Bir Leyla Emeç Tavşanoğlu Röportajı

Amanullah Han ve Tarzi Ailelerinin Reisi Ömer Tarzi: Artık top Afgan halkında

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Abone ol
Afgan Kralı Amanullah Han ailesinin oğlu ve ülkenin ilk Dışişleri Bakanı Mahmud Tarzi'nin torunu anlatıyor...

Yayın Kurulu Üyemiz Leyla Emeç Tavşanoğlu'nun, Ömer Tarzi ile yaptığı röportaj şu şekilde:


Önceki yazımda da belirttiğim gibi konuğum Ömer Tarzi bağımsız Afganistan’ın ilk kralı Amanullah Han’ın eşi Kraliçe Süreyya’nın yeğeni. Dedesi gene bağımsız Afganistan’ın ilk Dışişleri Bakanı Kandahar Serdarı Mahmud Tarzi. Amanullah Han ve Tarzi aileleri evlilikler nedeniyle hısım,akraba. Amanullah Han ve Tarzi ailelerinin reisi konumundaki  Ömer Bey, konuşmamızda Afganistan’da bugün gelinen durumu değerlendirirken diyor ki: “Artık karar Afganlılar’ın. Yani top Afgan halkında.” Ömer Tarzi geri kalmış toplulukların içine düştükleri durumu değerlendirirken  dedesi Mahmud Tarzi’nin bir sözünü hatırlatıyor:”Cehaletin uyuşukluğu içinde yaşamak en mesut hadisedir.” Afgan kadınların Taliban’a karşı eşit haklar mücadelesinden gurur duyduğunu belirten  Ömer Tarzi ülkenin “geçilemez” olarak nitelenen Pençşir eyaletindeki direniş hareketinin nasıl sonuçlanacağını merakla beklediğini söylüyor.

-Kabil’de, dedeniz Afganistan’ın ilk Dışişleri Bakanı Mahmud Tarzi adına kurduğunuz kültür vakfı ve okul için Türkiye’den destek geldi mi?

TARZİ- Çok güzel destek geldi. Türk Hükümeti’nin ve TİKA (Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) kuruluşunun hem maddi hem manevi desteğiyle Mahmud Tarzi arazisi içinde 16 derslikli bir bina yaptık. Binanın müzik salonu, laboratuvarları, her şeyi tarafımızdan karşılandı. O zamanki Afganistan Milli Eğitim Bakanı Akmar özel bir jest yaparak bana teşekkürlerini bildiren resmi bir yazı gönderdi. İki yıl önce de o yeni yapılan binaya Serdar Ömer Tarzi Hall diye benim ismimi verdiler. Bu da benim için çok onur verici. Şu anda vakfımız ve okulumuz devam ediyor. Gelişmeleri izliyoruz.

-Afganistan’a 2009’dan sonra sizin bir daha gitmenizi neden istemediler? Oradaki varlığınızdan kim ya da kimler rahatsız oldu?

TARZİ- Şöyle söyleyeyim: Seven insanların seven insanlara karşı sevgi duygusu. İyilikler yaptığınız zaman karşılık görmek çok güzel bir şey. Afganistan’da bir tabir vardır. “Sokakta yürüyen adamın kaderi elli cent’lik kurşuna bağlıdır” derler. Yani her an kim vurduya gidebilirsiniz.

Ben bunu oradaki suç unsuru olarak göstermek için söylemiyorum. Dünyanın her tarafında yer altı faaliyetlerinin yol açtığı olaylar var. Şunu söyleyebilirim: İyi insanların bulundukları ortamda olmak büyük bir şans. Dolayısıyla bu, dikkat çekmek, ikaz etmek, bir sevdiğini korumak gibi bir konuşma oldu. Ondan sonra da ben artık gitmemeyi yeğledim. Ona da başta kızım sebep oldu. “Hayır baba, bundan sonra gitmeyeceksin,”dedi.

-Bugünkü durumda Taliban’a gelirsek. Artık Afganistan’ın neredeyse tümünü ele geçirdikten sonra, biz artık eski Taliban değiliz, gömlek değiştirdik, mesajı veriyor. Sizce bu mümkün mü?

TARZİ- Orada ilginç olan kısım ülkede yaşayanların ne istediği. Bir halk bir şeyi isterse sahip olur. Amanullah Han’la yaptıkları gibi bir millet, devlet olmak istediler. Düşman olarak gördükleri bir orduyu (İngiliz) saf dışı bırakmak istediler ve yaptılar.

Bugünkü olaya şimdi aklıma gelen bir cevap tatmin edici olur mu acaba? Kadınlar Afganistan’da sokaklarda yürüyor, gösteri yapıyorlar. Ciddi de mesajlar veriyorlar. Sizin de söylediğiniz gibi, o grupta, değiştik, diyen sözcü mesaj yolluyor. “Benim sokaktaki muhafızlarım, gençlerim sokakta kadın görmeye alışık değil. Ne yapacaklarını bilemem. Onun için bu işi bitirin,” diyor.

Bence sorunuzun cevabı bu cümlelerde. Önümüzdeki günlerde neler olacağını göreceğiz. Bir grubun olaya el koyması, memleket bütününe sahip çıkması başka bir şey, o sahip çıktığı ortamın alt yapısının nasıl bir reaksiyon göstereceği başka bir şey.

-Yani siz, Taliban’ın halkta karşılığı olmadığını mı söylemek istiyorsunuz?

Tarzi-ABD çekildikten sonra Taliban grubuna Afganistan’a girmesi için altmış günlük süre verilmişti. Ama olay altı günde bitti.

