CHP'li Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi

Engin Özkoç: 12 haneden biri yardıma muhtaç

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Engin Özkoç: 12 haneden biri yardıma muhtaç
Abone ol
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi, gündemle ilgili soruları yanıtladı. Erkoç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın açıklamalarına dikkat çekerek Türkiye'de 12 haneden birinin yardıma muhtaç olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Özkoç, gündemle ilgili açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Özkoç, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2.1 milyon haneye yardım yapıyoruz" açıklamasına dikkatleri çekerek, Türkiye'de 25 milyon hane olduğunu ve bu veriye göre 12 hanedne birinin muhtaç olduğunu söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Türkiye'ye Suriye ve Afganistan'dan gelen göçlere dikkat çekerek, "Ben CHP Grup Başkanvekili olarak soruyorum. Türkiye’de kaç IŞİD militanı var? Kaç El Kaide, El Nusra militanı var? Türkiye’de ne kadar Afgan ajanı elini kolunu sallayarak dolaşıyor? İktidar buna cevap verebiliyor mu? Hayır. Oysaki Türkiye’de bir beka söz konusuysa 30 bin, 40 bin, 50 bin kişiyle Orta Doğu’yu bir ateş çukuruna döndüren bu militanların 5 milyon göçmen içerisinde ne kadar güce sahipler, neredeler, ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar mı Türkiye’nin bunu biliyor olması lazım" ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Bakanı Ali Erbaş'a ilişkin Özkoç, "Açlığı, yoksulluğu, perişanlığı, işsizliği değil, midye haram mı, değil mi bunu tartışın diye ülkenin gündemini belirlemeye çalışıyor" sözleriyle eleştirdi.

Özkoç’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Uyuşturucu satışı ilkokul seviyelerinde

Yoksul ailelerin çocukları büyük bir sıkıntı içinde. 750 TL kırtasiye masrafları tutuyor. Aldıkları asgari ücretle çocuklarının okul masraflarının karşılanır olması kesinlikle mümkün değil. Türkiye pandemi ile baş edemiyor. Okullarda uyuşturucu bağımlılığı aldığımın bütün bilgiler doğrultusunda söylüyorum, hat seviyede. İlkokul seviyelerine kadar uyuşturucu satışı şu anda mevcut. İnsanlar, tefecilerin eline düşmüşler. Aslında iktidar da öyle. İktidar da faiz lobicilerin yani uluslararası tefecilerin eline düşmüş vaziyette.

TÜİK, 12 diyor ama gerçek işsizlik yüzde 23.6

Simit, ekmek 2.5 TL. Sütün litresi 11 TL. İşsizlik almış başını gidiyor. Bugün TÜİK açıkladı. TÜİK’in hesaplarına bakmaksızın ben buradan gerçeği söylüyorum. O yüzde 12 diyor ama gerçek işsizlik rakamları yüzde 23.6. Adıyaman’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde 6 kişilik erkek temizlik görevlisi alınacak. Kaç kişi başvurdu, 6 kişi işe alınacak diye biliyor musunuz? 3 bin 813 kişi başvuruda bulunmuş. Sıkıntı bu denli büyük. İnsanlarımızın, bugün mecbur bırakıldığı yaşam koşulları bunlar.

12 haneden biri yardıma muhtaç

Esnaf zor durumda. Çiftçi zor durumda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı diyor ki, 2.1 milyon haneye yardım yapıyoruz. Ne yapalım, alkışlayalım mı sizi? Yani iktidarınız döneminde 2.1 milyon hane sefalet içerisinde. Devlet onlara yardım etmek zorunda kalıyor. Ülkenin ittirildiği tabloyu Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı itiraf ediyor. Türkiye’de 25 milyon hane var. Demek oluyor ki, 12 haneden biri yardıma muhtaç. Yani iktidar, 20 yıllık iktidarında insanları perişan bir noktaya getirmiş.  

İktidarın gündemini Diyanet belirliyor

Peki, iktidarın gündemi ne? İktidarın gündemini bugünlerde Diyanet belirliyor. Atatürk, anılmış mı, anılmamış mı? Diyanet anıyorsa anmıyorsa ona göre gündem belirliyor Saray. Midye ve benzeri deniz ürünleri haram mı gerçekten, değil mi? Türkiye’nin konuşması gereken konu ve gündem bu! Türkiye’nin en büyük bütçesine sahip iki kurum. Yani Diyanet ve Saray. Kendine Diyanet’i maşa olarak kullanarak Saray kendine yeni gündemler yaratıyor. Ülkeye ‘bunları tartışın’ diyor. Açlığı, yoksulluğu, perişanlığı, işsizliği değil, midye haram mı, değil mi bunu tartışın diye ülkenin gündemini belirlemeye çalışıyor.

