İnanç Uysal yazdı:

2 kutuplu seçim

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
2 kutuplu seçim
Abone ol

Ülkenin asıl sorunlarını konuşmaya başlayacağımız günlere çok az kala son olarak ben de bir siyaset yazısı daha yazayım da bir not düşeyim istedim.

Siyasetin dilinin zaten çok sert olduğu, üslup olarak naifmiş gibi görünenlerin bile en hafif tabirle iğneleyici olduğu bir ortamda kim haklı kim haksız bölümü herkesin vereceği oyla kendisine göre tespit edeceği bir hal. Bugüne kadar anketler, tahminler, analizler yapıldı ama en büyük anketin sonuçları Pazar akşamı belli olacak nasıl olsa.

Gerçekte dili ile, davranış biçimleri ile, gerçekten hizmet etmek konusunda istekli olduğunu gösteren çok önemli projeleri olan isimler yine her zamanki gibi kimsenin teveccühüne mazhar olmayacak. Bunun neden böyle olduğunu da biliyoruz ama aksini istiyor muyuz onu en azından ben bilmiyorum.

Yine “ülkenin son seçimine gidiyoruz, ya vatan ve din düşmanları kazanacak, ya da laiklik ve cumhuriyet düşmanları”

Seçimler yine son derece arabesk bir hal alarak, “Ya benimsin ya toprağın” şeklini almış durumda. Hatta bu halden kaçmaya çalışan birçok kişi dahi yine ve yeniden konjonktür büyüsüne kapılarak aynı ruh halinde.

Olay aslında iki tarafın da sadece kendileri varmış gibi davranarak diğer partiler yok muamelesi yapması iki taraf açısında da son derece konforlu. Hatta o kadar konforlu ki tutarlı olmak gibi bir dertleri bile yok. Bu iki ana aktörün karşılıklı olarak bu konforu kullanmalarından şikayetçi olanların hareket kabiliyetleri de bu konforlu kutsal alanları tarafından kuşatılmış durumda.

Aslında aynı sebeplerle bir taraf İYİ Partiyi diğer taraf da Yeniden Refah Partisini hedef tahtasına koymuş durumda. Bunu yapanlar da sadece siyasiler değil zaten, devletin resmi görevlileri, akademisyenler, gazeteciler. Yine uzun yıllardır devam eden ve “ Ama siz de” diye başlayan cümlelerle oluşturulmuş politikalara kurban veriyoruz halkı.

Başta da söylediğim gibi memleketin asıl sorunlarını gereken yerlerden konuşmayı da bu arabesk politika nedeni ile uzun zamandır ya konuşmuyor ya da başka yerden konuşuyoruz.  

Beni iki partinin siyaseti ve bunları seçmenlerine kabul ettirebilmesi açısından en çok şaşırtan şey aslında 20 yıldan fazla bir süredir en az 4-5 farklı siyaset tercih eden AKP’nin bütün yaptıklarını olduğu gibi kabul ettirebilmesi gibi CHP’nin de bu dönüşüme ayak uydurarak her AKP Politikasına aynı biçimde karşı çıkıp kabul ettirebilmiş olması.

Belki de ideolojiler yüzyılında kalma bir nesilden olduğum için bana o kadar da garip gelmemeli ama en azından bizden sonraki nesillerin hepsini birden kabul edebiliyor olmasını ideolojilerle açıklayamadığım için öyle geliyordur.

Allah’tan uzun bir süre yani 2019 ve 2023 seçimlerinde içinde bulunduğu ittifaktan ayrılmış olmakla tek başına ihanetle suçlanan İYİ Partinin imdadına çok kısa bir süre önce Yeniden Refah yetişti de olayın aslı biraz daha anlaşıldı. Dikkat ederseniz iki taraf da aslında neden bizi desteklemiyorsunuz diyor ama sonunda bizi desteklemezseniz diğerine çalışıyorsunuz demektir diye bir suçlama moduna geçiyor. Matematik bu sonuca işaret edebilir belki ama insanların özgür iradelerine hainlik isnadı ile karşı çıkmak en hafif tabirle haksızlık oluyor.

Şöyle düşünsek mesela CHP’nin tarihinde uzun süredir kazanamadığı bir seçim bölgesini İYİ Parti kazansa veya İYİ Partinin milliyetçi muhafazakarlardan alacağı oylarla aradan sıyrılıp CHP kazansa ne diyecek sizce CHP’liler.

Bu belki Yeniden Refah tabanı ile AKP tabanı aynı kökten geldiği için belki biraz daha zor ama asla imkansız değil. Dahası ortak tabanların kendi fikirleri üzerinden siyaset gütmesinin mümkün olmadığını söylemenin neresi demokrasi ile izah edilebilir. Mesela Fatih Erbakan’a bu tarz ithamlarda bulunulduğunda  kendisine oy veren her insana da aynı şeyi söylemiş olduğunun farkında mı acaba bunları söyleyenler.

Unutmamak gerekir ki 2019’da da 2023’de de bu iki partiye karşı teveccüh gösterenlerle karşı çıkanlar yine aynı iki taraf idi ama bu sefer yer değiştirmiş gibi duruyorlar.

Aslında bu konuda çok çarpıcı örnekler var dikkat ederseniz  mesela Ayyüce Türkeş Adana’da aday olduğunda önce kendisinin adaylığını çok sert şekilde eleştirenler Cumhur ittifakı tarafı idi. Çünkü asıl o tarafın oylarını böleceği konusunda endişeli olanlar onlardı. Ama ne zaman ki Ayyüce Türkeş’in adı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığında “kazanabilir” şeklinde anılmaya başlandı bu sefer diğer taraf kendisine karşı çıkmaya başladı. O zaman da ben durumu, bu iki tarafın asıl meselesi diğerinin kazanmasından çok, kendilerinin kaybetme endişesi diye yorumladım.

Çok uzun uzun üzerine yazılıp konuşulabilecek bir konu aslında ama seçimden sonra belki aklı selim insanlar bu analizleri daha detaylı yaparlar. Burada benim asıl dikkat çekmek istediğim de kim doğru kim yanlış yapıyor bölümü değil. Bu sistemin sağladığı konfor nedeni ile insanların fikirlerine koyulmak istenen ipotek.


Yorum Yazın