En büyük fazla tanınmayan 10 kabile

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Abone ol
Dünyada temas kurulmamış ve izole kalmayı başarabilmiş kabileler bulunuyor. İşte en büyük fazla tanınmayan 10 kabile...

Küresellikle tanımlanan çağımızda bile hala iletişime geçilmemiş birçok yerli kabile var. Bu kabileler, komşu kabileler, diğer ülkeler ve genel olarak dış dünya ile etkileşimden kaçınmayı sürdürüyor.
İşte dünyadaki en büyük fazla tanınmayan 10 kabile…

1- Sentinel – Hindistan

Kuzey Sentinel Adası’ndaki Sentinelese kabileleri, yabancıların temaslarına şiddetle karşı çıkıyor.

Tahminlere göre Sentinel nüfusu yaklaşık 50 ila 200 kişi arasında değişiyor ve sayılarını avcı-toplayıcı bir yaşam tarzıyla destekliyorlar. Balık ve yengeç tutmak için kano yapan kabile; yay, ok ve mızrakla küçük av hayvanları avlıyorlar.

1950’lerden bu yana, Hindistan hükümeti adayı yasak bölge ilan etti ve ilgili herkesin güvenliği için ziyaretleri kesinlikle yasakladı.

2- Yaifo – Papua Yeni Gine

Papua Yeni Gine’de henüz temas kurulmamış 40’tan fazla kabile olabilir. Bazen yamyamlık ve kafa avcılığı gibi uygulamalarla ilişkilendirilen bu topluluklar, dış dünyayla son derece sınırlı bir temas sürdürürken çoğunlukla avcı-toplayıcı bir yaşam tarzı yaşıyorlar. Ama her zaman temassız kalamadılar. 

Yaifo kabilesi, bir İngiliz kaşif onlarla temas kurmak için bir keşif gezisi sırasında kaybolduğunda birçok dedikodu yayılmıştı.

3. Şarkı ile hamile kalan topluluk: Himba Kabilesi

Kabilede kadınlar bir çocuk doğurmaya karar verdiğinde kutsal saydıkları ağacın altına gidiyorlar ve gelecekteki çocuğunun kendisiyle iletişim kurmasını bekliyorlar. Daha doğmamış olan çocuk annesi ile bir şarkı aracılığı ile iletişim kuruyor. Bu şarkı çocuğun ve ailenin hayatında hep var oluyor. Kadınlar hamile kalmak istediklerinde o şarkıyı duymak için ağacın altına oturuyor, sonrada duyduğu şarkıyı kocasına söylüyor. Sonrasında da birlikte oluyorlar ve çocuğun doğumunu beklemeye başlıyorlar.

4. Ölülerin yağını çıkararak vücutlarına süren topluluk: Papua Yeni Gine Kabileleri

Papua Yeni Gine’nin dağlarında yaşayan birkaç kabile ölen kişilerin güçlerini taşımak için yıllardır ilginç bir yönteme başvuruyorlar. Ölen kişilerin ayak, diz ve dirseklerine delikler açılıyor ve daha sonrasında bedeni asıyorlar. Sonrasında vücutta bulunan tüm yağ çıkarılıyor ve ölen kişinin ailesin veriliyor.

Ölmüş kişinin bedeninden yağ çıkarıldıktan sonra bu yağı önce vücutlarına sürüyorlar daha sonra da kalanını yemeklerine katıyorlar. Bunu yapmalarındaki asıl amaç ölen kişinin güçlerinin ve özelliklerinin kendilerine geçmesini sağlamak. 

Bunun haricinde tüm bu ölü asma, yağını çıkarma ve kullanma ritüelinin bir başka nedeni de dış dünyadan gelen kişileri korkutmak.

5. Sevdikleri öldüğünde parmaklarını kesenler: Dani Kabilesi

Endonezya’da yaşayan Daniler eşi, çocuğu gibi sevdikleri kişiler öldüklerinde yas tutmak için bir parmağını kesiyorlar. Kesmeden önce iple sıkıca sararak parmağın uyuşmasını sağlıyorlar, sonra da kesiyorlar. Hayatlarına bu şekilde ilginç ve acı verici bir yasla devam ediyorlar.

6. Boyun uzatan kadınlar: Karen Kabilesi

Mynmar’ın kuzeyinde yaşayan Karenler bir diğer ismi ile Padaungları turistik aktivitelerden ve haberlerden biliyoruz. Boyunlarına 5-6 yaşında halka takmaya başlayan kadınlar ne kadar halka takarsa kabile içerisinde o kadar statü sahibi oluyor.

7. Ölen kişilerin küllerini yiyen bir grup: Yanomami Kabilesi

Amazon Ormanları’nda yaşayan ve dış dünya ile bağlantısı neredeyse hiç olmayan Yanomamiler çağımızın en ilkel kabileleri arasında yer alıyor. Kabile inanışına göre ise ölen bir kişinin hiçbir parçası yeryüzünde kalmamalı. Bu yüzden de ölen kişiyi yaktıktan sonra, tüm aile üyelerine küller dağıtılıyor ve herkesin külleri yenmesi bekleniyor.

8. Tuvalete gitme yasağı olan: Tidong Kabilesi

Endonezya’da yaşayan Tidong kabilesinin yeni evlenen üyeleri, evlendikten sonraki 3 gün içinde hiçbir şekilde duş alamıyor, tuvalete gidemiyor ve cinsel ilişkiye giremiyorlar. 3 gün banyo yapmayan çiftin mutlu bir evliliği ve sağlıklı çocukları olacağına inanılıyor. Bu gelenek de yıllardır kabile içerisinde devam ediyor.

9. Üçüncü cinsiyetin resmen kabul edildiği grup: Hijralar

Trans bireylerin resmen kabul edildiği bu kabilede her şey biraz farklı. Aslında onlar birer kabile değil ama Babür İmparatorluğu’ndan gelen aynı köklere sahip ve cinsel yönelimleri farklı olan kişiler. Onlar için ayrık anlamına gelen hijra kelimesi kullanılıyor.

Erkek olarak doğan Hijralar, Narwaan ismi verilen ayin ile hadım ediliyor ve trans olarak ilk hayatlarına adım atıyorlar.

Hindistan ve Pakistan’da yaşayan Hijralar iyi örgütlenmiş gruplar tarafından ayin ile alınıyor ve daha sonrasında grubun bir parçası yapılıyor. Genellikle hepsi aileleri tarafından terk edilmiş, dışlanmış kişiler. 

10. Ölmemek için maske takanlar: Munda Kabilesi

Hindistan’daki Sundarnbans Milli Parkı’nda vahşi hayvanlar ile birlikte yaşayan Munda üyeleri yaşadıkları yer bakımından da oldukça farklılar. Yaban hayatı korumak adına milli park ilan edilen bölgede aslanlar ile birlikte ilkel bir kabile hayatı süren bu grup hayatta kalmak için maske takıyor. 

Aslanlar saldıracakları kişi ile göz teması kurdukları an fark edildiğini anlayıp o kişiye saldırmaktan vazgeçiyor ve uzaklaşıyor. Munda kabilesi üyeleri de arka tarafında da yüz olan büyük maskeler takıyor ve olası bir aslan saldırısını önlemeye çalışıyorlar.

Hayatta kalmak için başka şansları yok. Maske takmayanlar direkt aslan saldırısı sonucu ölüyor.


Yorum Yazın