Can Baydarol yazdı:

Cumhuriyet Bayramının ardından

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Cumhuriyet Bayramının ardından
Abone ol

1981-1984 yılları arasında François Mitterand’ın kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Claude Cheysson ile Le Monde gazetesinde yapılan bir röportaj belleğimdeki yerini hep muhafaza etti.

Soru: 20 yılın ardından ilk defa sosyalistler iktidarda, siz de çok önemli bir bakanlığın başına geldiniz. Fransa’nın dış politikasında yüzde kaç oranında bir değişiklik beklemeliyiz?

Cevap: Bilebildiğim kadarı ile 1789’dan bu yana Fransa’nın dış politikasını Fransa Dışişleri Bakanlığı yapmaktadır. Çok başarılı olursam, belki yüzde 1 ile 2 arasında etkim olabilir.

Peki yılların ardından aynı soru ülkemizde sadece Dışişleri değil, bütün yürütme organlarının başındaki kişilere sorulsa, benzeri bir cevabı almak söz konusu olabilir mi? ya da cevap verebilecek babayiğit çıkar mı?

Bana göre böyle bir soruyu sormak bile çok gereksiz. Sadece yürütme için mi? Benzeri soruyu yasama için de (ne kadar yasama yetkisi kaldıysa?), yargı için de sormanın abesle iştigal etmek anlamına geldiği ortada. Dördüncü gücün son sansür yasası ile imha edilmek arzusu da hepimizin malumu.

Peki bu koşullarda güven erozyonu oluşmaz mı?

Aklın ve bilimin önünü ideolojik ön yargıların aldığı sistem ya da sistemsizlik hakim olduğu oranda sonuna kadar oluşur.

Son dönemlerde yazdığım çoğu yazımda, Rusya – Ukrayna savaşına bağlı olarak Türkiye’nin pek çok açıdan artan stratejik öneminin altını çizdim. Enerji, lojistik, tahıl geçiş koridoru (hoş Rusya şimdilik anlaşmayı askıya aldı) hepsi Türkiye’nin stratejik önemini artırdı. Bu koşullarda Türkiye’ye sermayenin yağması gerekirken, aksine kaçışlara tanıklık etmenin arkasında bu güven erozyonu yatmıyor mu?

Ne TÜİK’in enflasyon rakamlarına, ne Sağlık Bakanlığı’nın artık açıklanmayan Covid verilerine güvenen kalmadıysa ülkemizde sağlıklı bir bilimsel analiz nasıl yapılabilir? Bu koşullarda kendi vergilerimizle yetiştirdiğimiz binlerce gencimizin yurt dışına göçünü nasıl engelleyebiliriz? Bir ülkenin en önemli gücünün yetişmiş insan gücü olduğunu nasıl unuturuz?

Benzeri yüzlerce soruyu arka arkaya sormak mümkün.

Gelelim dış politikaya…

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.


Yorum Yazın