Emekçinin Sesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Emekçinin Sesi
Abone ol
Memleketin dört bir yanında emekçiler ayakta!

Muhalif. Özel - Emel Seçen

Memleketin dört bir yanında emekçiler ayakta!

Türkiye’nin son zamanlarda cinayetlerden sonra en büyük manzarası, işçi eylemleri. Bu anlamda uzun yıllardır dernek çalışmaları ile toplumsal mücadelenin birebir içinde, nitelikli bir şekilde yer alan Sivas Divriği Derneği, hafta sonu yine gündemi belirledi.

KAZANMAK İÇİN BİRLEŞELİM

“Sipariş mi?

Canımız mı?

Hangisini daha hızlı teslim edelim?”

Son günlerde motokuryeler eyleminden, Migros çalışanlarına ve son manzaraya kadar neden, sonuç ilişkileri ve bu bağlamda çözüm arayışları içinde söyleşide yer alan konukların hepsi alanında emek vermiş, birebir sahada yer almış kişilerdi.

İşçi Dayanışma Derneği adına, Ali Karabudak, Avukat ve Sol Parti MYK Üyesi, Deniz Demirdöğen ve UMUT-SEN adına, Başaran Aksu’nun yer aldığı programda, moderatörlüğü, Divriği Kültür Derneğinden Nilüfer Kilit yaptı.

Divriği Kültür Derneği Başkanı Orhan Akkaya açılış konuşmasında: Keşke daha keyifli, daha güzel etkinlikleri, projeleri ve mutlu güzellikleri konuşabildiğimiz programları sunabilsek paylaşsak ancak gerçeklerde gün yüzü gibi ortada iken bizde görevimizi yerine getirmeye gayret ediyor ve bu anlamda konuşmacı ve katılımcılara teşekkür ediyorum, dedi.

İşçi direnişinin duruşu, haklı öfkesi ve mücadele gücü üzerine belirlenen söyleşide, ayağının tozu ile Soma’dan gelen ve birebir, Migros emekçileri ile temasta olan Başaran Aksu’nun izlenimleri, deneyim ve tecrübesinin ortaya koyduğu gerçeklik netti. Sözlerinde ; Trendyol ile başlayan ve halihazırda 257 Migros işçisinin mücadelesinde, bütünde uzun zamandır, işçi sınıfının salak yerine konulduğunu ama onların epey bir süredir her şeyin farkında olduğunu ve izlediklerini ifade ederken; işçinin yani emekçinin yalnız olduğunu belirtti. “Yemeksepeti, Migros, Gemi söküm ve giderek artacak olan işçi eylemlerinde esas mesela temsil ve söz sahibi görünenlerin, kendi içlerinde ayrışımı, işçiyi ezerek devam etmiş olmasıdır. Açıkça sahalarda maalesef görünende şu dur ki: Sol, dediğimiz kesim yeterince temsil yeteneğine sahip değil ve işçiyi yalnız bırakmaktadır. Sendikal düzen, koltukları koruma telaşı, içinde sistemsel sorunu ivedilikle çözümlemeden, daha ilerisi sağlam sonuçlar bulabilmek zorlaşacaktır. Çözüm arayanlar, işçiye çözüm önerenler sorunu teşkil eden unsurların, hem insan kaynaklarında görev yapıyorlar hem sendikal pratiği şekillendiriyorlar. Dolayısı ile sorun sadece işçinin sorunu değil esas yerde mesele. Lenin’in dediği gibi –Partinin düşmanı partinin içindedir- Broşür dağıtmak ile çözüm olunamaz. Onlarla beraber olmadıkça, anlamadıkça. Her ne olursa olsun, emekçinin mücadelesi devam edecektir”

Program soru-cevap kısmı ile noktalandı.


Yorum Yazın