Ali Erbaş, maşa olmaktan vazgeç, görevini yap

Ali Erbaş, maaşını aldığı işi yapmalı, maaşının karşılığını vermeli. Ama onun başka ulvi bir görevi daha var. Hesap vereceği kişi yüce yaratan Allah. Ona karşı bir din adamı olarak bize dinimizin en büyük günahlarından bahsetmeli Ali Erbaş. Ali Erbaş, kul hakkından, israftan bahsetmeli. Ediyor mu? Etmiyor. Kibirden bahsetmeli, ediyor mu, hayır etmiyor. Uyuşturucunun artmasıyla ilgili, çocukların uyuşturucu tuzağına düşmesiyle ilgili Ali Erbaş bir şey diyor mu? Hayır, o midye haram mı değil mi felan bunları tartışıyor. Vicdanların nasıl temizleneceğine dair bir kelamı oldu mu Ali Erbaş’ın. Hayır. ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ yorumuyla ilgili inancıyla ilgili Ali Erbaş, herhangi bir şey söylüyor mu? Hayır. Ali Erbaş’a buradan sesleniyorum; sen bir maaş alıyorsun ama çok büyük bir bütçeyi yönetiyorsun. Millet açlık içerisinde sen sefa sürüyorsun. Altındaki arabanla, gittiğin yerlerle, verdiğin beyanatlarla vicdanları sızlatıyorsun. Yapma. Sen Saray’ın sözcüsü değilsin, sen dinimizi bize doğru anlatması, öğretmesi gereken kişisin. Maşa olmaktan vazgeç. Görevini yap.

Türkiye'de kaç IŞİD militanı var?

Suriye, 11 yıldır süren bir iç savaşla karşı karşıya. Aylan bebek ne oldu? Batı dünyası onu unuttu. Bir müddet sanki vicdanlar sızlanıyormuş gibi oldu. Batı dünyası bütün göçmenlerin Türkiye’de tutulmasıyla ilgili bir politika geliştiriyor. Bu politikaya evet diyen kim? Recep Tayyip Erdoğan ve onun iktidarı. Peki Türkiye’de şu anki gerçek ne? Milyonlarca ne olduğunu bilmediğimiz, denetleyemediğimiz, onlar için bir yaşam alanı yaratamadığımız insanlar Türkiye’nin her yerinde dolaşıyorlar. Ben CHP Grup Başkanvekili olarak soruyorum. Türkiye’de kaç IŞİD militanı var? Kaç El Kaide, El Nusra militanı var? Türkiye’de ne kadar Afgan ajanı elini kolunu sallayarak dolaşıyor? İktidar buna cevap verebiliyor mu? Hayır. Oysaki Türkiye’de bir beka söz konusuysa 30 bin, 40 bin, 50 bin kişiyle Orta Doğu’yu bir ateş çukuruna döndüren bu militanların 5 milyon göçmen içerisinde ne kadar güce sahipler, neredeler, ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar mı Türkiye’nin bunu biliyor olması lazım.

Bu nasıl dış politika

Suriye’de 36 şehit verdik. Orada sözde bir koridor oluşturacaktık. Fırat’ın doğusunda bizim kontrolümüzde bir koridor oluşturulacaktı ve bu güvenli koridor olacaktı. Hatırlıyor musunuz Recep Tayyip Erdoğan, dedi ki, ’oralarda Suriyeli göçmenler için binalar inşa edeceğiz. Geldikleri zaman onları orada oturtacağız, güvenliklerini sağlayacağız. Ama onların oradaki yaşam alanlarıyla ve yaptığımız kontrollerle orada güvenli bir koridor oluşacak.’ Şu anda ne yapıyoruz? Geri çekilmişiz gözlem noktalarından. Güvenli bir koridor, inşaatlar yapıldı mı, hayır. Suriyeli göçmenlerin güvenli bir şekilde bir yerde tutulabilmesi veya ülkelerine gönderilmesiyle ilgili bir planları var mı? Hayır. Türkiye’de yaşayan göçmenlerle ilgili sosyal hayata, çocuklarının eğitimlerine ve insan haklarına saygılı bir yaşamla ilgili bir planları var mı? Hayır. Göçmenlerle ilgili bir planları var mı? Hayır. Güvenlikle ilgili Türkiye kamuoyuna söyleyebilecekleri bir tek şey var mı? Hayır. Peki nasıl dış politika bu.

