Füruzan, Türk edebiyatının değil Türkçe edebiyatın en güçlü isimlerindenmiş…

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Füruzan, Türk edebiyatının değil Türkçe edebiyatın en güçlü isimlerindenmiş…
Abone ol
Ünlü Türk yazar Füruzan geçtiğimiz gün yaşamını yitirdi. Yazar kendini Türk edebiyatının bir parçası olarak görüyordu ama anmada bulunan Altyazı Sinema Dergisi yazarı tanıtırken Türkçe edebiyatın en güçlü isimlerinden ifadesini kullandı.

Oğuz Büber - Muhalif Analiz

İspanyol Sineması’na hayranım diyebilirsiniz.

Fransız Sineması’na bayılıyorum da.

İngiliz ya da Alman edebiyatının eserlerini büyüleyici olarak değerlendirebilirsiniz.

‘Ama Türk edebiyatı eşsizdir’ ifadesini kullanamazsınız (!)

Kimilerine göre, Türkiye ya da Türkçe edebiyatı demeniz gereklidir.

Sebebini sorduğunuzda ise Türkçe konuşan ya da yazan herkesin Türk olmadığı belirtiliyor. Her İngilizce yazan İngiliz, her Almanca yazan Almanmışcasına.

Ünlü sinema dergilerinden ‘Altyazı’, ünlü yazarımız Füruzan’ın vefat haberini verirken, “Türkçe edebiyatın en güçlü isimlerinden…” ifadesi kullandı.

Paylaşımın tamamı şöyle:

“Türkçe edebiyatın en güçlü isimlerinden, 'Benim Sinemalarım', 'Gecenin Öteki Yüzü' ve 'Ah Güzel İstanbul' gibi eserlerle sinemamızda unutulmaz izler bırakmış Füruzan’ı kaybettik.”


Peki, Füruzan edebiyatımızın böyle tanımlanmasını ister miydi?

Öğrenmek çok zor değil…

Yazarın, konu hakkında 2020 yılında verdiği bir demeç var.

Aydınlık gazetesine konuşan yazar ‘Türk edebiyatı mı? Türkçe edebiyatı mı?’ sorusuna şu yanıtı veriyordu:

“Dünyadaki edebiyat tasnifleri İngiliz edebiyatı, Rus edebiyatı, Fransız edebiyatı, Macar edebiyatı, Türk edebiyatı diye düzenlenir. Macar, Türkçe edebiyat falan diye bir şey yok. Bunun için uğraşmak müthiş bir ayrıştırma getirir.”

Yazar kendi ifadesiyle ‘Türkçe edebiyatı’ tanımını kabul etmemesine rağmen dergide bu ifadenin kullanılmasında herhangi bir çekince görülmemişti.

Belki diyebilirsiniz derginin böyle bir duruşu var ve Fransızca edebiyat, İngilizce edebiyat, Almanca edebiyat kullanımını tercih ediyor.

Ancak bu konuda da bir sıkıntı mevcut.

Çünkü geçmiş paylaşımlarından görüyoruz ki, duruşları hiç de öyle değil.

 

Alman yönetmen olabiliyor

Fransız sineması olabiliyor

Rus sinemacıda da sakınca yok

Yunan sinemasında da haliyle

Ama Türk sineması olmuyor. Türkiye sineması ya da Türkçe edebiyat olacak…

 


Yorum Yazın