Herkes sokak röportajı yapabilir mi? Basın kartı gerekli mi?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Herkes sokak röportajı yapabilir mi? Basın kartı gerekli mi?
Abone ol
Geçtiğimiz günlerde “sokak röportajına basın kartı gerekliliği”ne ilişkin gündemde yer alan haberler basın kartına dair merak uyandırdı. Peki basın kartı nedir, gerekli midir? Gazeteciler Cemiyeti konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Dünyanın birçok ülkesinde basın kartları, meslek örgütleri ya da sendikalar tarafından veriliyor. Türkiye'de ise 2018'e kadar devlete bağlı Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından veriliyordu. Gazetecilik örgütünden temsilcilerin de yer aldığı  komisyon başvuruları değerlendirip kimlerin Sarı basın kartı almaya hak kazandığına karar veriyordu. Günümüzde ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından belli şartları ve yasal bekleme sürelerini yerine getiren gazetecilere Basın Kartları Komisyonu tarafından veriliyor.

Basın kartı gazetecilere günlük hayatta birkaç kolaylık sağlamasından ziyade devlet tarafından kişinin basın mensubu olduğunun tanınması anlamına geliyor.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin

Konuyu bir açıklamayla gündeme getiren Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Basın Kartı ve Basın Kartı Yönetmeliği ile ilgili son gelişmelerin bir kez daha devletteki kafa karışıklığını gösterdiğini belirterek “‘Basın kartı almak için gazeteci olmak şart değildir’ diyen İletişim Başkanlığı, ‘gazetecilik yapmak için de kart şart değildir’ diyor. Ama meslektaşlarımız görev sırasında ‘kartın yok’ diyerek engelleniyor. O halde sormak gerekir basın kartı uygulaması neden var? Bu belirsizliği ortadan kaldıracak olan yüksek yargıdır. Danıştay 10’uncu Dairesi’nde görülen davamızda Basın Kartı Yönetmeliği’nde yer alan ve keyfi uygulamalara yol açan hükümlerin iptal edilmesini bekliyoruz.” dedi. Gazeteciler Cemiyeti’nin TGS ve TFMD ile birlikte yeni Basın Kartı Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da açtığı davada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın verdiği savunmayı “cehalet belgesi” olarak tanımlayan Bilgin, gazetecilik için basın kartının şart olmadığını, ancak meslek ilke ve etik kurallarına uyumun yaşamsal önemde olduğunu vurguladı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu da basın açıklaması yaptı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:

“Son günlerde sokakta röportaj yapan muhabirlere, foto muhabirlerine ve kameramanlara da polisin müdahale etmesi, soruları not etmesi, basın kartı zorunluluğu olduğunu ileri sürmesi gibi olaylarının sıklaştığına tanıklık ediyoruz. Gazetecilerin sokak röportajı yapmasının önünde hiçbir hukuksal engel bulunmamaktadır. Gazetecilerin yapmış olduğu sokak röportajları asla yasaklanamaz, içeriği de denetlenemez. 

Türkiye Gazeteleri Hak ve Sorumluluk Bildirgesinde yer aldığı gibi Gazeteci,  röportaj, haber, yorum veya görüntü, yayın şekli ne olursa olsun, hazırlığını yayın organındaki sorumlular dışında, kaynağı da dahil kimseye denetlettirmekle yükümlü değildir. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoritelerine olan sorumluluklarından önce gelir.  Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı ve haber alma hakkını kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır.

Gazetecinin sokak röportajı yapmasının önünde hiçbir engel yoktur, olamaz. Gazeteci; tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir ve kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır. Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve sesini duyuramayanların sesi olmakla yükümlüdür.

Sokak röportajı asla yasaklanamaz.

Yurttaşlar konuşmayı kabul ettiğinde, görüşlerini kamuoyuna duyurmak gazetecinin temel görevidir. Polisin gazetecilere müdahalesi yurttaşların sorunlarının haberleştirilmesini engelleme faaliyetidir ve Anayasa’ya aykırıdır. Sokakta röportaj yapan gazetecilere Cumhurbaşkanlığı’nca verilen basın kartının sorulmasının hukuki zemini bulunmamaktadır. Basın kartı gazetecilik faaliyetinin ruhsatı değildir. Ülkemizde iktidarın istediği gibi haber yapmadığı için binlerce gazetecinin basın kartı İletişim Başkanlığı tarafından iptal edilmiştir.

Polisin gazetecilerin fotoğrafını çekmesi, kendi WhatsApp gruplarında paylaşması, sorularını alması hukuksuz uygulamalardır, suçtur. Polisin görevini kötüye kullanmasıdır. Gazetecilere gözdağı verilmesi eylemidir. Engelleme ile karşılaşan meslektaşlarımız Cumhuriyet Savcılarına suç duyurusunda bulunabilir. Polisin görevi, tüm yurttaşlar gibi gazetecilerin de sokakta röportaj yapıp halkın sorunlarını haberleştirirken can güvenliği sağlamaktır.

Gazetecinin görevini yerine getirirken kimseden izin almak,  kimseye hesap vermek zorunda olmadığını, gazetecinin halkın haber alma hakkının garantisi olduğunu, tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde bulunduğumuzu hatırlatıyoruz. İktidarı bir kez daha halkın haber alma hakkını yok saymaktan ve gazetecilerin görevlerini yapmalarına engel olmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.”

 


Yorum Yazın