Halkın gerçek gündemleriyle ilgileniyoruz

Şimdi sizlere soruyorum, Türkiye yönetilemiyor, savruluyorken, işsizlik başını almış gidiyorken, uyuşturucu ve fuhuş Türkiye’nin bir numaralı meseleleri haline gelişken, esnaf, çiftçi kan ağlıyorken, sanayici önünü göremiyorken bizim gündemimiz maşa olarak kullanılan Diyanet’in söylemlerine göre mi belirlenecek? Hayır. CHP’nin gündemi gelecekte herkesin iyi bir yaşamı hak ettiği Türkiye için planları, projeleri var. Göçmenler için var. Göçmenlerin nasıl, hangi koşullarda, tekrar kendi evlerine döneceğiyle ilgili oluşturduğumuz heyetlerin, yaptığımız çalışmaların sonucunu alabilmemiz için CHP’nin komşularıyla ilgili girişimleri var. CHP’nin tarımla, eğitimle ilgili girişimleri var. Yoksul ailelerine, cahilliğe mahkum edildiği, defterlerini, kırtasiyelerini alamadığı bir Türkiye’de değil, arkadaşlarının birbirinin gözü içine baktığı ve birlikte eğitim alıp gelecekte iş sahibi olacağı bir Türkiye’nin projelerini CHP hazırlamış durumda. Yani Türkiye’nin ihtiyacı olan huzuru, güvenliği sağlayabilmek için, fabrikaların tekrar açıldığı, insanlarımızın çocuklarının işsiz kalmadığı bir Türkiye için projelerimiz var. Biz, bize dayatılan gündemleri değil, halkımızın gerçek gündemleriyle ilgileniyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Tartışma konusu haline getiren hiçbir gündemi doğru bulmuyoruz

(Edremit tartışması üzerine yöneltilen soruya) Edremit’te gösteriler esnasında, bir olay gerçekleşmiş. Üzerine bir kara örtü örtülen bir kadın zincirle bağlanmış. Nedir bu diye sordum. Yıllardan beri yapılan bir gelenek olduğunu söylediler. Kaymakamın bu doğrultuda bu etkinlik içerisinde bunun yapılmasında bir mahsur olmadığını bana ifade ettiler. Orada 765 gün esaret altında kalan Balıkesir halkının, kendilerine ve kadınlara yapılan zulmü orada temsili olarak düşmanı gönderip tekrar özgürlüklerine kavuşan insanlarımızı sergileyen bir gösteri olduğunu ve birçok belediye tarafından bunun defalarca yapıldığını söylediler. Ama bizim bakış açımız şudur: İnebolu’dan Ankara’ya uzanan bir kuruluş yolu mevcuttur. Kurtuluş Savaşı’nda. Bu yol 340 kilometrelik bir yoldur. Bu yolda yemeni, çarşafı, başı açık olan kadınlarımız ama ülkemizin kadınları, onlara saygı duyduğumuz, birlikte mücadele etmekten, Kurtuluş Savaşı’nı omuz omuza mücadele vermekten gurur duyduğumuz kadınlarımızla biz bu ülkeyi tekrar özgürlüğüne kavuşturduk. Bunları tekrar başka başlıklar altında onları tartışma konusu haline getiren hiçbir gündemi doğru bulmuyoruz ve tasvip etmiyoruz. Bundan sonra Türkiye, çağdaş bir şekilde kadınlarımızın kazanımlarıyla birlikte önünde nasıl demokrasi ile taçlandırılmış bir ülkede yaşayacak bunun çalışmalarını yapıyor. Biz tam da bu çalışmaların arkasındayız.

Millet ittifakı’nın genel başkanları uyum içinde

(Millet İttifakı’nda sorun olduğuna yönelik iddialar üzerine yöneltilen soru üzerine) Millet İttifakı, birbiriyle ilgili en ufak bir sıkıntı duymuyor. Millet İttifakı’nın tek bir sıkıntısı var, ülkede yaşanan dramlar. Yoksulluk, eğitim durumu, açlık, işsizlik… Millet İttifakı bununla ilgileniyor. Millet İttifakı’nın genel başkanları, birilerinin boğazında düğüm yaratacak kadar onları rahatsız edecek kadar, milletine bağlı bir şekilde birbirleriyle uyum içerisinde geleceğin Türkiye’sini konuşuyorlar. Hiçbir sorunumuz, kaygımız yok. Tek bir derdimiz var, milletimiz. Onların nasıl daha iyi yaşayacağı, çocuklarının geleceğinin nasıl özgür ve demokratik bir ülkede olması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz.

Kaynak:ANKA


Yorum Yazın