Prof. Dr. Ahmet Özer yazdı:

AKP’nin yükselişi ve düşüşü

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
AKP’nin yükselişi ve düşüşü
Abone ol

Erbakan’ın söylemleri

Bu iktidar 20 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. İktidara geldiği gün ile bugün arasında en ufak bir benzerlik yok artık.  Birkaç hatırlatma ne demek istediğimizi açıklığa kavuşturacaktır:

AKP’yi kuranlar “Yenilikçiler” adı altında Refahtan koparak geldiler ve ilk seçimde iktidar oldular. Peki nasıl? Bu ekip ana damardan koparken iktidar yolunun refaha kapalı olduğunu iyice kavramıştı. Geldikleri kök ve hat üzerinden devam ederlerse iktidar olamayacaklarını gördüler. Levra sekülerizmi büyük oranda içselleştirmiş bir toplumda ve laiklik ilkesine sıkı sıkıya bağlı olan devlet katında gerekli meşruiyete sahip değillerdi. Çünkü liderleri Erbakan, serbest piyasayı adeta recmederek İslam Dinarından bahsediyor, Avrupa Birliğine Hristiyan Kulübü ilan ederek kökten karşı çıkıyor, Millî Görüşçü olduklarını söyleyerek demokrasiyi adata es geçiyordu. Hatta Avrupa Birliğini dini kaygılarla düşman ilan ediyor ve daha da önemlisi siyasal İslami yönetimi ima ederek demokrasinin kendileri için bir ara durak olduğunu söylüyordu.

Bu söyleme toplumun yanı sıra, ordu başta olmak üzere devletin çarkını döndüren kurumların cevaz vermeyeceği aşikardı. Bu yüzden bir kez hariç yıllarca % 5-7 bandında dönüp durdular. İşte bunu gören Erdoğan ve arkadaşları “Yenilikçilik” adı altında atağa geçip partiden ayrıldılar. “Yenilikçiler” denilen troyka sadece yenilikçi değil aynı zamanda pragmatiktiler. Daha sonra birçok konuda öyle olmadıkları bugün artık iyice anlaşılsa bile o zaman sureti haktan görünerek değiştiklerini söylediler ve Erbakan Hareketinden radikal bir kopuş yaşadılar.

“Yenilikçilerin” kopuşu

Evet, bu sadece bir ayrılma değil kökten bir kopuştu, daha doğrusu topluma deklere ettikleri buydu. Nasıl mı? Söz gelimi Erbakan’ın Hristiyan Kulübü dediği Avrupa Birliği için onlar Hristiyan kulübü değil, AB değerler manzumesidir diye ortaya çıktılar. Hatta daha ileri giderek Türkiye’yi AB’ye biz sokacağız dediler.  (2004 yılında AB ile müzakerelerin başlaması sonrası döndükleri Ankara’da gündüz gözüyle patlattıkları çata patları hatırlayın.)

Sonra en önemli kopuşu çizgi değiştirdiklerini ilan ederek yaptılar: Millî Görüş gömleğini çıkarıp attık ve Erbakan’ın aksine demokrasi bizim araç değil amaçtır dediler. Dış ilişkiler ve ideolojik planda bunları söyledikten sonra iş alemini, toplumu yakından ilgilendiren ekonomi alanında da radikal bir kopuşu dile getirdiler. Erbakan’ın İslam dinarı ve faiz rubadır söylemine karşı onlar tam tersine biz serbest piyasa düzenini savunuyoruz ve sürdüreceğiz dediler...

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.


Yorum Yazın