Devrim Gürkan yazdı:

Erdoğan halefinin yolunu temizliyor…

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Erdoğan halefinin yolunu temizliyor…
Abone ol

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi ile el sıkışması pek çok boyutuyla tartışıldı. Erdoğan’ın dış politikadaki geri adımları sosyal medyanın sevdiği başlıklardan.

Bu adımların muhalefete ciddi bir söylem avantajı kazandırdığı açık. Ama pek de konuşulmayan bir başka yönü var. Erdoğan’ın hem dış politikada, hem de ekonomide yaşadığı sıkışmışlık yüzünden başlattığı bu süreçlerin, olası bir iktidar değişikliğinde, yeni yönetimin işini oldukça kolaylaştıracak olması.

*             *             *

Erdoğan iktidarı sonrası Türkiye’nin dış politikasının nasıl yönetileceği konusu kısa bir süre öncesine kadar içinden çıkılması güç bir konu gibi görünüyordu. Erdoğan’ın kişisel ilişkileri çerçevesinde yürüttüğü Türk dış politikası, iç siyasetteki kutuplaştırma stratejisinin de bir aracı haline gelmiş ve Türkiye’yi dar bir jeopolitik koridorda sıkıştırmıştı.

Suriye, Irak, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, Libya çerçevesinde Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz, Filistin ve İsrail ile normalleşme ve tabii İran’la ilişkiler, ülkenin güneyinde birer saatli bomba olarak duruyordu.

Kuzeyde Ukrayna-Rusya Savaşı ve Azerbaycan-Ermenistan-İran eksenindeki hassas durum bir dizi politik riski barındırmaya devam ediyordu.  

Balkanlar, Ege ve Doğu Akdeniz’deki gerilim ve Kıbrıs yine somut adımlar gerektiren başlıklar olarak ortadaydı. AB ile dibe vuran ilişkiler, NATO ve Avro Atlantik bölgesinde Türkiye’nin kaybettiği güvenilir ortak statüsü Batı’yla ilişkilerde gündemdeki ciddi sıkıntılardı.

Afganistan, Pakistan ve Hindistan çerçevesinde Keşmir meselesi, Rohingya Müslümanları, Çin’in toprak bütünlüğü ve tek Çin anlayışı çerçevesinde Doğu Türkistan meselesi yine hassas dengeler içeren bir dizi kritik konuydu.

*             *             *

Bir grup gazeteci ve akademisyenle; “Erdoğan sonrası başa gelecek bir iktidar gerekli açılımları nasıl yapabilir?” diye oldukça ufuk açıcı bir tartışma zinciri yapmıştık. Pek çok olası adım ve jest kadar “kiminle hangi ortamda, hangi konuda bu ilk adımlar atılabilir” üzerine kafa yormuştuk. Bu adımların her biri, iç politikada sert rüzgârlar estirmeye adaydı. Günün sonunda uzlaşabildiğimiz tek çıkış stratejisi, bu açılımların ekonomik önemi üzerinden kurgulanacak bir anlatıydı. Zira Erdoğan’ın ardından gelecek bir iktidarın, bu konuları “büyük protestoları göğüsleyebilecek bir noktaya gelene kadar” kapalı kapılar ardında yürütmesi gerektiğini düşünenlerimiz çoktu...

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.


Yorum Yazın