ile ilgili değil vücut çalışmıyorsa ağırlık oluyor. Kendini hafif ve enerjik hisseden insanlar hasta olmuyor. Hasta olma şansı yok. Refleksolojide amacımız bu. Bunu sağladığımız zaman vücut dengeye giriyor ve  migrenin de sinüslerin de ve başka birçok şeyinde kendi kendine geçtiğini görüyoruz.

Yorgunluğun sebebi Bahar mevsimi olabilir mi?

P.K: Olamaz. Vücudun bir dengesi var ve mevsim değişiyorsa vücut buna ayak uydurabilmeli. Eğer uyduramıyorsa zorlanıyor ve tepki veriyor. Baharda sinüs alerjisi çok görülüyor. Polen alerjisi mesela, herkes polene maruz kalıyor ama sadece bir kısım  insan etkileniyor. Demek ki o kişilerin vücudu kendi dengesini bulamıyor. Vücudu dengelemek sağlıklı çalışmasını sağlamak gerekiyor. Bağışıklık güçlüyse ister Korona gelsin ister mevsim değişsin sorun yaratmıyor.

Yaş sınırınız var mı?

P.K: Genç hatta çocuk yaştakilerle de çalıştım. Bildiğim şey gençlerin çok seansa ihtiyacı olmadığı çünkü vücutları yeni. 1 seansta işleri bitebiliyor ama yaş ilerledikçe seans sayısı artıyor. Yeni bir arabanın bakımı ile eski bir arabanın bakım ve tamir süresi gibi.

Gençlerin size gelme sebebi ne oluyor?

P.K: Yeni bir araba aldınız ve arada  yanlış benzin koyuyorsunuz. Hemen değil ama bir süre sonra yavaşlamaya ve arıza vermeye başlayacak. Vücudun benzin sistemi de yemek. İyi beslenirsen uzun süre dayanır, hatalı beslenirsen arıza yani hastalıklar ortaya çıkar. Bu kaçınılmazdır. Vücudumuzu dinlemiyor ama başkalarının sözlerini dinliyoruz. Yanlış! bir başkası önerdi diye olmamalı, kişi kendi rutinini, kendisine yarayan ve yaramayanı bilmeli, doğru sistemi kurmalı.  Gençlerin de en büyük problemi yanlış beslenme.

Doğal beslenmek lezzetten kaçmak mı?

P.K.: Zararlı besinleri leziz sanıyoruz çünkü doğal lezzetleri unuttuk, katkı maddelerine alıştırdık damak zevkimizi. Her şey daha  tuzlu olsun daha tatlı olsun . Oysaki doğala alıştığın zaman bu katkı maddeleri anlamsız gelecek, istemeyeceksin. Seanslardan sonra ekmek, poğaça, abur cubur ihtiyacı azalıyor ve bir süre sonra yok oluyor.  Ben bir diyetisyen değilim. Temel prensiplerden bahsediyorum ve aslında mantığı olan herkes bunu görebilir. 

Kaç seans gerekiyor?

Kişiye göre değişiyor, genelde 6 seans yeterli oluyor, en fazla 12 seans görüşüyoruz. Nadiren de romatoid artrid gibi daha ciddi durumlarda 15 seans gerekebiliyor. Sonrasında bir daha görüşmemiz gerekmiyor. Vücut bir kere dengeye giriyorsa sonrası kişinin beslenmesine kalıyor.

Akapunktur ve reflexoloji  birbirine benzer mi?

 Akapunktur ve refleksolojinin çalışma prensibi aynıdır. Beyne doğal bilgileri vermek için sinyal yollarız. Ben sadece damardaki son noktaya çalışıyorum. Ayaktan, bacağa, bele ve tüm organlara, vücuda bilgi yolluyoruz. Akapunkturda daha yavaş, refleksolojide daha hızlı sonuç alınıyor. Ben beslenme düzeniyle sonuca gidiyorum. Diyet demiyorum çünkü patates de pilav da var benim tavsiyelerimde. Alkol tavsiye etmiyorum ama isteyene o da var.

Seanslardaki acı dayanılır mı?

