Dünya Bankası uyuyor!

Doların tahtı sallantıda... Küresel ticarette milli para yaygınlaşıyor

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Doların tahtı sallantıda... Küresel ticarette milli para yaygınlaşıyor
Abone ol
Bazı ülkeler bir süredir uluslararası ticarette dolar yerine kendi para birimlerini kullanmaya başladılar. Özellikle pandemi nedeniyle milli paralar üzerinden ticaret oranı artmaya başladı. Aralarında, Rusya, Çin ve Türkiye'nin de olduğu ülkelerin bu tercihi, ABD dolarının neden olduğu dalgalanmalardan kendilerini korumak gayesini taşıyor. Ve dünya ticareti pandemi sonrasına bu yönde hazırlanıyor. Dünya Bankası ise kelimenin tam anlamıyla bu durumu seyrediyor! Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste Tano Kouamé de zorda... Çünkü kendisine yöneltilen bu yöndeki soruya yanıt bile veremiyor.

Dünya Bankası'dan yakın zaman yapılan açıklamada şu tespitler dikkat çekici:

“Bazen sosyal politika için bir araç olarak kullanılırken, fiyat kontrolleri maalesef yatırım ve büyümeyi azaltabilir, yoksulluk sorununu daha da kötüleştirebilir, ülkelerin ağır mali yüklere maruz kalmasına neden olabilir ve para politikasının etkili bir şekilde yürütülmesini zorlaştırabilir...” 

“Birincil gelir artışı kaynağı ve yoksulluğun azaltılmasının itici gücü olan verimlilik artışının, küresel finansal krizinden bu yana kırk yıl içinde herhangi bir zamanda olduğundan daha geniş ve dik bir şekilde yavaşladığı, gelişmekte olan piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde yavaşlama, yatırımlardaki zayıflığı ve verimlilik artışlarını azaltmanın yanı sıra sektörler arasında azalan kaynak tahsisini de yansıtıyor...” 

“Döviz kuru şokları, mali baskılar ve risk montaj arasında düşük ve istikrarlı enflasyonu korumak için, politika yapıcıların para politikası çerçeveleri ve merkez bankalarının kapasitesinin güçlendirilmesi ve daha etkin politikalar ile fiyat kontrolü değiştirmenin gerektiği sonucuna ulaşılmıştır...’’ 

Bu tespitlerin ardından, durumdan vazife çıkaran Dr. Selim Sarıibrahimoğlu, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste Tano Kouamé ile elektronik ortamda temasa geçti. İstanbul'da Rusya Federasyonu Ticaret Sekreterliği tarafından düzenlenen toplantıda hazır bulunan Sarıibrahimoğlu, tartışılan bazı konuları Dünya Bankası Türkiye Direktörü'ne şu cümlelerle aktardı.

"Bu görüşmede, Türkiye ve Rusya'nın, 4 Ekim 2019'da imzalanan anlaşma kapsamında kararlaştırıldığı gibi, aralarındaki ticari işlemler sırasında, özellikle döviz kurunu ve özellikle Türkiye ile Rusya arasındaki piyasada ABD dolarının neden olduğu dalgalanmaları azaltmak için yavaş yavaş Türk lirası ve Rus rublesi kullanmaya başladıkları belirtildi. Ruble ve TL'nin kullanıldığı ticari işlemlerin hacmi yüzde 11,3'e ulaştı. Sadece Türk Pazarı değil, aynı zamanda ana ekonomilerden biri olarak kabul edilen Çin pazarı da bu yeni değişiklikleri benimsemiştir.

Şimdilik, Dünya Bankası'nın küresel büyüme, finans, ekonomi ve bankacılık sektörlerine ilişkin görüşlerini ve tutumunu, Rusya ve Çin gibi büyük ekonomiler tarafından uygulanan ödeme sistemlerinin euro ve ABD doları değer eksenine etkileri ile ilgili olarak bilgi edinmek istiyorum. Ayrıca, bu politikaların ve yeni uygulamaların bir tür fiyat kontrolü olarak kabul edilebileceği veya planlanan daha ileri adımlar için karşılıklı hizmet, mal ve değer değişimi ile sonuçlanan para sistemlerinin geliştirilebileceği de belirtilebilir. 

Bu son gelişmelerin bir sonucu olarak, Dünya Bankası'ndan, ABD doları yerine yerel para birimleriyle ticari pazar ödemelerini giderek değiştiren Rusya, Çin ve Türkiye gibi ülkelerin yeni uygulamaları dikkate alındığında, tutumunu değiştirmesini veya son gelişmelere dayanarak yön belirlemesini rica ediyorum. 

Dünyadaki bu ekonomik gelişmelerin sonuçları ve özellikle SWIFT sistemini devre dışı bırakmak ve bunun yerine SPFS sistemine işlevsellik sağlamak gibi para ve finansal piyasalar açısından Dünya Bankası'nın büyümesi, finansal tahminleri ve küresel ekonomik beklentileri hakkında nasıl bir güncelleme öngörüyorsunuz?

