At nalı yengeçleri tehdit altında!

Covid-19 aşıları alarm veriyor!

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Covid-19 aşıları alarm veriyor!
Abone ol
Bilim insanları, mavi kanları ilaç şirketleri için büyük önem taşıyan At nalı yengeçlerinin neslinin yakında tükenebileceği konusunda uyardı

Kitlesel yok oluşlardan ve birkaç buzul çağından sağ çıkan at nalı yengeçleri yaklaşık 450 milyon gezegenimizdeler. Ancak, bilim insanları mavi kanları ilaç şirketleri için büyük önem taşıyan bu canlıların neslinin yakında tükenebileceği konusunda uyardı. At nalı yengeçlerinin mavi kanı toksik bakterilere duyarlı olan Limulus polyphemus (LAL) olarak bilinen bağışıklık hücreleri içeriyor. Bu nedenle ilaç şirketleri Covid-19 aşıları da dahil olmak üzere, çeşitli tedavileri ve ilaçları bu kan üzerinde test ediyor.

Koronavirüs aşılarının test edilmesinde hayati bir yeri var

Yaklaşık 450 milyon yıldır Dünya’da olan ve yaşayan fosiller olarak kabul edilen at nalı yengeçlerinin mavi kanı yaklaşık 20 yıldır ilaç endüstrisinde kullanıyor. Bu hayvanlar, aynı zamanda şu anda piyasada bulunan corona virüs aşılarının test edilmesinde hayati bir araç oldu.

Bilim insanları, Limulus polyphemus (LAL) adlı bilinen bağışıklık hücreleri içerin mavi kanı almak için at yengeçlerinin kanlarını boşaltıyor ve okyanuslara geri gönderiyor. Ancak, yapılan son çalışmalar yengeçlerin çoğunun okyanusa geri bırakıldıklarında öldüğünü gösterdi.

Sentetik LAL üreten bir bilim insanI olan Kevin Williams, Washington Post'a verdiği demeçte, "Şu anda olduğu gibi, ilaçların endotoksin testi için tüm tedarik zinciri, savunmasız veya neredeyse soyu tükenmiş bir deniz canlısının hasadına dayanıyor" dedi.

Bununla birlikte bilim insanları ve çevre aktivistleri, atlantik at nalı yengeçlerinin sonunun  esas olarak biyomedikal testler sonucunda Tayvan'da soyu tükenen ve Hong Kong'da yok olan Asya at nalı yengeci gibi olabileceğinden endişelendiklerini açıkladı.

Yüzde 30'a kadarının okyanusa döndüklerinde öldü

ABD’de ise at nalı yengeci popülasyonu şu anda tehlikede olmasa de, son veriler kanları için toplanan yengeçlerin yüzde 30'a kadarının okyanusa döndüklerinde öldüğünü gösteriyor.

Amerikan firması hala laboratuvarlarda at nalı yengeçleri kullanmayı sürdürüyor

California merkezli bir vahşi yaşamı koruma grubu olan Revive and Restore'un kurucu ortağı Ryan Phelan, Avrupa ve Asya'daki ilaç şirketlerinin, Limulus polyphemus'un sentetik bir kopyasını kullanmaya geçtiğini, ancak birçok Amerikan firması hala laboratuvarlarda at nalı yengeçleri kullanmayı sürdürdüğünü belirterek şunları söyledi:

"ABD'de, 2013-2017 yılları arasında yılda 525 bin  at nalı yengeci yakalandı. Atlantik Devletleri Deniz Balıkçılık Komisyonu, kanamaya bağlı ölümlerin ortalama yüzde 15 (yüzde 4 ila yüzde 30) olduğunu tahmin ediyor ve bu da yaklaşık 78 bin 750 at nalı yengecinin ölmesi demek.”

Litre başına 15 bin dolar getiri sağlıyor

Diğer taraftan, Atlantik Deniz Balıkçılık Komisyonu a 2019'da ABD laboratuvarlarının 640 bin  at nalı yengecinden kan çıkardığını bildirdi. The Verge'e göre, at nalı yengeci kanı 500 milyar dolarlık bir endüstri haline geldi. Buna göre, hayvanların kanı litre başına 15 bin dolar getiriyor. Hala eski uygulamaya bağlı kalan bir Güney Carolina laboratuvarı olan Charles River’ın piyasa değerinin ise bu nedenle yaklaşık 13 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. 

Şirketin temsilcileri, daha önce her yıl 80 milyondan fazla LAL testinin yapıldığını söyledi. 1987 yılında  tesisi kuran Dr. James Cooper, geçen yıl bir şirket yayınında şunları yazdı:

"At nalı yengeci kan bağışı, insan kan bağışına benzer. Yengeçler birkaç dakikalığına kanar ve zarar görmeden denize geri döndürülür.”

Ancak, araştırmalar Cooper’ın söylediklerinin aksini gösteriyor. College of Charleston'da yapılan farklı bir çalışmada, Sekiz dakika gayri resmi olarak endüstri genelinde maksimum kanama süresi olarak kabul ediliyor.

At nalı yengecinin kanının yarısının bu sekiz dakika içinde çekiliyor. Yakalanmanın stresini, su dışında geçirilen saatleri ve laboratuvarda kötü muameleyi dikkate almadığınızda bile kanı çekilen hayvanların hareket kabiliyeti düşüyor ve okyanusa bırakıldıklarında can veriyorlar” denildi.


Yorum Yazın