Bana gelen kişiler  genelde zaten her tedaviyi denemiş, çare bulamamış oluyorlar. Bana son nokta olarak geliyorlar. Büyük bir ağrı ve acı yok ama sanırım acı hissi işe yaradığı düşüncesini de beraberinde getiriyor. Ve haklılar ilk seans’ın ardından acı da azalıyor. Vücut denge buldukça etki hissediliyor.

Ne sıklıkta yapılmalı?

Normalde önerim haftada 2 düzenli olması. Ama en azından ilk haftayı tamamlamak gerekli vücudun ritmini tutturmak için. Etkiyi hissedince ara vermek istemiyorlar ama mecburi bir ara verilecekse “sağlıklı beslenmeye” devam etmek şartıyla ara verebiliyoruz. Ama ben başlamışken bitirelim taraftarıyım.

Sizin için yorucu mu, mesleki deformasyon var mı?

Parmaklarıma her akşam özel bakım yapıyorum. Hafta da bir de el masajı yaptırıyorum.  İşimi çok seviyorum ve 20  yılı geride bıraktım. Önceleri günde 18 kişiye refleksoloji yapardım artık en fazla 10 kişiyle görüşüyorum. Yorulduğum için değil  çünkü ben bu işi yaparken çok eğleniyorum ama ellerimin fazla deforme olmaması için artık çok yüklenmiyorum. Bu iş aparatla yapılmaz, yapanlar var ama o refleksoloji değil! Dokunmadan, hissetmeden doğru yere doğru baskı uygulanamaz ve işe yaramaz. Ben 7 yıldır  kadın ve erkek enerji  üzerine de  çalışıyorum. Refleksolojiyi  saat 15.00 itibariyle sonlandırıyor, enerji için çalışmalarımı ve seanslarımı yapıyorum.

Ne demek Kadın ve erkek enerji çalışması?

Ben gözünün içine bakınca anlıyorum. Konuşuyoruz ve durumlara göre egzersizler veriyorum. Doğduğumuz andan itibaren bize yüklenen patternler var. Bize yüklenenlerden nasıl arınabiliriz, kişi nasıl değişik düşünebilir, ne yapabilir? İşte bunlar için  mental egzersizler var. Ama önce yine vücut denge bulmalı. Bunun için beslenmeyi de düzenlemeli. Yani düşünsenize beli ağrıyorsa bir kişinin o sorun çözülmeden başka bir konuyu odağına alması zor. Söylediğimi anlaması için vücudu iyi hissetmeli, hormonlar dengelenmeli. 

Bütün bebekler aynı, kadın ya da erkek ayrımı yok. Büyüdükçe öğretiliyor. Anne baba, kültür, çevre ne verirse onu öğreniyorsun. Kimle nasıl konuşmalısın, nasıl davranmalısın kalıpları oluşuyor. Halbuki bir çocuk için doğal olanı eğlenmek. İş hayatında da bazı protokoller var. Keyif almadan iş yapılır mı? Ya o işi yapma ya da o işi yaparken eğlenmeyi bil. Bu hayat bir tiyatro ve biz bunu yaşıyoruz. Mutsuzsak kendimize ve çevremize müdahale ediyoruz. Erkeklerin egemen olduğu bir sektörde kadın da erkek gibi davranmaya çalışıyor. O zaman sıradan bir rakibe dönüşüyor. Oysaki kadının kendinde var olan ama farkında olmadığı, doğru kullanmayı bilmediği için hasır altı ettiği enerjileri var.

 

Editörün notu:

Yıllardır migren ile baş etmeye çalışan, bu yolda girmediği tetkik, denemediği ilaç kalmayan ben, iş sebebiyle de olsa Pravin ile tanıştığıma mutlu oldum. Röportaj için görüştük ve sohbet sırasında ilk seansımı da aradan çıkardık. Laf lafı açtı ve kadın -erkek enerjiye dönüştü sohbetimiz. Konu ilginç. O nedenle Kadın-Erkek enerjiyi irdelemek için tekrar bir araya geleceğiz. Ve konuştuklarımızı en yorumsuz haliyle yine bu sayfalardan paylaşacağım.  Benim baş belam Migren’e refleksolojinin etkisi de aktarmak istediğim bir diğer konu olacak ama onun için önce önerilen beslenme düzenine uyum sağmam şart ve seanslara devam etmem... 

Sağlıkla Kalın…


Yorum Yazın