Kulislerde ne var, ne yok

CHP’de fotoğraf krizi nasıl aşıldı, HEDEP açık kapı politikasında kararlı...

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
CHP’de fotoğraf krizi nasıl aşıldı, HEDEP açık kapı politikasında kararlı...
Abone ol

CHP’nin 38.  Olağan Kurultay’ında Genel Başkanlığa seçilen Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,  TBMM’de 130 milletvekilinin odasına asılacak fotoğrafı olası bir krizin eşiğinden döndü. Geçtiğimiz hafta kısa süreli de olsa tansiyonu yükselten olay şöyle: “Genel Merkez talimatıyla geldiklerini belirten görevliler, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun duvardaki fotoğrafı yerine aynı çerçeveye Genel Başkan Özgür Özel’in resminin konulacağı bilgisini verdi. Duvardan eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının indirilmesine karşı çıkan vekiller doğru bulmadıkları bu taleple ilgili doğrudan telefonla aradıkları Genel Başkan Özgür Özel’den destek aldı. Duruma anında müdahale eden Özel’in ‘böyle bir şey olur mu’ dediği öğrenildi. Özel’in müdahalesi sonrasında Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı duvardaki yerini korudu. Kulislerde, Genel Başkanın haberinin olmadığı bu talimatın arkasında kimin olduğu merak konusu.

--

HEDEP, kayyum teminatı verirse masaya oturur mu?

Siyasi partiler 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde izlenecek politikalarını beliriyor.  İttifak mı  kurulacak, işbirliği mi olacak bunun nabzı tutuluyor. Kürt seçmenin tercihi bu seçimde de belirleyici olacak. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Genel Merkez ve Meclis Grup yöneticileri, herkese kapılarının açık olduğunu belirtirken, açık, şeffaflık vurgusu altı  çizilen vurgu olarak dikkat  çekiyor. Daha önceki seçimlerde açık ve aleni bir politika izlenmemesi  seçmenin tepkisine  neden olmuştu. Bu nedenle, aynı hataya düşmek istemeyen HEDEP, olası bir ittifak ya da iş birliği kararında kamuoyunun gözü önünde bir protokol şartıyla masaya oturacak.  Kulislerde, bazı bölgelerde işinin zor olduğu yorumu yapılan Cumhur ittifakından AKP’nin HEDEP’in kapısını çalıp çalmayacağı merak ediliyor.  AKP’nin, kayyum teminatını açık bir protokole bağlaması halinde HEDEP kanadının masaya oturup oturmayacağı da tartışılıyor.

--

 Tahir Elçi Araştırma Komisyonu'na 138 engel mi?

CHP Meclis Grubu geçtiğimiz hafta İstanbul Milletvekili Türkan Elçi ve arkadaşları tarafından Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayının aydınlatılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilen Meclis araştırması önergesini diğer önergelerin önüne alarak görüşmelere açtı.   Öneri üzerinde Türkan Elçi’nin yanı sıra HEDEP, Saadet ve İYİ Parti temsilcileri de söz aldı. AKP Grubu adına söz alan Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, araştırma önergelerinin, yargının alanına girmeden bir konu üzerinden kurulacağını belirterek Anayasa’nın “Yasamada, yargıda devam eden davalarla ilgili bir önerge verilmez, konuşulmaz ve yargının alanına girilemez” hükmünü düzenleyen 138. Maddeyi gerekçe gösterdi. Bunun üzerine Genel Kurul’da tartışmanın da yolu açıldı. “Maalesef ülkemizde Anayasa ne kadar uygulanıyor “ diyerek  AKP sözcüsünün gerekçesine karşı çıkan Tanal, Rabia Naz, Soma kömür faciası, Adana’daki Aladağ yurt yangını ve Faili meçhul cinayetlerle ilgili açılan dava ve soruşturmalara rağmen  Meclis’te komisyonlar kurulduğunu belirtti ve “Onun için, o söylediklerinizin hakikatle ve gerçekle hiçbir alakası, ilgisi yok” dedi. Sonuçta, önerge  iktidar oylarıyla reddedildi.  Genel Kurul’da ki konuşmalardan bir bölüm şöyle:

