Ekonomiye dair öne çıkan başlıklar

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Ekonomiye dair öne çıkan başlıklar
Abone ol
Gündeme dair ekonominin öne çıkan başlıklarını derledik, haberimizde...

Türk-İş'ten "asgari ücret" açıklaması

Hak-İş ve Türk-İş, işçi ve memurların zam pazarlıklarında iktidarın istediği oranlara razı gelerek toplu sözleşmelere imza atıyorlar. Kamudaki işçi ücretlerine 2021-2022’nin ilk 6 ayı için yüzde 12, diğer 6 aylar için yüzde 5 artı enflasyon farkı oranında zam yapıldı. Memur ve memur emeklisinin maaşına ise 2022’nin ilk altı ayı yüzde 5, ikinci altı ayı yüzde 7 artış yapıldı. Artış, 2023’ün ilk altı ayı yüzde 8, ikinci altı ayı yüzde 6 oldu. İşte o sendikalardan Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücret zammının emeklilere de uygulanması ve en düşük emekli aylığının asgari ücrete eşitlenmesi önerisinde bulundu, işverenlere de "Ücret zammında cömert olun" çağrısı yaptı.

TÜRK-İŞ: ASGARİ ÜCRET 45 YILA BEDEL OLACAK

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay da aralık ayında başlaması beklenen asgari ücret belirleme görüşmeleri ile ilgili, "45 yıldır asgari ücret belirleniyor, bu yıl 45 yıla bedel bir yıl olacak" iddiasında bulundu. Atalay, işçilerin kabul edebileceği bir seviyeye ulaşılması gerektiğini, "işçinin yüzünü güldürecek" bir anlaşmayı imzalamaya hazır olduklarını söyledi. Atalay, asgari ücrette artışlar gündeme geldiğinde "batarız" denildiğini, asgari ücret seviyesine göre ayarlanan bazı kamu kararlarının etkisinin gündeme getirildiğini belirterek, “Biz de diyoruz ki alın bu parayı siz geçinin. Nasıl geçineceksiniz.” diye konuştu.

Türkiye’ye Paris Anlaşması ile bağlantılı 3,1 milyar euro kredi sağlanabilir

Dünya Bankası, Almanya ve Fransa Türkiye’ye Paris Anlaşması ile bağlantılı 3,1 milyar euro kredi açmayı değerlendiriyor. Reuters’ın konuya yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre geçen hafta Paris İklim Anlaşması’nı yürürlüğe sokan Türkiye, Dünya Bankası, Almanya ve Fransa tarafından finanse edilecek 3,1 milyar euroluk kredi sağlayabilir.

Habere göre anlaşmayı imzalamak için gelişen piyasa statüsünün kabul edilmesini isteyen Türkiye, bu talebi kabul görmeden dahi kredi sağlayabilecek. Kaynaklara göre kaynağın 2 milyar euroluk kısmı Dünya Bankası’ndan 1 milyar euroya varan oranda kısmı Fransa’dan 200 milyon euronun biraz üzerindeki kısmı ise Almanya’dan gelecek. Kredilerin Türkiye’nin iklim hedeflerini tutturmasında kullanılması hedefleniyor.

Çalışma Bakanı'ndan "Türkiye'de gelecek görmeyen gençler" açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, gençlerin yurt dışına gitme eğilimiyle ilgili,"Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal."Türkiye'den kaçmak istiyorlar" diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar. Dünyayı tanıyacak bilgiye ve donanıma sahipler" dedi. 

Bakan Bilgin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) MESS Teknoloji Merkezi’nde (MEXT) "İşimizin Yarını" ana temasıyla düzenlediği Ortak Paylaşım Forumu'na katıldı. 

Örgütlenme özgürlüğü konusunda mevzuattaki engellerin ortadan kaldırılmasının gündemlerinde olduğunu belirten Bilgin, şöyle konuştu:

"Biz bu konuda bir çalışma içerisindeyiz. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Bey de bir çalışma yaptırdı. Bizim çalışma mevzuatımız çok eski. Hem sendikalar kanunumuz hem iş kanunumuz hem de toplu sözleşme kanunumuz. Bütün bu mevzuatı yenilememiz lazım. Örgütlenme özgürlüğünün önünü açmamız lazım, hızlandırmamız lazım. Burada bazı sorunlar var. Boşluklar var, o boşluklar Yargıtay kararlarıyla dolduruluyor." 