Öte yandan, Türkiye ciddi bir şekilde borç biriktirdi. Bu borçların büyük bir kısmı Batı dünyasından ithal edilen Sanayi ürünlerine ödenen paradır. Gerçek şu ki, Türkiye son zamanlarda Sanayi politikasını yerelleştirmeye ve ithalatı azaltmaya yönlendirdi ve kendi endüstrisini yaratmaya odaklandı. Bu bağlamda, Türkiye'nin ithalat temelli sanayisinde Çin-Hindistan-Kore gibi sanayi ülkelerinin teknolojilerini ve yerelleştirme planlarını kullanarak dış borç yükünü azaltabileceğine inanıyorum.

Ayrıca, Türkiye henüz tüm yatırım sektörleri için tam kapasitesini kullanmamıştır. Ancak, kullanımını artırmaya devam ediyor. Bu nedenle sanayi üretimi büyümesi son 10 yıldır devam etmekte ve sürdürülmektedir. 
Bu gelişmeye paralel olarak, yukarıda belirtilen ülkelerle MIR ve SPFS sistemlerini kullanarak, Türkiye ekonomisini dolar/Euro'ya bağımlı olmayan bir yapıya dönüştürebilir. Bu konuda da değerli görüşlerinizi almaktan mutluluk duyacağım..."
Ancak, Dünya Bankası Direktörü'nden bu konuda hiçbir yanıt gelmedi. Belli ki ABD'den, merkezden gelecek görüşü bekliyor!..

MEKTUBUN İNGİLİZCE ORİJİNALİ

Dr. Selim Sarıibrahimoğlu’nun Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste T. Kouamé tarafından cevaplanması talebiyle gönderilen mektubun İngilizce orijinali şöyle:

Dear Mr. Auguste Tano Kouame,
I hope this e-mail finds you well.

First of all, I would like to congratulate you for your successful speech on the event of ‘’Global economic Prospects: Slow Growth, Policy Changes’’. Both during your speech and after evaluating the report, the bullet points raised by your side are quite beneficial on behalf of us, as an international lawyer specialized in finance, economy and banking issues.

According to the Press Release published by the World Bank it is directly stated concerning the price controls that ‘’While sometimes  used as a tool for social policy, price controls can dampen investment  and growth, worsen poverty outcomes, cause countries to incur heavy  fiscal burdens, and complicate the effective conduct of monetary  policy. ’’Moreover, in this Release it is also mentioned that.‘’ Productivity growth, a primary source of income growth and driver of poverty reduction, has slowed more broadly and steeply since the  global financial crisis than at any time in four decades. In emerging market and developing economies, the slowdown has reflected weakness in investment and moderating efficiency gains as well as dwindling resource reallocation between sectors.’’. When all these statements are taken into consideration, it is concluded that ‘’To maintain low  and stable inflation amid mounting fiscal pressures and the risk of exchange rate shocks, policymakers need to strengthen monetary policy  frameworks and central bank capacity and replace price controls with  more efficient policies.’’

Even after the recent economic situation has been evaluated in general, the specific determinations both concerning the Regional Aspects and major risks have been made within the scope of this Report.

When the fact that I have been practicing my profession as an attorney, especially in finance, banking and investment-related matters for many years, my doctorate thesis is about the customs union which has become a case-law in the European Union and I have been working on similar subjects for a while, I need your opinions on a few issues that I consider important as I have the opportunity to tell you on the day of this valuable event. Please also find attached the 2020 report prepared by our law office. 

On this occasion, I would like to draw your attention to some of the issues discussed at the meeting held by under secretariat of Trade of Russian Federation a day before  the meeting for Global Economic Prospects took place to which Russian Finance experts  also attended.

In this meeting, it was mentioned that, Turkey and Russia have begun gradually to use TRY and Russian Rouble during the commercial transactions between them as agreed under the agreement signed in October 4th,2019 especially to reduce the foreign currency and in particular the pressure fluctuations caused by US dollars in the market between Turkey and Russia. In addition, as a result of this Agreement it is also decided to use SPFS system instead of SWIFT which is dollar based system and the ‘’MIR’’ payment network processor rather than MasterCard and Visa during the international transactions.

For only recent years the Russian Rouble was used in 11.3% of the commercial transactions with Turkey. However, not only Turkish Market but also Chinese Market which is deemed as one of the main economies, has been adopted these new changes as well. The alternative payment network processor MIR and also SPFS system helped to develop important aspects and close relations thanks to the commercial transactions made with Russian Rouble and Chinese Yuan. Moreover, it can be inferred that the market between China and Russia has been more active than ever thanks to these alternatives.

For now, I would like to learn the views and attitude of the World Bank regarding global growth, finance, economy and banking sectors concerning the effects of the payment systems implemented by major economies such as Russia and China on value axis of Euro and US Dollars.

Moreover, it can also be stated that these policies and new implementations may be deemed as kind of price controls or for further steps planned developing monetary systems which ends up with mutual exchange of services, goods and values.  As a result of those recent developments, I am kindly asking the World Bank to change its attitude or adopt itself to recent developments when the new implementations of the countries such as Russia, China and Turkey which increasingly shifts the commercial markets payments by local currencies rather than US Dollars, are taken into consideration.