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar): Değerli arkadaşlar, araştırma önergeleri, sık sık söylediğimiz gibi, yargının alanına girmeden ancak bir konunun gerçekten Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılması ihtiyaç hasıl olduğunda mutlaka bu komisyonun kurulup görev yapması gereken bir İç Tüzük ve Anayasa hükmü. Anayasa’mız yine açık ve net bir şekilde der ki: “Yasamada, yargıda devam eden davalarla ilgili bir önerge verilmez, konuşulmaz ve yargının alanına girilemez.” Az önce Sayın Elçi’nin konuşmasını dikkatle dinledim. Söyledikleri hususlardaki, yargıdaki eksikliklerin mutlak surette giderilmesi için yargı ve yargının üst organı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından iletilmesi, eğer mahkemenin verdiği kararda bir eksiklik, yanlışlık varsa da bunun bütün süreçlerde en sıkı şekilde takip edilmesi gerekiyor. En son durumu sordum, az önce bahsedilen kamera kayıtlarıyla ilgili olarak 5 Temmuz 2023 tarihinde Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi 8 no.lu oturumda ilgili kayıtların, adli tıptan gelen kayıtların TÜBİTAK tarafından incelenmesi ve netleştirilmesiyle ilgili müzekkeresini yazmış, 29 Kasıma da duruşmasını tehir etmiş.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) – Dolayısıyla yargı süreci hiç tereddütsüz devam ediyor, devam etmeli ancak yargı sürecine bizim Meclis olarak müdahil olmamız, yargı erkini kullanmaya çalışmamız Anayasa’mızdaki erkler ayrılığına mutlak bir müdahaledir; bu, araştırma komisyonunun görevi alanında değildir. O nedenle bize düşen, yargının bu işleyişini yürütmek üzere gayret etmesine zemin hazırlamak, eğer eksiği varsa mutlak surette Hâkimler Savcılar Kuruluna, Adalet Bakanlığına, ilgili yerlere iletmemiz gerekir.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Dünyanın her yerinde parlamentolar faili meçhul cinayetleri inceler. 1990’larda olmuş, bu komisyonlar kurulmuş, bu komisyonlar çalışmış. “Yargının işine karışmayalım.” Yargının hâli ortada zaten, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay birbirine girmiş, yargı Parlamentoya müdahale etmiş “Yargıya karışmayalım.” Sorun sadece yargı konusu değil, artık bu sorumsuzluk hâline gelmiş ama burada konuşma böyle olmamalıydı, ben yakıştıramadım. (CHP sıralarından alkışlar)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) – Şimdi bu tür konular her gündeme geldiğinde Adalet ve Kalkınma Partisi aynı refleksi gösteriyor ve yargının alanına biz müdahale etmeyelim… Yani yasama, sorumlu davranan bir yasama -ki öyle olması gerekiyor- yargının alanına müdahale etmiyor, sadece yargıdaki eksikliklerin neden kaynaklandığına dair araştırma yapılsın istiyor. Bu yargının sürdürmekte olduğu bir davaya dair sonuç çıkarmak anlamına gelmez ki. Rabia Naz Komisyonu kuruldu burada. Tamamlanmış mıydı süreç Rabia Naz davasında? Tamamlanmamıştı. Bu Komisyona bütün partiler, hep beraber üye vermedik mi geçen dönem? Verdik. Ortaya bir rapor çıkmadı mı? Çıktı. Daha geriye gidelim -biraz evvel Sayın Başkan ifade etti- faili meçhuller raporunu hazırladı bu Meclis yıllar evvel, 90’lı yıllarda.

 ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ben hiçbir zaman şunu söylemiyorum: Yasamada yargıyla ilgili bir konu konuşulmaz, araştırma komisyonu kurulmaz vesaire demiyorum. Elbette ki kurulur, yargının sorunları, işlemedeki eksiklikleri, yargıyı daha iyi nasıl yapabiliriz diye bunlar konuşulur ve araştırma komisyonu kurulur, gerektiği zaman kurulması da gerekir ancak bu önergenin konusu doğrudan yargının alanı. O nedenle, buna uygun bir kurulmaz.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ Hatibi şunu söyledi: “Hakkında dava açılmış olan konularla ilgili Meclis araştırması Anayasa hükümleri uyarınca yapılamaz.” ama maalesef ülkemizde Anayasa ne kadar uygulanıyor?

Mesela, ben size 4 tane örnek vereceğim Sayın Hatip:

1) Rabia Naz davası açılmıştı. Burada araştırması önergesi verildi, kabul edildi.

2) Soma kömür faciasıyla ilgili ceza davası devam ediyordu, Meclis araştırması önergesi o dönemde verildi, komisyon kuruldu.

3) Adana’daki Aladağ yurt yangınında dava açılmıştı, o dönem araştırma önergesi verildi, burada komisyon kuruldu.

 4) Faili meçhul cinayetlerle ilgili davalar açılmıştı, soruşturmalar devam ediyordu, burada komisyonlar kuruldu. Onun için, o söylediklerinizin hakikatle ve gerçekle hiçbir alakası, ilgisi yok.

---

Mahkemelerin bağımsızlığı

MADDE 138- Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez


Yorum Yazın