Erdem Beliğ Zaman yazdı:

Eşcinsel evlilik treni Türkiye istasyonuna uğrar mı?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Eşcinsel evlilik treni Türkiye istasyonuna uğrar mı?
Abone ol

Geçtiğimiz ay komşumuz Yunanistan devrim niteliğinde bir karara imza attı ve eşcinsel evliliği yasalaştırdı. Biz seçim arefesinde olduğumuzdan ötürü bu konunun üzerinde fazla duramadık. Gerçi bu konu bizim memlekette bir bataklık sayıldığından üzerinde dursaydık muhtemelen batacaktık!

Bizde birçok hususta kanun bulunmakta fakat gelin görün ki bu kanunlara uyan kişi pek bulunmamaktadır. “Yasak tatlıdır”, genel inancından mıdır bilemiyorum, yasaları çiğnemek, çoğunluğumuz için çiklet çiğnemekten çok daha keyif verici bir aktivitedir. En dipten en tepeye kadar bu keyfî tutum adeta bir hastalık gibi bünyemize yapışıp kalmıştır.

Devletin tepesindeki idareciler özellikle son yirmi senedir birçok kanunu hiçe saymakta göz kanatıcı bir performans sergilemektedirler. Diğer taraftan muhalifler kanunlarla belli sınırları kendi siyasî emelleri için sürekli zorlamakta, hatta zedelemektedirler.

Mesela Anayasa’da yer alan Cumhurbaşkanının iki defadan fazla seçilmemesi maddesi geçen yılki umumî seçimde buruşturulup bir kenara atılmıştır.

Resmî kayıtlarda Tunceli olarak geçen vilayetimize, muhalif cenahtan birçok isim (buna eski belediye başkanı da dahil) Dersim demekten ısrar etmektedir. Bu ismin koyuluşu ahlakîdir yahut değildir bu tartışılabilir fakat ahlâkî olsun gayriahlâkî olsun kanunla sabit bir şekilde vilayetin ismi Tunceli’dir ve yasa değiştirilene kadar da böyle kullanılması şarttır.

Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez ana ilkelerinden biriyken, iktidardan yüz bulan bir grup densiz, yaptıkları mitingden sonra şeriat sloganları atmış, adeta devlete meydan okumuştur.

Devlete isyan etmiş, başkaldırmış ve yenilince de idam edilmiş Seyyit Rıza’yı kahraman ilan eden milletvekilleri hâlâ TBMM’nin çatısı altında siyaset yapmaya devam etmektedirler.

Sadece dört göze batan örneğini verdiğim yasaları hiçe sayma tavrımızın iliklerimize kadar işlediği ülkemizde eşcinsel evliliğin yasalaştırılması taleplerini, maalesef hakkı olan ciddiyetle takip edemiyorum. Zira yasalaşsın ya da yasalaşmasın ne fark eder ki? Zaten halihazırda hayatlarını birleştirmiş eşcinsel çiftler mevcut değiller mi?

Elbette eşcinsel evliliğin yasalarla güvence altına alınması medenî geleceğimiz açısından elzemdir. Eşcinsel evlilik treninin Türkiye istasyonuna uğraması uluslararası imtiyazımızı yükselteceği gibi içerideki özgürlük ortamının hududunu da genişletecektir. Yalnız oy peşinde cambaza dönen siyasetçilerin öncelikli gündemi asla olmayacaktır. Bu sebepten de yakın gelecekte böyle bir kanunun Türkiye’de çıkacağını düşünmemekteyim.

Ayrıca muhafazakâr kamuoyunda çıkmaması için de her yol denenecektir; hiç şüpheniz olmasın! Mitingler, buluşmalar, toplanmalar, tehditler bile… Yalnız tüm bunları yapacakların, devletin, halkını bile bile kanunsuz davranmaya ittiği gerçeğini akıllarına getirmelerini isterim… Belki bir az da olsa vicdan azabı duyarlar; vaktiyle kendilerinin kanun dışına çıkma pahasına devlet dairelerinde gizlice ibadet ettiklerini hatırlayıp…


Yorum Yazın