Türkiye'nin geleceğine dair hiçbir endişe duymadığını vurgulayan Bilgin, gençlerin yurt dışına gitme eğilimiyle ilgili kendi çocuğundan da örnek vererek anlattı:

"Geleceğe dair en büyük güvencemiz gençlik. Şu anda Türkiye'nin yurt dışında doktora yapan 30 bin genci var. Dünyanın en iyi üniversitelerine gidip orada bir Türk gencine rastlarsanız. Bunlardan endişe duymamak lazım. Dönenler, oralarda kalanlardan daha çok. Türkiye eski Türkiye değil. Genetik biyoloji alanında uzmanlık yapmış biri eskiden döndüğünde çalışacak yer bulamazdı. Genetik laboratuvarı yoktu. Şimdi ülkemizin her alanda yatırım yapmış işletmeleri, üretim tesisleri ve laboratuvarı var."

Ali Babacan'dan "faiz" açıklaması

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Adana’da partisinin Kozan ilçe binasının açılışında konuştu.

Babacan’ın gündeminde Merkez Bankası’nda yapılan değişiklikler vardı:

"Daha iki gün önce Sayın Erdoğan çıktı televizyona iki kelime etti, dolar 9 lirayı geçti. Daha dün gece Merkez Bankası yönetiminde yine iki üç kişiyi aldı, iki üç kişiyi attı. Dolar daha da arttı. Ne yapsa olmuyor. Varlık Fonu diye bir şey kurdu. Şu anda bu fon tam 65 milyar TL borca batmış durumda. Yetmedi bir de bu fonu yurt dışından 1 milyar 250 milyon avro borçlandırdılar. İlk defa bir cumhurbaşkanı kendi kendini bir göreve atadı. "Ben cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı Varlık Fonu Başkanı olarak görevlendirdim" dedi. 

Hiç getir götürle uğraşma, nasıl Varlık Fonu’nun başına kendini görevlendirdiysen Merkez Bankası’nın başkanı olarak da kendini görevlendir. Şu işi bitir. Yazık bu insanlara. Zaten senin talimatının dışında bir iş yapmıyor bunlar."

FAİZ % 6 İKEN YUHALATMIŞTI

Sayın Erdoğan 2018’de Haziran seçimlerinde "Bana oy verin enflasyon da faiz de nasıl düşürülür göstereceğim" diyordu. Üç yıl üç ay oldu. Bu süre içerisinde hem faiz arttı hem kur arttı hem de enflasyon arttı. Düşen bir şey yok. Talimatla faiz düşmez. Talimatla dövizin kuru düşmez. Dövizin kuru da faiz de ancak güvenle düşer. Güven demek bolluk demek. Bolluk demek fiyatların düşmesi demek. Bolluk demek döviz kurunun düşmesi demek"

Merkez Bankası’nda tertemiz, dürüst, işi bilen arkadaşlarımız işin başındayken, faiz yüzde 6-7 iken onları vatana ihanetle suçladı. Onları meydanlarda yuhalattı. Sayın Erdoğan’a soruyorum. Enflasyon
yüzde 8-9 iken faizler yüzde 6-7 iken bu vatanı satmaktır derken; şu anda TÜİK’in açıkladığı yüzde 19 TÜFE yüzde 45 ÜFE, yüzde 18 Merkez Bankası faizine nasıl bir tanım getirecek? Kendisi söylesin.

Adını sanını duymadığınız para birimleri, Türk lirasından daha kıymetli oldu. Bizim kendi vatandaşımızın, emeklimizin, asgari ücretlimizin aldığı maaş daha bankamatikten çekilip de eve gidene
kadar eriyor artık. Satın alma gücü düşüyor. Ne yazık ki artık çalışanın emeği bu ülkede para etmiyor.


Yorum Yazın