On the other hand, in general, I am interested in projects and investments related to China, India, Korea, Mexico, Vietnam, Russia, Kazakhstan, Brazil and Japan, and I also have the opportunity to observe the industrial developments taken place in those countries due to my business development activities. Thanks to the developed and comprehensive R&D activities of the aforementioned countries, they have been increased their quality and production due to the fact that they have taken important steps in order to catch up with the advanced technology in terms of and in this context, they have increased their quality and production in all kinds of production fields within the industrial sectors except war industry. I observe that such countries have started to get more shares from the shares of the Europe and United States especially in terms of the production of commodity and  industrial products. As a unic example last year we exercised court expertice regarding a thermic plant , all the parts constructed by Chinese company was perfectly done as an outcome, the defective parts on the other hand were mostly done by western countries.In my opinion, this issue is able to add a different dimension to the opinions and evaluations of both the World Bank and you personally about all these issues.

If you provide your opinion for the question: “How do you foresee an update on the growth, financial forecasts and Global Economic Prospects of the World Bank when the results of these economic developments in the world, and in particular, in terms of money and financial markets such as disabling the SWIFT system and providing functionality to the SPFS System instead?” I will be appreciated.
 On the other hand, Turkey has seriously accumulated debts. A large part of these debts are the money paid to industrial products imported  from the western world. In this case, the fact that Turkey has recently been directed its industrial policy to localization and reducing imports and concentrated on making its own industry. In this context, I believe that Turkey can reduce the external debt burden by using technologies and localization plans of industrial countries' such as China-India-Korea in its import-based industry.

Furthermore, Turkey has not yet used its full capacity for the entire investment sectors. However, it continues to increase its use. For this reason, industrial production growth has been continuing and sustainable for the last 10 years. 

In parallel with this development, using the MIR and SPFS systems with the countries mentioned above, Turkey can turn its economy into a non-dollar/euro-dependent structure.  It will make me happy to receive your valuable opinions on this matter as well.

Thank you in advance and waiting for your prompt response.
Best Regards,
Dr. Selim Sarıibrahimoğlu

AUGUSTE T. KOUAMÉ KİMDİR

Küresel Ekonomi ve Yoksulluk ölçme alanlarında uzman olan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste T. Kouamé, resmi hesapta şu cümlelerde tanıtılıyor:

Auguste T. Kouamé Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü'dür. 
Mayıs 2019’da bu göreve gelmeden önce, Dr. Kouamé Ocak 2017 ile Nisan 2019 arasında Dünya Bankası Grubu’nun Bağımsız Değerlendirme Grubunda (IEG), İnsani Kalkınma ve Ekonomik Yönetim Bölüm Direktörü olarak görev yapmıştır. Ekonomik yönetim ve ülke programları ile insani kalkınma ve kurumsal stratejilere ilişkin bağımsız değerlendirmelerin gözetimini gerçekleştirmiştir.

Bağımsız Değerlendirme Grubu’na katılmadan önce, 2014 ile 2017 yılları arasında Dünya Bankası’nın Makroekonomi ve Mali Yönetim Küresel Uygulama Grubu bünyesinde, sırasıyla Orta Doğu ve Kuzey Afrika Uygulama Yöneticisi ve Latin Amerika ve Karayipler Uygulama Yöneticisi olarak görev yapmıştır.

2008 ile 2014 yılları arasında, Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Yönetim Birimi bünyesinde Ekonomik Politika Sektör Yöneticisi, Sektör Lideri ve Baş Ekonomist olarak görev yapmış ve orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesi Baş Ekonomist Vekili olarak hizmet vermiştir. 2005 ile 2008 yılları arasında, Dünya Bankası Grubu Başkanının asistanı olarak çalışmıştır. Kurumsal düzeydeki bu görevler öncesinde, Dr. Kouamé 2002 ile 2005 yılları arasında Dominik Cumhuriyeti - Santo Domingo’da Kıdemli Ülke Ekonomisti ve daha sonra Haiti’de Dünya Bankası Temsilcisi olarak saha görevlerinde yer almıştır.

Dr. Kouamé Dünya Bankası’nın 1998/99 yılında yayınladığı “Kalkınma için Bilgi” temalı Dünya Kalkınma Raporunun çekirdek ekibinde görev almıştır. Dr. Kouamé 1996 yılında Genç profesyonel olarak Dünya Bankası’na katılmadan önce Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nda çalışmış ve Fildişi Sahili ve Fransa’da Uygulamalı Ekonomi eğitimi vermiştir. Dr. Kouamé Fildişi Sahili vatandaşıdır.

Dr. Kouamé Paris’teki Ecole Nationale de la Statistique et de l’Administration Economique (ENSAE) okulundan mezun olmuştur ve yine Paris’teki Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales (EHESS) ve DELTA araştırma merkezinden (günümüzde Paris Ekonomi Okulu adını almıştır) Ekonomi Doktorası derecesine sahiptir.

 


Yorum Yazın