Türkiye’de doğurganlık hızının son yıllarda keskin biçimde düşmesi, ülkenin demografik geleceğine ilişkin endişeleri artırdı. TÜİK verilerine göre 2001’de 2,38 olan toplam doğurganlık hızı, 2014’ten bu yana aralıksız düşerek 2024’te 1,48’e geriledi. Bu oran, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1’in çok altında.
Verileri değerlendiren TÜİK Başkan Yardımcısı Furkan Metin, Türkiye’nin bugün itibarıyla “çok yaşlı ülkeler” sınıfına girdiğini belirterek kritik uyarılarda bulundu:
“Doğurganlıktaki düşüş böyle devam ederse 40 yıl içinde ortanca yaş 45’in üzerine çıkacak. 45 yaşındaki Türkiye’nin enerjisi, 1990’larda olduğu gibi 20’li yaşlardaki genç Türkiye’nin enerjisi olmayacak.”
Metin’e göre düşüş trendinin 10 yıl daha sürmesi hâlinde, ülke geri dönüşü olmayan bir nüfus krizine girebilir. Bunun sonuçları ise yalnızca nüfusun yaşlanması değil; aynı zamanda sosyal güvenlik sistemine aşırı yük, azalan iş gücü ve artan bakım maliyetleri olarak sıralanıyor.
Doğurganlık verileri hızla geriliyor
2014’te 2,19 olan doğurganlık hızı;
2016’da 2,11’e,
2018’de 2,00’a,
2020’de 1,77’ye,
2023’te 1,51’e,
2024’te ise 1,48’e düştü.
Uzmanlara göre bu eğilim devam ederse Türkiye, AB’nin bile altına inecek bir doğurganlık oranıyla karşı karşıya kalabilir.
“Sosyal güvenlik sistemi bu şekilde devam edemez”
Yaşlı nüfus oranının gelecek 25 yılda yüzde 25’in üzerine çıkabileceğini belirten Metin, mevcut sistemin bu demografik değişimi karşılayamayacağını ifade etti:
“Çok ciddi bir nüfus krizinin içindeyiz. Sosyal güvenlik sistemi bu yapı ile sürdürülemez.”