"Cehaletin uyuşukluğu içinde yaşamak en mesut hadisedir"

-Bu nasıl oldu?

TARZİ- İlk başta konuştuğumuz güç organizasyonunun olmayışından. Öyle olsaydı çok kan dökülürdü. Bu da hiç istemediğimiz bir şey. Ama bir hareket başladıktan sonra da onu durdurmanın imkanı olmuyor.

Şimdi bir kolay geçiş başlangıcındayız. Bekleyeceğiz. Burada sadece baba toprağı olan Afganistan’a bağlı bir insan olarak söylüyorum. Orada yaşayan insanların istekleri, rahatları, ilerlemeleri paralelinde gelişsin gelişmeler.

-Afganistan’ın kuzeyindeki girilemez denilen Pençşir’e Taliban’ın hakim olmaya başladığı söyleniyor. Bu haberin doğruluk payı nedir?

TARZİ- Son gelen haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla orada başlayan direniş devam ediyor. Pençşir değişik yapısı olan bir bölge. Çünkü Ahmed Şah Mesud zamanında başlayan mücahidin hareketinin merkezi.

O dönemlerde ablam Leyla Amanullah Han’ın oğluyla evliydi. Cenevre’de yaşıyorlardı. Mücahidin grubuna destek sağlamak, memleketin kurtuluşu olacak bir harekete destek vermek için Cenevre’de kermesler düzenlendi. Buna Batılı insanlar da katıldılar. Oradan toplanan gelirle Afganlılar’a yardım sağlandı.

Bugün ise Afganistan değişik bir döneme girdi. Ordu üç-dört gün içinde yok oldu. Askerlerin bir kısmı komşu ülkelere geçti. Söylemem doğru mu bilmiyorum ama demek ki ordu yokmuş.

Büyükbabam Mahmud Tarzi’nin bir sözü vardı. “Cehaletin uyuşukluğu içinde yaşamak en mesut hadisedir,” derdi. Cehaletin içinde kalındığı anda onun tatlı rehavetinden çıkmamak için kendi egolarını bir türlü tatmin etme olayı.

Ama orada kadınlar var.  O kadınlar, büyükbabamın dediği gibi, vatan kurtaran insanlar.

-Ama o kadınların yanında hiç erkek görünmüyor...

TARZİ- Ahmed Şah Mesud o zaman Pençşir’den çıkmıştı. O hareketi başlatmıştı. Ahmed Şah Mesud Afgan Aslanı olarak anılan bir kahraman. Yani Afganistan’da bir Amanullah Han, bir Mahmud Tarzi, bir de Ahmed Şah Mesud var. Belki daha bir takım kıymetli şahsiyetler var ama Afganlılar arasında bu üç isim geçiyor.

Ahmed Şah Mesud da kendisiyle röportaja gelen Belçikalı  bir fotoğrafçının düzenlediği suikastta öldürüldü. Üstelik çok sıkı korumalara rağmen.

-Neden peki?

TARZİ- Çünkü başarmaya başlamıştı. Diyorum ya, birbirini anlayan, birbirinin menfaatlerini kollayan  insanların bir arada olması önemli. Bu da iyi yapıların oluşmasıyla ortaya çıkar. İçerde bu iyi yapı kurulurken dışardakilerden bir kısmı bu iyi yapıyı istemediler. Çünkü her şey ellerinden gidecekti.

Demin konuştuğumuz yer altı kaynakları, stratejik yapılar, vesaire hepsi gidecekti. O nedenle de genç yaşta Ahmed Şah Mesud’u öldürdüler.-

-Demek Pençşir bölgesinde Ahmed Şah Mesud’un ismi hala bir efsane ki şimdi iki oğlu bölgede direniş hareketini başlattı...

TARZİ- Onlar da o inancı sağlayacak alt yapılarda çalışıyorlar. Ama nereye gider, ne şekilde gelişir? Beklemek lazım. Benim amacım. İnsanların beraber. İyi şekilde, huzur içinde yaşamalarıdır. Belki bunu yaşım icabı söylüyor olabilirim ama bugüne kadar edindiğim hem sosyal hem de iş tecrübeleri bende böyle bir duygular uyandırdı.

Mutlaka çevremizi kendimizle uyum sağlayacağımız insanlarla çevreleyip onlarla beraber olmalıyız. Bu demek değildir ki kendimizi toplumdan enterne edeceğiz.

Ama devlet stratejisinde bu yok. Devletler birbirleriyle ilişkilerini kendi insanlarının yararına kullandıkları takdirde devlet olurlar. Liderlik de böyle bir şey.

-Ama Afganistan’da bu olamadı...

TARZİ- Olamadı. Belli bir zaman için bazı adımlar atıldı ama gelin görün ki kösteklemeler, dürülüp kaldırmalarla bugüne gelindi.

-Peki, Sovyet işgali de Afganistan’ın bir devlet yapısına kavuşamamasında etken oldu mu?

TARZİ-Ne İngilizler ne Amerikalılar ne de biraz ekonomik olarak girmek isteyen Almanlar... Hiç biri başarılı olamadılar. Olamazlar da. Demin söylediğim gibi Afgan halkı kan görmeye, kavga etmeye alışık. Vuruşmaya, dövüşmeye yatkın. Ama hiç bir zaman esarete gelemez.

-O zaman Taliban esareti altına da mı giremez?

TARZİ- Eğer Taliban’ınki de bir esaret oluyorsa onun altına girmezler. Şu veya bu şekilde ya da bir zamanda bu bir yerden patlak verecektir.

Şu kadarını söyleyeceğim. Bundan sonrası Afgan halkının elinde.


Yorum Yazın